"Çocukluğumun evi deyince ilkin boncuk otu gelir aklıma. Pembe, mavi, beyaz; bahçe toprağının üstünde örtü gibi. Küçük küçük leylak kümeleri sonra... Bahçemizi çepeçevre saran yüksek duvarlar; yarısına mor salkım, yarısına çit sarmaşığı tırmanmış. Biri döker çiçeğini diğeri açar. Babam çok meraklıydı bahçe işlerine. Evin girişine üç sıra sümbül ekmişti karşılıklı. Nasıl bir koku nasıl bir renk anlatamam. Arka bahçede ağaçlarımız vardı. Ihlamur, meşe, karadut... Bir kuş sesi gelirdi o ağaçlardan, cıvıl cıvıl
Safiye Gölbaşı, ilk kitabı Serazat'la başarılı, sessiz bir giriş yapmıştı öykü dünyamıza. İyi
çalışılmış, usta işi öykülerdi hepsi de. Kurduğu kendine has öykü evreni, dildeki ustalığı,
kelime seçimi, yalın ve duru anlatımı, duygu yönelimine bağlı olarak bazen şiirle, bazen
masalla boy ölçüşen çağıltılı söyleyişiyle kendi yatağında akan yeni bir öykü ırmağının
ipuçlarını vermişti.
O günden bugüne öykü ırmağını daha bir derinleştiren Safiye Gölbaşı, şimdi yeni bir
kitapla selamladı okuyucusunu: Seyircisiz
Gö
Toplam 2 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.