"Düşünce hürriyeti alınamaz ki verilsin" diyen yazar bu eserinde, İslami bakış açısından hareketle düşüncenin önemine, vazgeçilemeyeceğine dair tespitler yapmaktadır. Düşünce hürriyetinin talep edilmesinin aslında bir yanılsama olduğu, çünkü insan fiziki anlamda hangi şekilde yasaklanırsa yasaklansın, düşünmesine mani olunamaz. Düşünmenin insanı öteki yaratıklara üstün kılan değeri yanında, Allah'a muhatap olmanın da biricik imkânı olduğunu unutmamamızı hatırlatan bu eseriyle M. Said Çekmegil, okuyucusuna t

Tanımı bile doğru dürüst yapılamamış olan laikliğin, özellikle de devlet ve hükümet ricali tarafından çoğu kere İslami gelişmelerin önüne resmi bir engel gibi sunulduğu on yıllar yaşanmıştır ülkemizde. Devlet lisanı bir vakitler "bu ülkeye eğer bir komünizm lazımsa onu da biz getiririz" ifadesini bir vali tarafından dillendirmiştir. Bu bahisten olmak üzere sanki aynı niyetin bir devamı olarak "İslam'ın Gerçeği" adlı ve laikliği adeta İslami ilke imiş gibi sunan beş müellifin kaleminden bir kitap yayınlamışt

M. Said Çekmegil'in yurt dışında yaptığı konferanslardan derlenmiş olan bu eser, İslam'ın yalnızca teorik bir inanç manzumesi olmadığını, bununla beraber son derecede önemli ve değerli bir yaşama modelini de taşıdığını işlemektedir. Batı dünyasında verilen bu konferanslarda İslam'ın bir Doğu Dini olmadığı, onun çağlar, prensipler ve doktrinler üstünde İlahi bir Mesaj olduğuna işaret edilmektedir. Batı, genellikle kendi teorilerinin bilimsel ve evrensel olduğunu iddia ederek, çoğu iyi düşünemeyen insanların

İslami, ilmi, insani, fıtri olan bütün inanış ve benimsemelerin özdeş olduğunun yeniden dile getirildiği bu eser, İlahi Vahyin kavramlara verdiği tanımlardan hareket etmektedir. Kur'an-ı Kerim yedi yüz elliden fazla ilim türevinden kelime, sayısız düşünme anlamı içeren kavramı kullanarak, insanoğlunun entelektüel yönüne hitap etmektedir. Batı, son iki yüz yıldan bu yana, dünyanın siyasal egemenliğini kaptığı için, kendi ürettiği fen ve teknolojiyi, sanki ilmin son kertesiymiş gibi yutturmaya çalışmaktadır.

Çekmegil üstadın en eski çalışma metinlerinden olan İman Anlayışımız çoğu insanın üzerinde pek düşünmeden benimsediği iman kavramının aslında bir düşünce, bilgi, bilinç ve basiret üzere gerçekleştirilmesi gerektiğini, onun kopya ve taklide tahammülü olamayacağını öğreniyoruz. Hıristiyan kültüründeki dogmatik inanç, filozofların diliyle söylenecek olursa "inanıyorum çünkü saçmadır" söylemiyle İslam'ın imanı arasındaki fark sergilenmektedir. Araştırma ve inceleme konusu olmaksızın körü körüne kabullerin imanı

Çekmegil bu eseriyle adeta tenkit ve insaf kavramları arasındaki alakaya yeni bir yaklaşım getirmektedir. İslam kültür atlasına yabancı kültürlerden aktarılarak sokulmaya çalışılan unsurları elimine ederken aynı zamanda son derece ciddi bir ahlak örneğini de göstermektedir. İslami kültürün zirveleri sayacağımız önemli isimlerin eserlerine karışmış birtakım yanlışları, hurafeleri bizzat gösterir ve müellifleri tenzih etmek amacıyla da "zulüm karışmış kitaplar" başlığını atar. Kimi okuyuculara sarsıcı görünec

"Cehenneme giden yol iyi niyetle döşeli taşların üzerinden geçer" şeklindeki önemli uyarıyı adeta eksenine yerleştiren bu kitap, ihmale uğramış bir sıhhatli bakış açısını yeniden gündeme taşıyarak okuyucusuna pusula görevi görmektedir. Malatya Fikir Kulübü'nün kendine özgü, orijinal insan yetiştirme modelini merkeze alarak fikri hassasiyetin önemine dair, esastan önce usûl ihtiyacını dile getirmektedir elinizdeki eser. Müslümanın davranışlarındaki niyetin farziyetini asla görmezden gelmeksizin, bunun bir sü

Memleketimizde Batılılaşma cereyanının hükümetler eliyle desteklenerek adeta Milli Eğitim Politikası halinde müfredatlara dâhil edilmesi sonucunda maalesef neredeyse yerli olan her değere düşmanlık eden aydınların yetişmesine sebebiyet verdi. Mehmed Said Çekmegil bu kitapta "Münevver" ile "Aydın" arasındaki bu ince farka değinerek çok ciddi bir analiz yapmaktadır. Çekmegil, aydınların ihanetini sıradan ve bilgisiz insanların ihanetinden daha tehlikeli bulur. Münevver insanın yerli olmadan evrensel olunamaya