Bugün İslamcılığın karşı karşıya kaldığı en büyük tehlike; modernliğin post modernliğin geride kaldığı bir dünyada eski kavramlarla düşünmeye devam etmektir. Yeni bir dil ve yeni bir kavramlar çatısı kaçınılmaz olmaktadır. İslamcılığın sahip olduğu 'dava'yı yeni zemine uygun bir dil ile ifade etmesi kaçınılmaz olmalıdır. Bugüne kadar kullanılan dilin belirli bir geçerliliği olsa da bugün açısından 'dava'yı taşıma istidadı gösteremiyor. O zaman yeniden bir dilin imkânlarını yoklamak ve bu 'yeni zemin'e 'söz'

Kriz kendi içinde çözümü barındırır. Yabancılaşmayı beraberinde taşıyan her olay, olgu ve durum krizin habercisidirler. Kendi otantik doğasının dışına yönelik her hamle yabancılaşmayı ve beraberinde krizi tetikler. Mevcut kültürler ideolojik bir yapıya büründüğü andan itibaren krizin varlığına delil olurlar. İdeoloji, süreklileşen bir çatışmayı beraberinde taşır. Bu yüzden ideolojinin olumlu yanından çok olumsuz boyutu daha çok gündeme taşınmalıdır. Türkiye'de ideolojik, siyasi ve sosyolojik krizin nedeni

İslâmcılığı, İslâmi olanın sürekli bir yorumu olarak algılamak mümkün. Bu algı İslâmcılığı tekfir hastalığından kurtaracağı gibi, değişen ve gelişen şartları değerlendirerek İslâmcılığı geçici olmaktan kalıcı olmaya taşıyacaktır İslâmcılığın Türkiye serüveni, Türkiyenin gelişim ve değişim dinamiğine bağımlı olarak değişen sürekli bir gelişim dinamiğine sahiptir. İslâmcı grupların da, kendi aralarındaki farklılıklar bir tarafa, bu gelişim ve değişim dinamiklerinden etkilendikleri açıktır. O bakımdan İslâmcıl

Hayatı iman ve aşk üzere yaşamalı İman; bir haykırış destanı Tam bağımsızlık ve tam bağlılık Esfel ile ekmel arasındaki farkı belirten ayraç Yüreklerdeki ateşin sonsuzluğa yönelmesi Nesne ve özne ilişkisini berraklaştıran fenomen İstikamet ve yönelmenin sonluluktan sonsuzluğa evrilmesi Hayatın yapıştırıcı/onarıcı, biçimlendirici ve güzelleştirici maddesi Vahiy imanla hayat kazanır. Kullukla taçlanır. Yaratıcı ve kul arasındaki ilişkinin niteliğini oluşturarak hayat üzerine bitmez tükenmez bir kaynak oluştu

Kimlik farklılıklarını temel bir ayrımla iki temel duruş ile ifadelendirebiliriz: Birinci farklı kimlik: Dünyayı aşan aşkın bir dünya görüşü perspektifine bağlı yaratılan evren´de yaşadığımız şuuruna sahip olan kimliktir. İkinci farklı kimlik: Varolan bir evren´de içkin bir dünya görüşü´ne bağlı olan kimliktir. İki kimlik de kendi alt kimliklerine doğru bir seyir ile çoğul kimliklere dönüşürler. Örneğin, kişiler, siyasal ve sosyal statülerine uygun veya düşünsel farklılıklarına bağlı kimlikler edinirler.