"Ev"
Seni, yorgun argın uyanmış bir şekilde, pencerelerden sabaha bakarken gördüm. Yüzünde dünden kalma bir ay, bir ışık gözlerinde. Ama nasıl desem de sızlamasa içim, nasıl anlatabilsem de ayıp olmasa bahçelere. Evinizin önünde bir çocuk, çocuğun ellerinde birkaç mendil, biraz da bozukluk var belki cebinde, tam bilmiyorum. Evinizin önünde bir kapı, kapının ardında kim bilir nasıl da sırıtıyor vedalar. Bir eviniz var, ne güzel. Bir pencereniz, ardında beyaz tül perdeler, hemen önünde güneşlik. Bir sırrınız
Bana benden başka her şeyle
Tahammülü olan dünyanın içinde
Solgun, kırık, buz kesmiş yüzleriyle bakan insanlar tanıdım
Ne düşmeye vardı ayaklarım
Ne de kalıp cesaret göstermeye
Ama en çok beni yıkan
Yağmurlu günlerde pencere ardından baktığım insanların
Birer sevgili olmasıydı
Birer intikam mahsulü
Birer kin güdümü
Ve
Sana benden başka her şeyle
Tahammülü olan dünyanın içinde
Sorgusuz sualsiz, dimdik, gülümseyen yüzleriyle bakan insanların
Karşısında ne gitmeyi uygun buldum kendime
Ne de kalıp sana ken
Sonra atari salonlarını kapattılar. Ankesörlü telefonlar da kartlı olmaya başladı. Tele bağlayıp takılı tuttuğumuz jetonlar da elimizde patladı. Bilye oynarken açtığımız delikleri kum ile doldurdu belediye. Mahalle maçı yaptığımız araziye de park yaptılar. Karşı takımın kalesinin olduğu yerde oturup sigara içiyor babam. Annem topu doksana taktığım yerden bana oğlum diye bakıyor. Topaç falan da kalmadı. Kız kardeşimin Barbie bebeğinin dip boyası gelmişti. Çakı fiyatları düşmüştü ya da bizim cebimize para gir
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.