Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 20 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
"Günümüzde pek çok insanı mutlu eden ya da mutsuz edip kahreden... Başarı ya da felaket getiren evren, mikro dünyasının evrenidir. Ne var ki, daha üst düzey bir dünya görüşü isteyen, mikro evreniyle sınırlı kalmayı eksiklik sayan pek çok insan da vardır. Dünyada, eğer bu olumlu bir şeyse, tüm alanlarda tüm gelişmeler genellikle makro dünyayı düşünen insanlardan gelir." Kaan Arslanoğlu daha önce "Eleştirel Bakışla Güneş-Dil Kuramı ve İlk Güneş Dil Sözlüğü"nü yazmış ve konuyu ayrıntılı bir şekilde ele almıştı
Tükendi
İşte bu bir internet romanı. Çağımız iletişiminin, çağımız insanının güncel romanı diyebiliriz. Evet, bir bölümünüz bu biçimi, biçemi yadırgayacaktır. Hepimiz derin bir yabancılaşma ve yadırgama içinde değil miyiz zaten! İnsan özde değişmedi ama, yüzleri, yansımaları dönemlere göre çok değişebiliyor. İnsanın bu anlamda hızla değiştiği ve değişim hızını yakalayamadığımız zamanlardayız. Kaan Arslanoğlu "Batılı insan yüzlerinde ruh boşalmış diyor. Ruh çekilmiş. Apaçık belli. Suretler hep aynı. Görmüyor musu
"Bu kitapta tarif ettiğim gözlüğü kullandığınız anda hiç yaşamadığınız bir berraklık kazanacak görüşünüz... Dünya... ve insan. Elbette, yüzde yüz bir netlik bu gözlükle de elde edilemez. Ama önceki görüşünüze göre coşkulu bir sevinç yaşayacaksınız. Fakat kim bilir belki de bu açıklıktan, berraklıktan hoşlanmayacaksınız. Artık kişilik yapınıza göre... Belki insanların büyük bölümünün körlüğü bilinçli olarak yeğlemelerinde, onlara sunulan bu gözlüğe karşı direnmelerinde bir hikmet var. İnsan bu. Onu, yani
Tükendi
Kaan Arslanoğlu, yeni romanı Reenkarnasyon Kulübü'nde keskin ve ironik bakışlarını günümüz Türkiye'sine çeviriyor. Gene zor olanı, şimdiki zamandan kaçmak yerine onun üstüne üstüne gitmeyi tercih ediyor. Ama insanın başını döndüren, aklını başından alan bu (politik) gerçekliği, günümüz Türkiye'sini, çok farklı bir uslupla, gerçeküstü bir biçimde ele alıyor bu defa. Yazar Kaan Arslanoğlu versus insan Kaan Arslanoğlu! Kimler yok ki bu dünyada; Kaan Arslanoğlu, Mustafa Kemal, Enver Paşa, İbrahim Kaypakkaya ve
Evrimsel Açıdan Devrim, Kaan Arslanoğlunun sol, sosyalizm, komünizm, Marksizm, Stalinizm, Türkiye solu ve bilim konulu çalışma ve yaklaşımlarını enine boyuna tartıştığı ve görüşlerini kristalize eden son çalışmasıdır. Hikmet Kıvılcımlıdan Nazım Hikmete ve Kojin Karataniye, Kemal Okuyandan Zizeke, üretimden tüketime ve mübadeleye dek pek çok kişi ve kavramı ele alan ve hınzırca eleştiren Arslanoğlu, Evrimsel Açıdan Devrimde altyapının da altyapısı biçiminde tanımladığı insan kişiliklerinin ve genetiğinin öne
Tükendi
Kaan Arslanoğlu, yeni romanı Karşıdevrimciler’de; devrimcilik, solculuk, ulusalcılık, sosyal-demokratlık, liberallik ve sivil toplumculuk gibi artık iç içe geçmiş ve birbirinin yerine kullanılmaya başlanan kavramları sorguluyor, tabii ki devrimciliği referans alarak… Avrupa Birliği, insan hakları, özgürlükler, kimlik politikaları, azınlıklar ve liberalleşme gibi Türkiye’nin güncel sorunlarına odaklanan romanda, Arslanoğlu, zor olanı seçiyor ve içinden geçtiğimiz günlerin siyasal olay ve aktörlerini
Orhan Pamukun, The Guardiandaki Implied Author başlıklı yazısını okuyunca ilk önce, Hah, dedim işte işin özüne yaklaşıyoruz. Pamuk neden yazdığını anlatıyor. Şimdi, aslında bunun da garip bir durum olduğunu kabul etmek gerekir. Benim bildiğim, kendi yerinden ve yaptığından emin olan yazarlar arasında böyle bir çabaya hemen hiç rastlanmaz. Bu genelde edebiyat eleştirmenlerinin ve teorisyenlerinin çalışma alanına girer; deyim yerindeyse, onların temel gıdasıdır. Ama zaman zaman yaptığının teorisini de yapm
Tükendi
Bu kitap psikiyatri dediğimiz ruh sağlığı ve hastalıkları dalına ilişkin temel bilgileri okurlara sunmayı amaçlıyor. Çağdaş toplum yapısının giderek daha çok insanı hekimlere başvurmak zorunda bırakan zorlu koşulları karşısında bireyler ne yapabilir? Herşeyden önce sorunlarını tanımayı ve anlamayı deneyebilirler. İşte bu kitabın amacı: Ruh sağlığı ve hastalıklarıyla ilgili temel bilgileri kısa, anlaşılır ve yanlışsız sunmak; ruh hastalıklarıyla hastalık gibi görünen durumlar ve sorunlar üstüne bilgi vermek;
Tükendi
Gelecekteyiz… 2084 yılında… 1984´ün karanlık dünyasının üzerinden tam yüz yıl geçmiş… Beden ve zihin teknolojileri akıl almaz ölçüde gelişmiş durumda ve insanların beyinleri tıpkı bilgisayarlarınki gibi yeniden yapılandırılabilir…Kimlikler, deneyimler, düşler, anılar kısacası tüm insani nitelikler yapay ve değiştirilebilir… 2084´te en karanlık kabuslarımız gerçek oluyor! Ama hiç kimse gerçeğin ne olduğunu bilmiyor! Hiç kimse kim olduğunu ve gerçekte ne olduğunu bilmiyor, ben ve öteki bir ve aynı şey! O
Tükendi
Öteki Kayıp, yabancılaşma, mülteciler, kayıp ruhlar… Gündelik yaşamın içine sıkışmış, gittikçe daha fazla bunalan, köşeye kıstırılan, ama bir yandan da bu yaşamdan çıkış yolu arayan insanların hikayesi, yani bizim hikayemiz… Kaan Arslanoğlu, Öteki Kayıp´ta bir yandan zihniyet yapılarımıza ilişkin temel bazı eleştiriler sunarken bir yandan da kimlik, etnisite, mülteciler gibi günümüzün aktüel sorunlarına içerden bir gözle bakıyor. Başka bir dünyaya taşınan, başka insanlara giydirilen ve yadsınan kendi öz g
" ... işkenceyi anlatmakta ... Türkçe´de yazılmış hiçbir romanda Kaan Arslanoğlu´nun yazdığı o unutulmaz 73 sayfanın mükemmelliğine rastlamadım. Fethi Naci "Devrimciler´in yürekli özeleştirisi, genç devrimcilerin tüm bir yaşamını kapsıyor... Devrimciler, her şeyden önce, romandır. Bu fırsat her zaman yakalanmıyor." Semih Gümüş "Devrimciler içten, sıcak ve yoğun bir dille 80´li yılları anlatıyor... Bir dönemin deney birikimini aktarıyor, kuruluktan uzak, yalın, çarpıcı ve düşündürücü." Ahmet Aka
Tükendi
"Son yıllarda, yazdığı her romanı merakla bekleyeceğim yeni bir romancıya rastlamamıştım. Geçen yıl, yazmaya ara verdiğim aylarda, buldum böyle bir romancıyı: ´Kişilikler´ romanının yaratıcısı Kaan Arslanoğlu... Çağrısız Hayalim, ´devrimciler´in yenilgilerini, savruluşlarını anlatıyor. Eski devrimci Ercan, artık Ayhan´ın ´tutucu´ babasının sözcükleriyle konuşmaktadır. Gerçeklik duygusunu yitirmiştir: Gömdüğü altınların, markların yerini polise gösterdiğini unutmuştur, hâlâ onları arar. Esma´nın kanser o
“Kaan Arslanoğlu, ilk basımı 1989’da yapılan Kimlik adlı romanında, zorunlu hizmete giden genç bir pratisyen hekimin yaşadığı kimi zorlukları anlatır. Genç bir insan, birdenbire ailesinden, yaşadığı kentten ve arkadaş çevresinden ayrılıp uzakta, bambaşka bir çevrede yaşamaya başlar. Burada karşılaştığı güçlükler bir insanın kolayca kaldırabileceğinden ağırdır. (...) Romanın önce konusu ilgimi çekti. Nicedir günümüz toplumuna ilişkin yapıtlara rastlanmadığını ayrımsadım. Oysa (...) roman sanatı her zaman top
Tükendi
“Kaan Arslanoğlu için roman farklı yaşam seyirlerinin denendiği bir laboratuvar gibi. (...) Yazar belli bir basınç uygulandığında insanlara neler olduğunu gözlemliyor: Ne kadar dayanıyorlar, ne zaman değişmeye başlıyorlar, hangi yönde değişim gösteriyorlar? Yazar laboratuvar şefi olarak tepki biçimlerinden yalnızca bireyler hakkında çıkarım yapmakla kalmıyor, (...) ayrıca kendilerinin veya birbirlerinin davranışlarının değişmesiyle oluşturdukları toplumsal ilişkilerin de yeni baştan düzenlenip düzenlen
"Kuş Bakışı kendinizle acımasızca yüzleşmeyi, yaşama yüksek bir tepeden bakabilmeyi gerektiriyor... Psikiyatriden edebiyata, siyasetten cinselliğe, aşk ve ihanetten depreme bir çok konunun farklı karakterler üzerinden anlatıldığı bir roman... Hem hepsi "gerçek" hem de hepsi "toptan sahte" öyküler akıl bozukluğunun çarpık bakış açısından yansıyor. Bu nedenle romanı okurken sizin de bakış açınızı çarpıtmanız gerekiyor... Arızaları tam da arızanın kendisiyle anlatan roman." "Gizem var, dehşet var... Ama b
Tükendi
“Artık olağanüstü dönemlere girdik. Deniz bitiyor. Dünyanın sonu göründü. Bu tehlikeye karşı ufak tefek çabalarla, sıradan uğraşlarla hiçbir şey yapamayız. Neler yapabileceğimiz pek belirsiz de değildir. İnsan iki şeyi birden aynı ciddiyetle yapamaz... Bence yapılması gereken, bilincimizi, tüm insani uyanık bilinçleri bu en önemli sorun doğrultusunda odaklamaktır. Daha fazla tüketim üstünde duran kapitalizm insanlığı bitirmek üzeredir. ABD ve AB nin insan hakları ve özgürlükler anlayışı, durmadan tüketen, d
Tükendi
İnsan, evrimini tamamlamamış bir canlıdır. Kaan Arslanoğlu`nun insan kavrayışını en genel hatlarıyla yansıtan bu teşkil ediyor. Sorunsuz bir toplumsal düzen, acaba gerçekten sorunsuz bir insan anlamına mı geliyor? Yoksa, bu sadece bir ütopya mı? Yaşanan ve yaşatılanonca çılgınlıkta insanın aşamadığı bir eşik yok mu? Dahası, bu eşiğin geçilmesine engel olan ne? Toplumun bugünkü yapısı mı, insanın evrimde bir üst basamağa henüz çıkamamış olması mı? Yanılmanın Gerçekliği, çoğaltılabilecek bunlara benzer pek ç
Her bir ciltten gerçekten başka bir dünyaya, başka bir zamana süzülür kişi. Yalnızca kapak sırtlarını okuyarak derinliklere uçabilir insan, herhangi bir sayfayı açıp herhangi bîr satırdan bambaşka akıllara geçmek baştan çıkarıcıdır (...) Yıllar içinde değişen insanlar mıydı, yoksa kendi iç aynası mı? Rüya ülkelere gidip geldikçe, oralarda yaşadıkça, o insanlarla daha sık bir arada olup konuştukça kafalardaki boşluğu daha çok gördü, o boşluğun yüzlere yansımasını belki daha çabuk yakalamaya başladı; kim bili
´ -Zamanımızın Bir Kahramanı - Kaan Arslanoğlu "Geçsin mi karşıya? Düşsün mü düşmesin mi? Boşlukta asılı kalıyor öylece. Bakışları karşıda, basmaya çalışacağı kaygan otlarla kaplı kenarda. Kenara yakın büyükçe birkaç taş yükseliyor suyun içinden. Akıntı orada iyice çalkalanıp köpükleniyor (...) Buradaydı işte. Ne zamandır düşlediği ülkede. Kaçmak için en uygun yerde. Kendi içindeydi. Yaşam buydu artık. Zayıf sarı bir ışığın aydınlattığı alacakaranlık alçak bir tente altında. Duvarlar kıpırdıyor, hafif hafif
FUTBOLUN PSİKİYATRİSİ KAAN ARSLANOĞLU Deyin yerindeyse, futbolla yatıp futbolla kalkıyoruz. Takımyar, "gole imzasını atanlar" "kalesinde devleşenler", teknik patronlar, futbol otoriteleri, fikstürler, günlerce tartışılan pozisyanlar "maçın son düdüğünü çalan" hakemler... Hepsi, gözlerimizin önünde sergilenen bir "oyun"un aktörleri... Peki ya bütün bunların düşündürdükleri ? Futbol gerçekten, kendi halinde bir spor dalı mı ? Hayatımızda, biz istemesek de, bunca yer tutmasının nedenleri neler ? Yoksa, kend
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 20 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1