Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 27 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Sözü sihir kıvamına getirmek için, bir sarrafın altın işlerken gösterdiği titizlikle çalışan sanatçıların, insan ruhuna haz verecek eserleri hangi yollarla vücuda getirdiklerini anlayabilmek, söz ve anlam sanatlarının iyi bilinmesini gerektirir. Sözle sihir yapmak hususunda varılabilecek son mertebeye ulaşan kadim sanatkârların, kendilerine çizilen sınırlar içinde, orijinal hayaller ve söyleyişler elde ederken uğradıkları menzilleri konu alan bu çalışma, bilhassa eski şiir üzerine mesai sarf eden araştırmac
Tükendi
Mazmun, klâsik Türk şiiri ile yolu kesişen herkesin aşina olduğu bir kavramdır. Bununla birlikte, onun tam olarak neyi kastettiğine dair tartışmalar devam etmektedir. Bazı araştırmacılar onu, klâsik şiirin kalıplaşmış benzetme dünyasını kastetmek için kullanırken bazıları ise zaten bir adı bulunan çeşitli edebî sanatları mazmun olarak nitelemiştir. Sözcüğün herhangi bir sınır çizilmeksizin gelişigüzel kullanımı, klâsik şiire ait herhangi bir hususu ifade etmek için mazmun teriminin tercih edilmesi sonucunu
Tükendi
Aruz vezni Türk edebiyatının uzunca bir dönemine damgasını vurmuş önemli bir ahenk unsurudur. Bu veznin günümüzde daha iyi anlaşılabilmesi ve hatta yeni metinlere uygulanabilmesi amacıyla hazırlanan elinizdeki kitap, aruz fobisi olanlara ilaç gibi gelecek, aruzla yazılmış şiirlerdeki ahengin daha iyi görülebilmesini sağlayacaktır. Gereksiz ve işlevsiz bilgilerden arındırılarak sunulan alıştırmalarda, kişinin aruz veznini kendi kendine geliştirmesi sağlanmış, herkesin aruz vezni ahengine aşina olması amaçlan
Tükendi
Zekâ Geliştirici Bilmeceler, okul çağındaki çocuklarımızın zekâ gelişimine katkıda bulunacak yüz elli sekiz adet bilmeceden oluşmaktadır. Kavramlara ait özelliklerin bilmecelere mahsus gizemli bir üslupla ve çocuklarda şiir zevki oluşturacak biçimde sunulduğu eserde, genel kavramların yanı sıra güncel ve teknolojik unsurlara da yer verilmiştir. Geleneksel ve edebî bilmece formatıyla hece ölçüsü, redif ve kafiye gibi hususları dikkate alarak hazırlanan bu çalışma yardımcı ders materyali olarak da kullanılabi
"Harâb", yıkık dökük, viran; kendinden geçmiş gibi anlamlara gelir. "Âbâd" ise onun tam tersine mamur, bayındır manalarını ihtiva eder. Aynı zamanda bir sözcüğe eklendiğinde onun çok bulunduğu yeri ifade eder. Örneğin şems-âbâd, güneşi bol olan yer; feyz-âbâd suyu bol, feyizli yer anlamlarını taşır. Harâb-âbâd ise, her yerin harap olduğu bir mekânı niteler. Ancak sözcüğün içinde gizliden gizliye bir mamurluk vardır. Bu sözcük, benim dünyamda klâsik şiirimizin günümüz perspektifinden görünümüne tercüman olur
Bu kitap, çocuğuna İslâmî terbiye vermeyi amaçlayan ana-baba ile evladının diyalog kurmasına yarayan bir vasıta olarak düşünülmüştür. Bilmecelerdeki ipuçları peşinde koşan taze beyinler, temel İslâmî değerlerle tanışırken cevapları ve açıklamaları onlara okuyan veliler; çocuklarına dinî terbiyeyi eğlenceli ve öğretici bir şekilde verebilmenin mutluluğunu yaşayacaktır. Temel İslâmî kavramlar, ibadetler, dinî şahsiyetler ve tarihî hadiselerin sorulduğu bilmecelerden oluşan bu eser; hece ölçüsü, kafiye ve redi
Tükendi
Edebi sanatlar, klasik Türk şiirinin gizemli ve cazibeli dünyasını muhafaza eden muhkem ve kadim kalesinin kapılarından birinin anahtarıdır. Bu anahtar sayesinde okur, şairin kurguladığı olağanüstü güzellikte bir ülkeye giriş yapar; birçok şairin ayak izlerini bıraktığı vadide yolunu aydınlatacak bir fener bulur. Eskiler, şiiri sihir ve mucize ile bir tutmuşlar, şairliği de velilik mertebelerinden biri kabul etmişlerdir. İşte bu duyarlılıkla yazılan şiirleri anlayabilmek, çok yönlü bir bakış açısı ve geni
Tükendi
İnsanoğlunun gaybı öğrenme isteğinin gayrimeşru bir çabası olan fal, tarihin en karanlık çağlarından günümüze değin mutlaka alıcı bulmuştur. Üstelik kendisine savaş açan akıl, mantık ve dini alet ederek yoluna devam eden falcılar, insanları en zayıf noktalarından yani kutsal kitaplarından yakalamayı da bilmişlerdir. Sonucu çok merak edilen bir durumun, kaybedilen bir nesnenin ya da kendisinin akıbetini öğrenmek isteyen insanoğlu, atalarından devraldığı gizemli ilimlere sığınmış, tesadüf ya da birer akademis
Tükendi
Münazara, genelde cevabı olmayan iki kutuplu bir meselenin, iki gruba savunma konusu olarak verilmesi neticesinde yapılan bir sunumdur. Konular çoğunlukla, ?Yumurta mı tavuktan çıkar, yoksa tavuk mu yumurtan?.." şeklinde cevabı olmayan meselelerden seçilir. Bu anlamda en çok tartışılan hususlar: ?Teknoloji yararla mıdır, zararlı mıdır?", ?Sanat, sanat için midir, toplum için midir?", ?Doğa mı insana hâkimdir, insan mı doğaya hâkimdir?" gibi suni sorular olur. Bizim seçtiğimiz konu da benzer şekilde, apaç
Tükendi
Sözü sihir kıvamına getirmek için, bir sarrafın altın işlerken gösterdiği titizlikle çalışan sanatçıların, insan ruhuna haz verecek eserleri hangi yollarla vücuda getirdiklerini anlayabilmek, söz ve anlam sanatlarının iyi bilinmesini gerektirir. Sözle sihir yapmak hususunda varılabilecek son mertebeye ulaşan kadim sanatkarların, kendilerine çizilen sınırlar içinde, orijinal hayaller ve söyleyişler elde ederken uğradıkları menzilleri konu alan bu çalışma, bilhassa eski şiir üzerine mesai sarf eden araştırmac
Tükendi
Tekerlemeler, oyunlarda ebeyi belirmek için söylenen sayışmacalardan ve dilde söyleyiş güçlüğü yaratan sözcüklerin arka arkaya sıralanmasından oluşur. Önemli bir oyun malzemesi olan bu ürünler, çocukların hayal güçlerinin gelişmesine ve dil becerilerinin artmasına da yardımcı olurlar. Kitapta, her biri orijinal ve geleneksel tekerleme formatına uygun tekerlemelere yer verilmiştir. Yağmur yağdı akşamdan Tilki kaçtı tavşandan Bizim eve sığındı İfadesi alındı Hakim onu suçladı Çekirdek avuçladı Haydi gel izle
Tükendi
Zeka Geliştirici Manzum Bilmeceler, okul çağındaki çocuklarımızın zeka gelişimine katkıda bulunacak yüz elli sekiz adet bilmeceden oluşmaktadır. Kavramlara ait özelliklerin bilmecelere mahsus gizemli bir üslupla ve çocuklarda şiir zevki oluşturacak biçimde sunulduğu eserde, genel kavramların yanı sıra güncel ve teknolojik unsurlara da yer verilmiştir. Geleneksel ve edebî bilmece formatıyla hece ölçüsü, redif ve kafiye gibi hususları dikkate alarak hazırlanan bu çalışma yardımcı ders materyali olarak da kull
Tükendi
Klâsik Türk şiirini anlamlandırma çalışmaları çerçevesinde yeni birtakım bakış açılarının mahsulü olan yöntemler, bu edebiyat geleneğinin eserleri üzerine uygulanmıştır ve uygulanmaya devam etmektedir. Çalışmamız da, böyle bir arayışın neticesinde Nâilî şiirinde sözcükleri, kullanımlarına göre anlamlandırma esasına bağlı olarak oluşturulmuştur ve onun şiirine bir adım daha yaklaşabilme ümidini taşımaktadır. Batı'da farklı metinlere uygulandığı ve olumlu sonuçlar elde edildiği için yaygınlaştığı görülen bu
Tükendi
Seyyid İmadeddin Nesîmî, Türk edebiyatının tesir sahası en geniş ve en şöhretli şairlerinden biridir. Onun bu haklı şöhreti; hakkında pek çok efsanevî rivayetin anlatılması ve biyografisi üzerinde bir bilgi kirliliğinin doğmasına neden olmuştur. Şenödeyici, şairin günümüzde çizilen portresine muteber kaynaklardan hareketle çetin sorular soruyor, eldeki verilerden hareketle daha gerçekçi bir Nesîmî biyografisi oluşturmaya çalışıyor. Bunu yaparken de kültür ve inanç tarihinin enteresan akımlarından biri olan
XVII. yüzyıl Osmanlı Devleti'nin siyasî ve askerî anlamda çeşitli başarısızlıklarla ve sonraki asırlarda arkası kesilmeyecek bozgunlarla yüzleştiği bir yüzyıl olmuştur. Bu gelişmeler, edebî hayattaki canlılığa halel getirmemiş ve Osmanlı şiiri kendi çizgisinde gelişimine devam etmiştir. Bu asırda divan şiiri, pek çok büyük şair yetiştirmiş, birbirinden farklı duyarlılıkları temsil eden şahsiyetlerce temsil edilmiştir. XV. yüzyılda Ahmet Paşa ve Necâtî Bey'e kadar uzanan mahallileşme hareketinin hemen yanınd
Tükendi
15. yüzyılda yaşamış olan Fezayi, sesini kendi asrından öteye ulaştıramamış, asırlar boyunca herhangi bir kaynakta adı yâd edilmeden, Divan'ını gizli bir hazine suretinde kütüphane raflarında saklamıştır. Şimdi bu gizli hazinenin açılıp edebiyat tarihinde, klâsik Türk şiirinin kuruluş aşamasında kaliteli eserler kaleme almış olan bir şahsiyetin söz gevherlerini saçma vakti gelmiştir. Fezayi, 15. yüzyılın önemli isimlerinden Şeyhi'nin adını Divan'ında hürmetle yad eden, kendisi de en az onun kadar başarılı
Tükendi
Hazreti Allah yedi kat yer ve yedi kat gök ile buralarda hüküm süren mahlûklar hakkında bilgilendirdi. Âdem'e birinci feleğin, ay feleğinin tahsis edildiğini söyledi. Ancak ondan önce diğer feleklerde başka mahlûkların da yaratılıp sınandıklarını, kıyamete uğrayıp haşr u neşre tâbi tutulduklarını bildirdi. Bize ulaşan havadise göre ikinci felekte, çok değişik kılıklara sahip mahlûklar için de bir âlem yaratılmıştı. Bu âlemin sakinleri hemcinslerini kırdıkları gibi, helâk edilmelerine neden olacak birçok köt
Tükendi
Dış dünyaya ait nesnel verilerin aktarımında olduğu kadar, insanın iç dünyasının şekillenmesinde ve dışavurumunda dilin vazgeçilmez bir unsur olduğu su götürmez bir gerçektir. O, insanların düşünce dünyasını biçimlendirir, konuşmak için her türlü teçhizata sahip bir canlıya mucizevi bir güç katar. Kendisine sahip olanları bir arada tutar, diğerlerini çemberin dışında tutar. O hem ayırıcı hem de bütünleyici bir güce sahiptir. Yaşar, gelişir ve kendisini konuşanların takındıkları tavra göre yoluna deva eder y
Yüce mefkûreler ve ulvî hisler gönüllere düştüğünde, kuvveden fiile gelebilmek için rahatsızlığa neden olurlar. Söz cevheri, kalpten dimağa havale edilip orada işlendikten sonra gün yüzüne çıkabilmek için ilham sahibine yük olmaya başlar. Sanatçı, ağırlığa dayanamaz ve hislerini satha nakşeder. Ancakiş burada bitmez. Çünkü her edebî eserin nihaî gayesi, hislerine tercüman olduğu edibin türdeşlerine ulaşabilmek, kendini göstermektir. Hiçbir ilham, sanatçının ruhunda esir kalmak için gönle tecelli etmez ve
Tükendi
Klasik Türk şiiri, oldukça zengin kaynaklara sahip bir gelenek şiiridir. Bu gelenek, kendisini temsil eden şairlerin orijinal hayaller bulabilmek adına söz kılıcını kuşanarak indikleri meydanda attıkları naraları; son demlerine yaklaşmış bir ayş u işret meclisinden yükselen hây u hûyları; bülbülün feryadını, bâd-ı sabânın hışırtısını; kanunların, tanburların, neylerin ezgilerini ve âşıkların inlemelerini ihtiva eden ahenkli ve muazzam bir musikidir. Bu musikiden zevk alabilmek, bize asırlar öncesinden sesle
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 27 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1