Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 27 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
“...Bütün güzel sözler O’na yükselir.” (Fâtır, 10) Sözünü güzelleştir, güzeli söze dönüştür... Güzeli söyleyerek yüksel. Sen Sen Ol, Sevgili Kızım, Bilal Kemikli’nin neredeyse bir senelik bir dönem içinde farklı şehir, ülke ve mekânlarda kaleme aldığı çeşitli yazılarla, değişen kadın ve kız algısına kendi değerlerimiz açısından bir bakış sunma çabasının yanında, kendi kızlarının zamanın ruhuna uygun huzurlu ve mutlu bir hayat sürdürmeleri için gerekli olan ahlakî ilkeleri bilmesini de arzulayarak hazırladığ
Oruç, tıpkı kurban gibi, maddî yönünün maneviyata tahavvül etmesi beklenen, bu şekilde insanın da aslına rücu etmesine vesile kılınan bir ulu ibadettir. Ramazan ise muhteviyatının merkezindeki oruç farîzasının fertten topluma, toplumdan kâinata inkişafını gerektiren bir mübarek aydır. Kadim coğrafyamızda Mevlid okumaları, salâ, salavat, cerre çıkmak, diş kirası, gölge oyunu gibi pek çok güzel gelenekle idrak edilen Ramazan ayı, kalp coğrafyamızda ise zikr-i daim ile nesilden nesile aktarılagelen bir gönül i
Geçtiğimiz yılın son aylarında birkaç kavramla tanıştık: Covid-19, korona virüs ve pandemi... Esasen bu kavramlar vardı; ama kullanımda olmadığı için bizim gündemimizde yoktu. Küresel dünya ve küresel salgın... Okullar tatil edildi, uzaktan eğitim, sekron ve asekron eğitim gibi kavramlarla bu sebeple daha çok yüzleşmeye başladık. Salgın, sadece sağlığı değil, eğitim başta olmak üzere bütün bir hayatı etkisi altına aldı. Kuşe-i Uzlet: Karantina Günlüğü, yazarın karantina dönemlerinde tuttuğu günlüklerden olu
Şair değilim ben. Sadece bir garip gezgin Dinlediğim türkülerden. mesela Neşet Ertaş'tan devşirir sözü; İnce belli cam bardaktan demli çaylar içer çoğaltırım yalnızlığımı. Ne şarap bilirim ne de halka-i zikirde vecde gelir coşarım. Acz sığınağında harflerle hemhalım. Nesimi'ye yoldaş. Yunus'a sırdaşım. Gecelerimi aydınlatır Mesnevi-i Manevi. Şarkılar dinlerim Bekir Sıtkı'dan. Öylesine yaşarım işte. Öylesine nazar ederim melül ve mahzun zaman aynasına. Şair değilim ben. Sadece bir garip gezgin Dinlediğim tür
Tükendi
Türk İslâm Edebiyatı, İslam kültür ve medeniyeti tesiri altında inkişâf eden bir edebiyattır. İçinde geliştiği kültür ve medeniyet havzasının değerlerine bağlı kalarak, asırlardır Türk milletinin duygularına tercüman olmuştur. Karahanlılar devrinde Yusuf Has Hacibin kaleme aldığı Kutadgu Bilig ile başlamış, Türklerin Ortadoğu ve Anadoluya doğru cereyan eden göçleri neticesinde, yeni coğrafyalar, kültürler ve dillerin keşfiyle tekâmül etmiştir. Karahanlılar döneminde ilk ürünlerini veren bu edebiyat, Selç
Tükendi
Her şeyden önce bir edebî tür olan mektuplar; bu özelliğinin yanı sıra haber verme, içinde bulunulan hali tasvir etme, bir konuyu izah etme, bir görüşü telkin ve bir vazifeyi tevdi etme gibi amaçlarla yazılan metinlerdir. İslam edebiyatında mektup türünün gelişimi ise Hz. Peygamber'in (sav) mektup yazdırmasından mülhem olmuştur. Bu durumun neticesinde dostlarıyla haberleşen sıradan insanın yanında hükümdarlar, devlet adamları, tüccarlar, toprak sahipleri, sanatkârlar, mütefekkir ve şairler de mektup yazmışl
Ahmed Yesevi'nin açtığı hikmet çığırı, Türkistan ulularının ve Horasan erenlerinin nefesiyle dirilen göçmenlerin kervanlarında söylene söylene Anadolu'ya geldi. Hikmetler, Anadolu'da bir yandan Tabduk Emre'yle Yunus Emre'yi yetiştiren hamuru mayalarken, öte yandan Hacı Bektaş-ı Veli ile büyük bir irfan ocağının uyanmasına vesile oldu. İşte, bu irfan ocağının çerağıyla uyanan "ulu ozan"lardan birisi, belki de en önemlisidir Pir Sultan. Onun seslere ve sözlere dönüşen nefesi; deyiş, ilahi, nutuk ve hatta türk
Muhammed Lutfî Efendi, namıdiğer Alvarlı Efe, doğduğu, yaşadığı ve eserler verdiği şehir Erzurum'un ilmî, ahlakî ve edebî geleneğine önemli ölçüde tesir etmiş bir gönül eridir. O hem Alvar Köyü'nü ilim, irfan ve sanat merkezine dönüştürüp burada geleneksel esaslara bağlı kalarak öğrenci yetiştiren bir müderris; hem halkı irşat ederek gönüller fetheden bir mürşit, hem de unutulmaya mahkûm edilen şiir dilini ihya eden bir hakikat şairidir. Müderris, mürşit ve şair olmasının yanı sıra Alvarlı Efe bir yanıyla d
Kemikli'nin memleketle ilgili yazmış olduğu yazılarından oluşan "Memleket Yazıları - Çiğdem der ki Ben Alayım" isimli kitabı seksen sonrası yetişen bir kuşağı ve seksenli yılların Sivas'ını hatıralardan gün yüzüne çıkarmıştır. - Alim Yıldız
Türk şiirinin, kendisinden sonra gelen metinleri içerik, biçim ve duygu yönünden en fazla etkileyen kurucu metinlerinden birisi, Süleyman Çelebi'nin Vesîletü'n-Necâtı'dır. Halk arasında Mevlid adıyla da anılan bu eser, Osmanlı Devleti'nin en sancılı dönemlerinden birinde, Fetret Dönemi'nde yazılmıştır. Fetret Dönemi'nde dağılan zihinleri Peygamber sevgisi etrafında yeniden derleyip toparlayan bu metin, altı yüz yıldır Türk dili ve kültürünün ulaştığı her coğrafyada güncelliğini korumakta, çeşitli vesilelerl
Tükendi
Türk şiirinin, kendisinden sonra gelen metinleri içerik, biçim ve duygu yönünden en fazla etkileyen kurucu metinlerinden birisi, Süleyman Çelebi'nin Vesîletü'n-Necatı'dır. Halk arasında Mevlid adıyla da anılan bu eser, Osmanlı Devleti'nin en sancılı dönemlerinden birinde, Fetret Dönemi'nde yazılmıştır. Fetret Dönemi'nde dağılan zihinleri Peygamber sevgisi etrafında yeniden derleyip toparlayan bu metin, altı yüz yıldır Türk dili ve kültürünün ulaştığı her coğrafyada güncelliğini korumakta, çeşitli vesilelerl
Şiir, eskilerin bakışı ile, ilâhî ilhâm esintileri ve Sübhânî feyz havalarının eseridir. Onlara göre, dili Cennetin anahtarı olan şâirlerin içlerindeki denizlerden düşünce kabarcıkları ile kenara çıkan irfân cevherleri, mârifet ve mânâ incileri, İlâhî sır ve vâridât hazînelerinde toplanarak şiir hâlini alır. Şâirler, Ezelî Yaratıcı'nın övücüleri ve Mutlak Güzelliğin sırlarının kâşifleridir. Şâir, câmid (donuk) olan kelimelere ve lâfızlara kendi rûhundan üfleyerek cãn bağışlar. Bu kitap, şiiri ve şâiri meta
Tükendi
Anlam, ele alınan konularda, mazmûnlarda, kullanılan terimlerde, terminolojide ve hayalde kendini ele veriyor. Daha doğrusu, hayata dair temel sorulara cevap arayan sufi şairin; ilahi, nutuk, tevhit ve naat gibi farklı türlerde kaleme aldığı şiirlerde, ele aldığı konular benzerlik gösterir. O; aşk, ölüm, dünya, zaman, varlık, hakîkat-i Muhammedî gibi konuları işler. Bilhassa ele aldığı konu varlık problemidir. Çünkü hayata dair temel sorulara, varlık konusundaki zihnî belirginlikle cevap verilecektir. Bu be
Şiir ve Hikmet isimli elinizdeki bu kitap, sûfî şairin hikmet kavramına yüklediği anlamın serüvenini hikâye etme niyetinde değildir. Belki yeri geldikçe bu hikâyeye de yer verilecektir; ancak burada daha ziyade hikmet penceresinden sûfî şairin eserine "nazar" edilecektir. Daha doğrusu bu kitap son yıllarda, işaret edilen "nazar"la okunan sûfî şairin eserlerinden mülhem yazılan makaleler ve hazırlanan tebliğlerden oluşmaktadır. Birbirinden bağımsız metinlerin ortak noktası "hikmet"tir. Esasen dörtbeş yıl önc
Tükendi
İrfani şiir, asırlardır bu toprağın sesi ve nefesi olmuştur. Bu ses ve bu nefes, sadece divan şairine, tekkedeki dervişe, mektepteki softaya, kalemdeki memura ve karargahtaki askere değil; aşıklara, halk bilgelerine, tarlasında çalışan çiftçiye, dükkanında demir döven sanatkara, pazarında malını satan tüccara yahut yoksulluğa ve sıkıntılara göğüs geren evdeki annelere de hayat vermiştir. Bu yüzdendir ki, asırlardır söylene gelen türkülerde, yakılan ağıtlarda, dost meclislerini süsleyen manilerde, bulmacalar
Hepimiz yolcuyuz. "İki kapılı bir handa" gitmeler de bitmiyor, gelmeler de. Her geliş, yeni bir gidişe işaret. Lakin biz yine de "tabiatın boşluk kabul etmediği" gerçeğini unutuyoruz. Belki de unutmak işimize geliyor; bıraktığımız boşluğun doldurulamayacağını sanıyoruz. Benden sonra tufan olur zehabına kolayca kapılıyoruz. İnsanın kendisini vazgeçilmez sanması ne büyük bir yanılgıdır. İçinde nice korkular barındıran bir yanılgı... Eh, insanız; yanılgılarımızla, korkularımızla insan. İnsan, yani unutan var
Tükendi
İnsan Deniz ve Hayat bir faninin not defteridir. Bazen bir şiir, bazen bir çiçek, bazen bir damla gözyaşı yahut gökkuşağı, bazen de bir türküdür bu notları almaya sebep olan. Konuşmak, dinlemektir, okumaktır, seyretmektir; dinlenirken, notlarda insandan, denizden ve hayattan bahisler açılmaktadır. İnsandan, denizden ve hayattan söz etmek varlığı konuşmak değil midir? Hepimiz, farkında olalım yahut olmayalım, varlığı konuşuyoruz. Hep varlıktan söz açıyoruz. Lakin varlığa yüklediğimiz anlamlar farklılaşıyor.
Anadolu'da siyasi ve sosyal ortam güçlü bir yapı kazandıktan sonra özellikle Horasan, Maveraünnehr, Harizm, Azerbeycan ve Irak bölgesinden göç dalgalarıyla muhtelif tasavvufi cereyanlar bu topraklara gelmeye başladı. Böylece söz konusu akımların temsilcileri olan şeyhler ve dervişler, tarikatların yayabilecekleri müsait imkanlarla dolu bir çevre bulmuş oluyorlardı. İslam'la yeni tanışmış olan Anadolu coğrafyasında yayılmaya başlayan tarikatlar, aynı zamanda temsil ettikleri kültür ve inancı da beraberinde g
Uyan kızım... Seherde seyre çıkıp tazelenmek için uyan! Kalk, kızıllığın, o doğurgan rengin ucundan tutunarak seyrana çık! Aç pencereyi, gün dolsun içeriye. Kaldıysa güne uyanamayan mimarların talan ettiği şehirde, bir yerlerde bahçeler, güller; içeri bülbül sesi dolsun. Dolsun içindeki köşke ıhlamur, hanımeli ve lavanta kokuları, kokularla uyan, tazelen... Sonra o kızıllıkla birlikte, İlâhî Kelâm'dan ?seher vaktine andolsun ki..." diye başlayan ayetleri oku. Sevgili kızım, şimdi hepimiz, sanki hilâle çevr
Tükendi
Anadolu´da siyasi ve sosyal ortam güçlü bir yapı kazandıktan sonra özellikle Horasan, Maveraünnehr, Harizm, Azerbeycan ve Irak bölgesinden göç dalgalarıyla muhtelif cereyanlar bu topraklara gelmeye başladı. Böylece söz konusu akımların temsilcileri olan şeyhler ve dervişler, tarikatlarını yayabilecekleri müsait imkanlarla dolu bir çevre bulmuş oluyorlardı. İslam´la yeni tanışmış olan Anadolu coğrafyasında yayılmaya başlayan tarikatlar, aynı zamanda temsil ettikleri kültür ve inancı da beraberlerinde getirmi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 27 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1