Bu kitap, Oniki İmam Şiasının metodunu ortaya koymayı, Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat metodu ile münakaşasını ve karşılaştırmasını ele alarak, her iki tarafın anlaştıkları ve de ayrıştırdıkları yönleri ortaya koymayı hedeflemiştir. Araştırmacı bir kişi bu hedefi elde etmek için, her iki topluluğa ait temel kaynaklardan istifade etmek suretiyle, köklü ve analitik bir tenkit yöntemini takip ederek, ardından karşılaştırma metodunu da elde etmiş olacaktır.

Dünyanın içinden geçtiği postmodern dönem, özüne hâkim seküler dünya görüşü ile tüm coğrafyalarda kutsaldan oldukça arındırılmış bir hayat inşa etmektedir. Müslümanlar modern ve postmodern kıskacında olsa da günlük hayatlarında karşılaştıkları meselelere dair kendi değer sistemlerine uygun duruşlar geliştirmek ve buna göre analizler yapmak durumundadırlar. Çağın dünyevîleştirici hayat tarzı karşısında teslim olmadan, içe kapanarak canlı hayattan ilişkilerini kesmeden ve tarihe bir özne olarak müdahale etm

Dünyanın içinden geçtiği psotmodern dönem, özüne hâkim seküler dünya görüşü ile tüm coğrafyalarda kutsaldan oldukça arındırılmış bir hayat inşa etmektedir. Müslümanlar modern ve postmodern kıskacında olsa da günlük hayatlarında karşılaştıkları meselelere dair kendi değer sistemlerine uygun duruşlar geliştirmek ve buna göre analizler yapmak durumundadırlar. Çağın dünyevîleştirici hayat tarzı karşısında teslim olmadan, içe kapanarak canlı hayattan ilişkilerini kesmeden ve tarihe bir özne olarak müdahale etm

Müslüman tarihinde ortaya çıkmış İslâm içi birçok fırka mevcuttur. Bunların kimisinin siyasî kimisinin de kelamî felsefik yönü ağır basmaktadır. Siyasî söylemleri mezhebin iç dinamiğini oluşturan fırkaların başında ise Şîa gelir. Tarihsel süreç içerisinde birçok Şîa fırkası türemiş, bunlarun bir kısmı müntesiplerinin zamanla yok olması sebebiyle tarih sahnesinden çekilmiş, bir kısmı ise aktif olarak varlığını sürdürmüştür. Şîa fırkaları arasında bugün en yaygın olan fırka, İsnâ Aşeriyye el-İmâmiyye diye bi

ÇAĞDAŞ KARANLIKLARDAN VAHYİN AYDINLIĞINA İnancını ciddiye alan bir kişinin modern hayat içerisinde imanına paralel bir hayat alanı oluşturma mücadelesi vermesi, kolay olmasa gerek. Zira hayata rengini vuran modern dünya görüşü, sanıldığının aksine ötekine karşı otoriter ve dışlayıcıdır. Bu zeminde; sahih bir duruş sahibi olmak için öncelikle sahih bir din algısına haiz olmak gerekmektedir. Çünkü insan, hayata dair geliştirdiği reflekslerinde, algı dünyasındaki davranış kodlarından azade değildir.