Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 45 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
İslâmın çağı, İslâmın uyanışı, yeniden İslâma gibi ifadeler, yalnızca XV hicrî asra teklif edilen isimler değil, aynı zamanda İslâmın yeniden anlaşılmasının, yeni baştan keşfedilmesinin işaretleridir. Bu keşif, bu anlayış ve yöneliş hareketi içinde İslâm Hukuku da nasibini almaya başlamıştır. Daha dün ölü hukuk sistemleri içine itilmek için hususî bir gayret mevzuu olan İslâm Hukuku bugün, yalnız İslâm dünyasında değil, bütün ilim dünyasında tedkik mevzuu hâline gelmiş, canlı bir hukuk olarak mukayeseli ara
Hayreddin Karaman bu kitapta, her bir grubun kendi dar anlayışına değil, ulemanın ortak beyanına dayalı geniş Ehl-i Sünnet yolunu, ümmeti derleyip toparlayacak ve kıyamete kadar sürecek olan misyonlarını yeniden üstlenmede yol haritası olacak “Sahih İslâm”ı kendine dert ve görev ediniyor.Asırlar içinde kemale ermiş anlama ve yorumlama usûlünü özetliyor. Bu usûlden sapan eski veya modern yöntem ve yorumları tenkit ediyor. Usûl içinde sünnetin öneminin altını çiziyor. Bütün bu faaliyetleri yapacak olan “İslâm
İnsanlık tarihi boyunca yaşanan her olay, üretilen her fikir, gerçekleştirilen her yenilik veya yapılan her hata, insanlığın ortak mirası ve tecrübesi olarak adlandırılır. Zira biliyoruz ki her şeyi yeniden keşfetmeye ve tecrübe etmeye gerek yoktur, çünkü geçmişin yaşantısı bizim tecrübemizi oluşturur. Bu birikimi ve tecrübeyi yansıtacak kitap çalışmaları ile merak edilen soruların cevaplarını arıyoruz. Deneyimlerimizin, kültürel mirasımızın ve insanlık tecrübemizin peşinden gidiyor ve bunları kayıt altına
Kişinin ve toplumun İslamlaşmasını biz sadece ferdi ve vicdani bir hadise olarak anlamıyoruz. İslamlaşmayı ferdi ve vicdani bir olay, bir hadise olarak anlamak da İslam’a aykırıdır ve Müslümanların anlayışına terstir. İslam ferdi ve vicdani bir hadise değildir; yani insan yalnızca kalbiyle, vicdanında Müslüman olmaz.
Tükendi
Günümüzün en saygın İslam alimlerinden Prof. Dr. Hayreddin Karaman'dan her evin kütüphanesinde bulunması gereken bir başvuru kaynağı: Aile İmihali Aile ve kadınla ilgili her türlü sorunun cevabı, evlilik, anne-babalık, aile hayatı, gündelik hayatın düzenlenmesine dair detaylar, İslam hukukunun temel kaynaklarına referanslarla veriliyor. Hz. Peygamber'in ev ve aile hayatının model alındığı eser, insanın yaradılış kanunlarına uygun bir hayat kurmasıyla yakalayacağı saadetin ipuçlarını sunuyor.
"İslâm'ın çağı, İslâm'ın uyanışı, yeniden İslâm'a" gibi ifadeler, yalnızca XV hicrî asra teklif edilen isimler değil, aynı zamanda İslâm'ın yeniden anlaşılmasının, yeni baştan keşfedilmesinin işaretleridir. Bu keşif, bu anlayış ve yöneliş hareketi içinde İslâm Hukuku da nasibini almaya başlamıştır. Daha dün ölü hukuk sistemleri içine itilmek için hususî bir gayret mevzuu olan İslâm Hukuku bugün, yalnız İslâm dünyasında değil, bütün ilim dünyasında tedkik mevzuu hâline gelmiş, canlı bir hukuk olarak mukayese
İslâm’ın çağı, İslâmın uyanışı, yeniden İslâma gibi ifadeler, yalnızca XV hicrî asra teklif edilen isimler değil, aynı zamanda İslâmın yeniden anlaşılmasının, yeni baştan keşfedilmesinin işaretleridir. Bu keşif, bu anlayış ve yöneliş hareketi içinde İslâm Hukuku da nasibini almaya başlamıştır. Daha dün ölü hukuk sistemleri içine itilmek için hususî bir gayret mevzuu olan İslâm Hukuku bugün, yalnız İslâm dünyasında değil, bütün ilim dünyasında tedkik mevzuu hâline gelmiş, canlı bir hukuk olarak mukayeseli ar
14 asırdır tüm İslâm dünyasının heyecanla beklediği, coşkuyla geçirdiği rahmet ve bereket ayı Ramazan, inanan insanların imanlarını tazeledikleri, sadece oruç değil, diğer başka ibadetlerle amel defterlerini güçlendirdikleri, birbirleriyle yardımlaşıp sıkıntıların giderildiği bir bütünleşme ayıdır. Tüm müslümanlar için bu ayın feyiz ve bereketi önemlidir. Ramazan ayı, sadece manevi atmosferi ile değil, rutin ibadetler dışında oruç ve zekât gibi önemli iki ibadetin de mevsimidir. Ülkemizin mümtaz İslâm âliml
Tükendi
Tasavvuf konusu, ortaya çıkışından itibaren İslâm düşüncesi içinde tartışılagelen bir konudur. Şeriat ile uygunluğu, kimi ekollerin dışlanması, kimi ekollerin genel kabul görmesi... Asırlardır devam eden tartışmaları, bir İslâm Hukukçusu olan Hayreddin Karaman masaya yatırıyor ve hukukçu gözüyle Tasavvuf meselesine neşteri vuruyor. Kitabın adı da vardığı sonucun en önemli göstergesi: Tasavvuf Şeriatsız Olmaz.
İslâm hukuku dinî ve içtimaî bir müessesedir. Bu hukuk sisteminin dayandığı naklî ve aklî prensipler fıkıh usûlü âlimlerince ele alınmıştır. Ancak İslâm fıkhının bir ilim olarak tedvini yahut içtimaî bir müessese olarak gelişmesi belirli tesir, teessür ve tekemmül süreçleriyle bağlantılı olmuştur. Fıkhın tarihçesini, doğup gelişmesinin devrelerini inceleyen hukukçu ve tarihçiler iki ayrı noktadan hareket etmişlerdir. Bazıları doğrudan doğruya müesseseyi göz önüne almış, onu canlı bir uzviyete benzeterek doğ
Tükendi
Hayreddin Karaman bu kitabında yiyecekten giyeceğe, ev eşyasından aile ve toplum hayatına kulluk nizamının köşe taşları olan helaller ve haramları ele alıyor. Günlük hayatımızda sıkça karşımıza çıkan konularda, İslâm dininin ne söylediğini merak eden ve sağlam bir kaynaktan öğrenmek isteyenler için, kitap bire bir...
Tükendi
Önde gelen fıkıh alimlerimizden Hayreddin Karaman'ın, kendisine gönderilen fıkhî sorulara verdiği cevapları bir araya getiren dizinin dördüncü kitabı okuyucularıyla buluşuyor. Hayatımızdaki İslâm'ın ilk üç cildinin yayımlandığı 2011 yılından sonraki dönemi kapsayan kitap, birçok tartışmalı konudaki soruları ve Hoca'nın cevaplarını içeriyor.
Tükendi
Seni sevmek dü âlemde saâdet yâ Rasûlullah Ona vuslat da sendendir bu âdet yâ Rasûlullah Seni sevmekle eşyayı yarattı Kadir-u Hallak Bu sırra ermeye senden şefaât yâ Rasûlullah Buna şâhid ve bürhandır hitabı Rabbimin "levlâk" Senin şanın dü kevneyne seyâdet yâ Rasûlullah Dedi Allah, "Habibim, rahmeten li´l-âlemînsin sen" Bu rahmetten kim olmaz meserret yâ Rasûlullah Harîm-i "kabe kavseyne" eren yoktur cüdâ senden Ulüvv-i kadrine eyler şehâdet yâ Rasûlullah Sana derse "Habîbim" bir şerîki olmayan Allah
Tükendi
Hayatım ve Hatıralardan ibaret olan bu kitaba Bir Varmış, Bir Yokmuş adını koydum; çünkü kendileriyle hatıralarım olan yüzlerce kişiyi düşündüğüm zaman, sanki masal kahramanlarını düşünüyordum; hepsi dünya âleminden yok olup gitmişlerdi, bırakın ebediyeti, fani dünyanın ömrüne nispetle bile ömürlerimiz bir nokta kadar değildi; sanki bir vardık, ama kesin olarak ve uzun zaman bir yokuz. Gök kubbede bir hoş sadâ bırakanlara ne mutlu! Bu bir noktacık ömrümüzün boyu kısa olsa da değeri, ebedi saadeti elde ede
Tükendi
İslâmiyet Türk toplumunun mayasına nüfûz etmiş çok baskın bir özelliktir. Ancak devlet sekülerdir. Bir yanda hayatını inandıkları dine göre tanzim etmek isteyen insanlar, diğer yanda ise yönetirken dinî endişe ve kuralları uzak tutmak isteyen bir devlet ve bu düşünceye sahip insanlar var. Bu çelişki nasıl giderilebilir, bir uzlaşma mümkün müdür? Çoğulcu bir yapıda, inanan-inanmayan herkesin mutlu ve mutmain olacağı bir düzen gerçekleştirilebilir mi? İlahiyatçı yazar Hayreddin Karaman, Türkiye ve İslâmiyet a
Tükendi
Dinlerarası diyalog konusu, ülkemiz gündemini en çok meşgul eden konulardan biridir. Müslümanların diğer dinlerin mensuplarıyla ilişkilerinin ne olması gerektiği, yöntemi, biçimi, içeriği üzerinde kamuoyunda cereyan eden tartışmalar, konunun taraflarının birbirini suçlayıcı ifadeleri, ihanet noktasından başlayıp gereklilik noktasına kadar devam eden sonuç yelpazesi... Bu toz dumanı etrafında hakikatin ne olduğunu anlamak için epey bir çaba gerekiyor. Hayreddin Karaman'ın bu kitabı, konu hakkında açıklayıcı
Tükendi
Reşid Riza el- Hüseynî tarafından "Muhaverâtu´l- Muslih ve´l- Mukallid" ismiyle kaleme alınan bu eserin Arapça aslı defalarca basılmış (bizim tercümede kullandığımız baskı: 3. B. Kahire, 1367), çeşitli dillere tercüme edilmiş, yazıldığı zamandan günümüze kadar da şöhretini, hatta büyük ölçüde güncelliğini korumuştur. Çünkü kitap "İslam birliği, müslümanları dinin aslından ve özünden uzaklaştırarak geri kalmalarına sebep olan hurafeler ve bid´atler; birliği bozan, ümmeti parçalayarak birbirine düşüren zümre
Tükendi
İmam-Hatipliler İslam-i hizmeti planlamalı, programlı ve bu elemanları kullanarak belli bir zamanda, en uygun zamanda ve en uygun işi yaparak, faaliyetini ortaya koymalı, belli merhaleler sonunda bu en mukaddes emelimize, Allah'ın bize namaz gibi farz kıldığı, bunun için varolduğumuz en kıymetli, en mübrem hedefe ulaşmalıdır. Bu milletin ferdiyle, toplumuyla İslamileşmesi için eğitim yoluyla hizmet vermelidir.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 45 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1