Elinizdeki kitap şair ve patron arasındaki ilişkiyi ontik ve epistemik yönüyle ele almayı deniyor. İnalcık klasikleşen "Has Bağçede Ayş u Tarab" ile "Şair ve Patron" eserlerinde bu ilgiyi bir tür sanat ekonomisi etrafında izah ediyor. Weberyen bir okumayla İnalcık patrimonyal sistemlerde sanatın gelişimini hamilik sistemi etrafında 'işret meclisleri' ve 'adab' geleneği üzerinden açık ediyor. Çalışma İnalcık'ın okumalarını olumlama ve değerlendirme eğilimindedir
Tanzimat’la birlikte Türk edebiyatı, Tanpınar’ın da ifade ettiği gibi “mutlakı kaybetmekten doğan bir buhran”a düşer. Doğrularından kuşkuya düşen yeni insan tipi artık yüzünü realiteye gerçekliğin çoklu görünümlerine çevirir. Böylece mutlakçı geleneğin sarsılması etrafında bir medeniyet krizi baş gösterir. Ancak sarsılan yekpare geleneğin yerine farklı dünya görüşlerine ve düşünüş biçimlerine göre yeni mutlaklar oluşur. Bu durum, dirençli yapısıyla zihniyetin kendini farklı tonlarda açığa çıkarmasıdır. Öyl
İnsanın hakikat arayışı, belki de yeryüzünde hayat bulduğu ilk andan itibaren başlamıştır. Bu arayış bir düşünce yoğunluğunu, bu yoğunluk ise üzerinden geçmek için derli toplu bir metni gerektirir. Binlerce yıllık hakikat arayışı serüveninin sonucu olarak, şiir, roman, öykü, deneme vs alanlarda ortaya eserler koymuştur insanoğlu. Bu arayış esnasında doğu ve batı kültürleri arasında farklı yaklaşım ve dil kullanımı da ortaya çıkmıştır. İsmail Süphandağı, bu eserinde Doğu ve Batı'nın hakikat arayışında ortaya
Doğu da Batı da Allah'ındır. Zaten Allah'ın mülkünde olanı taksim mümkün mü?
Oysa Batılı düşüncenin orijinini yansıtan oryantalist bakış açısı, Batılı düşünüş sistemini inşa ederken Doğu'yu veya kendinden olmayanı ‘öteki' olarak tanımlamak zorundaydı. Bu bağlamda Doğu, hakkında söz söylenen olarak birçok ‘öteki'den sadece biridir ve Promete miti bu kurgulanmış zihniyet sisteminin temsilidir. Prometeci ruhun, varlığını inşâ etmede ötekine duyduğu zorunluluk, onun hayatla kurduğu ilişkinin kodlarını barındır
Birçok araştırmacı ve akademisyen esasında yetişkin ve çocuk edebiyatı gibi bir ayrımı gereksiz bulmaktadır.
Sanat kalitelerine sahip bir edebi metnin, toplumun her kesimince rahatça okunabilmesi de bunu gösterir. Ne var ki birçok ülke edebiyatında ve bizde, yaygın bir kanaat olarak bu türün ayrı bir başlık altında geliştiği ve ele alındığı görülür. Özellikle çocukların değerler hususunda ve de zihniyet bakımından terbiye edilmesi gerektiği düşüncesi, çocuk edebiyatının gelişim seyrini belirler. Bu b
Toplam 5 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.