Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 18 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Zamansızlıktan zamanın doğduğu; maddesizlikten maddenin ortaya çıktığı; boyutsuzluktan boyutların varlığa geçtiği; kuvvetsizlikten kuvvetlerin vücuda ulaştığı; şekilsizlikten şekillerin oluştuğu; renksizlikten renklerin; sessizlikten seslerin meydana geldiği; aklın alamayacağı, zihnin kavrayamayacağı bir olay! Müthiş bir mucize! Var olmanın, varlığa geçmenin; uyanışın, haykırışın, çığlığın; benliğin, beraberliğin ve bütünlüğün göz kamaştıran ihtişamı! Küçücük bir tohuma gizlenmiş koskoca bir Kâinat! Olumlar
Dualarımızda asla yalan yoktur. Kendimizi neden aldatalım? Zayıflığımızdan, âcizliğimizden ve çaresizliğimizden hiç utanmadan dua ederiz. Duanın dilini bilmeyenler aslında dünyanın da dilini bilmiyorlar demektir. Çünkü rüzgârların uğultusunu, dalgaların hışırtısını, kuşların cıvıltısını, suların şırıltısını duymayanlar; rengârenk kelebeklerin kanat çırpışlarını, al renkli lalelerin, masmavi menekşelerin sapsarı papatyaların açılışını görmeyenler, duayı nereden bilsinler? Duanın dilini bilmeyenler, hayatla a
Ünlü bir fizik hocası yazdığı kitabın ön sözünde şöyle der: "Fizikçiler bildiklerini sandıkları konuların sadece yarısını bilirler. Ancak bunun hangi yarısı olduğu konusunda şüpheleri vardır." Bu sözde biraz mizah, biraz özeleştiri ve çokça da gerçeğin izleri seziliyor. Çünkü fizikçiler çevremizde milyarlarca yıldan beri dolanıp duran maddeyi hakikat zannediyorlar. Atom içindeki parçacıkların en derinliklerinde neler olup bittiğini karmaşık kuramlarla açıklanacağını kabul ediyorlar. Oysa maddeden mânâya geç
Bir artı, iki etse de; aslında ikinin içinde de Bir vardır. Binler, yüzbinler, milyon ve milyarlarsa sayı çoğunluğunda da hep o Bir vardır. Çünkü bin tane biri, milyon tane biri, milyar tane biri, bir araya getirdiğimiz zaman, çokluk (kesret) meydana gelir. Bütün sayılar, Bir´den türemiş, Bir´den ortaya çıkmıştır. Tek ve eşsiz olan Bir olmasa idi; çokluk çoğulluk ve farklı olan sayılar ortaya çıkar mıydı? (Arka Kapak)
Evrende olup biten her şey, gizli bir kaderle birbirine bağlıdır. Sönen bir yıldız, sırasını hiç şaşırmayan mevsimler, kabaran bir ırmak, doğan ve büyüyen bir insan, deseni önceden belirlenmiş bir örgüyü işlemek için varlık sürerler. Bilim, bu muazzam döngünün ve sayısız çeşitliliğin sırlarını açığa çıkarmak için can atar ve yalnızca bir aracıdır. Taşkın Tuna, "Oku Ama Neyi?" de, insanın hallerini, bir roman kurgusuyla ve bilimi, hakikatin aydınlatıcısı yaparak anlatıyor. Kitapta geçen olaylarla, kişiler
Ol Dedi Oldu 1 adlı eserinde Taşkın Tuna, Big Bang'in nefes kesen öyküsünü Kur'an'ın ışığında anlatıyor. Uzay-zaman kavramı, kara delikler, atomun derinlikleri ve daha birçok konu son derece anlaşılır bir dille, ayet ve hadisler eşliğinde aktarılıyor. Evrenin doğumunu anlatan çalışmada, elektronun hareketinden yıldızların oluşumuna, kuasarlardan bir bitkinin damarlarına yürüyen özsuya kadar sayısız bilgi, bir roman tadı ve akıcılığıyla okura sunuluyor.
Her şey bir nokta ile başladı. Kalem noktaları koydu. Noktaların birleşmesinden eğilen, bükülen, kesişen zarif çizgiler, göz alıcı şekiller ortaya çıktı. Bunlar harflerdi. Sayılamayacak kadar çok sayıdaki harflerden kelimeler üretildi. Kelimelerden cümleler, cümlelerden fikirler, özlü sözler oluştu. Bunlar toplandı, toparlandı, sıralandı, sınıflandı ve kitap oldu. İşte bu insandı! Âdemdi! Halifeydi! Şerefliydi! Sonra o ilk noktadan oluşan çizgiler uzadıkça uzadı, çoğaldıkça çoğaldı. Birbiriyle kesişen çizgi
İnsan bir gün virgülü kaybetti. Virgül olmayınca noktalı virgül de yok oldu. Basit cümlelerle meramını anlatmakta zorlandı; istek ve tercihlerini söyleyemedi. Sonra noktayı da kaybetti insan. O zaman cümleler birbirine karıştı. Anlamsız ve sığ sözcüklerle duygularını ifade etmekte aciz kaldı. İnsan soru işaretini de kaybedince soru sormayı unuttu. Sorgusuz sualsiz, işittiği her şeyi tıpkı bir papağan gibi tekrarladı. Bir gün ünlemi de kaybedince heyecanları, hayret ve hayranlığı da kaybolup gitti insanın.
Asırlara imzasını atan öncü sûfilerden Muhyiddin İbn Arabi, bir eserinde ?Hayâlin hakikatinden haberi olmayanın, hiçbir şeyden haberi olmamıştır" der. Onun bu özlü seslenişi, aslında yüce Peygamber'in ?İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar" kutlu söyleminin zarif bir açılımı- dır. Gerçekten, uzayın uzak ufukların da ötesine taşan bu büyük makro âlemde; her şey; bir başka şeyle ilgili, ilintili, ilişkili, etki- li, dengeli ve tepkili olduğu göz önüne alınırsa, şey'lerin mutlak değil, tam aksine izafî, yani gö
"Yüreğimde Onca Yara Olmasaydı, Aşktan Bu Kadar Anlamazdım." "Her aşk tükenir, tükenirken sizi de tüketir ya da yaşanamadıkça büyür hem de acılarla büyür... Peki, aşk ne zaman güzelleşir? Ne zaman bir ömür boyu yaşama sevincin olur, merak mı ediyorsun? O zaman bu kitabı oku, senin de BİR BÜYÜK AŞKIN OLSUN!" diye sesleniyor yazarımız siz okuyucularına... Kaleme aldığı 1500'e yakın aşk şarkısı ile 37 yıldır yüreklerimize dokunan ünlü söz yazarı Aşkın Tuna bu defa aşk üzerine bir kişisel gelişim kitabı hazırla
Toprak, suyu sever ürün vermek için. Su, güneşi sever buharlaşmak için. Buhar, bulutu sever yoğunlaşmak için. Bulut suyu sever toprağı rahmetle sulamak için. Toprak suyu sever ağaç olmak için. Ağaç yaprağı sever yeşillenmek için. Yaprak ışığı sever esir olmak için. Yaprak, böylece ışığa tutsak olunca olağanüstü bir kimyasal etkileşim gerçekleşmiş olur. Yaprak, topraktan aldığı suyu, havadan kaptığı karbon dioksidi esir aldığı ışıkla harmanlayınca bir yandan çevreye oksijen salarken öte yandan da şeker üreti
O, sonsuz zaman öncesinden beri sürekli olarak aşk saçar. Her anda maşukluk yüzünden bir perde kaldırır, her nefes aşıklık yüzünden destan yaratır. Bütün alem aşk nağmesinin sessiz bir sedasıdır. Aşık, isim ve sıfatlarla maşuka aynadır.Maşuk da ayna olarak nurunu yayar. Ay, güneşe ayna olunca, ne güneş zatından aynada ve ne de aynanın zatından bir şey güneşte vardır. O´ndan başka hiçbir varlığın, O´ndan üstün bir varlığa sahip olmaması gerçeği; O´nun dışındaki tüm ´görünen´ varlıkların ´gerçek´ vücutların
Öyle insanlar varmış ki, onlar fazilette, cömertlikte, fedakârlık ve ihlâsta o derecelere yükselmiş; öylesine saf ve katıksız bir hâlde manevî değerlerin basamaklarına tırmanmışlar ki, melekler onlara bakıp bakıp, Allaha şöyle dua ederlermiş: - Yarabbi, keşke beni de insan olarak yaratsaydın. Yine öyle insanlar varmış ki, onlar zulümde, cinayette, kibirde ve küfürde inanılmaz eylemler yapmışlar; kendi şahsî çıkarları ve makamları için hiç çekinmeden tertemiz mâsum insanları acımazca öldürerek, aşağılık
Ne demek bilinçli olmak? Peki evrenimizin bilinçli olması ne anlama geliyor? Bilinçli olmak, bilmek, anlamak, algılamak, duymak ve duygulanmak, duygulanmak ise sevgide mesafe kat etmek değil mi? Uçsuz bucaksız evrenimiz için de bilinçlidir diyemez miyiz? Çünkü o da muhabbetle yoğrulmuş ve şekillenmiştir. Muhabbete dalan her kim olursa olsun ağlar? Sevgiden, özlemden, ayrılıktan, kısacası iç yakan bir hasretten ağlar. Ağlamak, ağlayabilmek! Bunun için milyonlarca ışık yılı uzaklıktaki galaksileri, hassas
...Anlaşılması son derece zor ve karmaşık olan uzayla ilgili bir çok konular (kavramlar ) bu kitapta; sade akıcı bir uslüp ve son derece usta bir yaklaşımla anlaşılabilir bir tarzda açıklanabilmiştir. Daha da önemlisi bu çalışma ile yüce Kitabımız Kur´an-ı Kerim´in konu ile ilgili bir kısım ayetlerinin engin anlamlarının açıklanmasına yeni boyutlar kazandırılmıştır... - Prof. Dr. Ahmet Rumeli - (ODTÜ)
Tükendi
Tuna, bu eserinde Evrenin Fiziksel özellikleri ile moleküler biyolojinin sistematiğini inceliyor. Paralel evrenler, kara delikler ve uzayda zaman değişimi gibi ilgi çekici konular, insanın ruh ve bilinç yapısı yardımıyla yorumlanıyor... Alışılmışın üstünde, bilimsel heyecanın doruğunda, duygu ve düşünce ufuklarının da ötesine geçerek...
Tükendi
Görünüşte herkese açık hayatlar vardır. Göz önünde duran, göz batan, sürekli takip ettiğimiz, süreki yargılayıp, kefen biçtiğimiz hayatlar. Tıpkı penceresi geniş bir eve benzer böyle hayatlar. Ama dışarıdan gördüğümüz renkleri, yine de merakımızı gidermez. İçeride duranın bize, dışarıdan göremediğimiz alacakaranlıkta kalmış yerleri de anlatmasını isteriz: Kendi içinden hayatın nasıl gözüktüğünü, yalnızken neler hissettiğini, herkesten saklayıp da vermediği cevapları, kalp çarpıntılarını... Günlük bizim i
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 18 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1