Geçmişten günümüze İslâm toplumunun en
önemli tartışma konularından biri imâmettir.
İmâmiyye Şîası’na göre Müslümanların din ve
dünya işlerinin idaresi kişilerin tercihlerine
bırakılmamış, ayet ve hadislerle takdir edilmiştir.
Bu bağlamda Hz. Peygamber’den sonra onun
yerine geçecek ismin Hz. Ali olduğu iddia
edilmiş, bunun en önemli delili olarak ise Hz.
Peygamber’in vefatından kısa bir süre önce vuku
bulan Gadîr-i Hum hadisesi gösterilmiştir. Ehl-i
sünnet ise Şîa’nın bu iddiasına karşı çıkmış ve
Dini alanda cevap bekleyen pek çok yeni meselenin varlığı, dinin doğru anlaşılması için sağlıklı bir kaynak ve yöntem anlayışına duyulan ihtiyacı iyiden iyiye hissettirmektedir.
Eserin; bu ihtiyacın pratik olarak karşılanması noktasında bir seri olarak devam etmesi planlanan çalışmanın ilk başta din Din gönüllüsü kardeşlerimiz olmak üzere bütün vatandaşlarımız için aydınlatıcı olacağını ümit ediyoruz.
İbnü’l-Esîr, İslam dünyasında Orta Çağ’ın en büyük tarihçilerinden biridir. Yetmiş beş yıllık bir hayatın büyük çoğunluğunu ilim tahsil ederek geçirmiştir. İnsanlara doğru bilgiyi aktarmak adına gösterdiği çabanın bir neticesi olarak da yüzyıllar boyunca adından söz ettiren pek çok eser geride bırakmıştır. Onu değerli kılan en önemli yönü tarihçiliği olmakla birlikte ülkemiz topraklarında yetişmiş olması bizim için ayrı bir övünç kaynağıdır.
Kendisinden sonra gelen pek çok tarihçiyi de etkilemiş olan İbnü
İslam da başlı başına bir inanç esası olmakla beraber meleklere imanın diğer iman esaslarıyla çok sıkı bir bağlantısı vardır. Her şeyden önce meleklere iman Allaha ve onun kainat da koymuş olduğu düzene inanmayı beraberinde getirir. Çünkü yüce Allah alemdeki mükemmel işleyişi görür yada görünmez sebepler ve varlıklar arkasına gizlenmiştir. Meleklerde de Yüce Allahın evrende var etmiş olduğu düzen içerisinde vazifelidirler ve kainatın nizamında kendilerine emredilen görevi aksatmadan yerine getirirler.
İçtihâtları, muvafakâtları, karizmatik liderliği ile öne çıkan ve ilk dönem İslam tarihinin en önemli simalarından olan Hz. Ömer hakkında Şiî-İmâmî kaynaklarda yer alan tasavvur, dönemlere göre değişiklik arz etmiştir. Özellikle, Sünnî toplumla etkileşimin yoğun olduğu hicrî III-VIII. asırlar ile Safevî iktidarının hüküm sürdüğü dönemlerde, Hz. Ömer başta olmak üzere, Sünnî ekolün savunduğu değerlere karşı "yıkıcı efsane kültürü" kullanılmış ve hakarete varan söylemler kaynaklarda yer almıştır.
Elinizdeki
Toplam 5 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.