Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 35 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Yusuf Akçura'nın belki de en meşhur eseri olan Üç Tarz-ı Siyaset, bugüne kadar pek çok yayınevinden popüler veyahut ilmî baskı ile okuyucuyla buluşmuş ve buluşmaya devam etmektedir. Hazırlamış olduğumuz bu yayım da yeni nesillere Türkçülük'ten anlaşılması gerekenlerin Akçura'nın fikirleri ekseninde ifadesi olacaktır. Cumhuriyetimizin 100 yılına giderek yaklaştığımız şu günlerde eserin günümüz okuyucusu tarafından anlaşılması ise temel hedefimiz olmuştur. Üç Tarz-ı Siyaset'in Kahire ve İstanbul baskıları
Akçura,Türkçülüğü; Demokratik Türkçülük ve Emperyalist Türkçülük diye ikiye ayırır. Demokratik Türkçülüğü; milliyet esasını, her millet için bir hak olarak telakki eden ve Türkler için talep ettiği bu hakkı, diğer milletlere de tanıyan Türkçülük olarak tanımlamıştır. Emperyalist Türkçülüğü ise “ekser Avrupa nasyonalistlerine benzeyen, mücerred hakka değil, sırf kendi kuvvetlerini artırmaya taraftar olan milliyetçilik anlayışı” olarak tanımlamıştır. Kendisini demokratik Türkçü olarak tanımlamaktadır.Türkçülü
Tükendi
Türk fikir hayatının en önemli isimlerinden Yusuf Akçura'nın külliyatı içinde, Şark Meselesine Dair ve Eski ?Şûrây-ı Ümmet"te Çıkan Makalelerimden başlıklı hacmen küçük, ama muhtevaları bakımından yoğun iki kitapçığını birlikte sunuyoruz. Osmanlı Devleti'nin 19. ve 20. yüzyıllarda Avrupa devletleri ve bilhassa Rusya karşısında siyasî, askerî, iktisadî ve kültürel geri çekilişinin kavramsallaştırıldığı ?Şark Meselesi" Türklüğün hayat-memat meselesidir. Yusuf Akçura, tarihten beslenmeyen siyasetin etkisiz ve
20 yüzyıl başında imparatorluğun kurtuluşu için dönemin aydınları birçok reçete sunarlarken yine aynı dönemde siyasi ve kültürel alanda önem kazanan fikirlerin başında Türkçülük gelir. Tarihsel olarak Türk düşünce ve siyaset tarihinin önemli figürleri arasında yer alan Yusuf Akçura, ilk olarak Kahire'de çıkan Türk gazetesinde yayınladığı "Üç Tarz-ı Siyaset" adlı makalesiyle bu fikre büyük bir ivme kazandırır. Bu sayede Akçura birçokları için "Pantürkizm"in babası olarak adlandırılır. Türkçülüğün manifestosu
Büyük Türk milliyetçisi Yusuf Akçura'nın Türk Yılı dergisinde yayımlanan bir makalesinden kitaplaştırılan bu eser, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel yapısını oluşturan "Türkçülük" düşüncesinin derli toplu bir tarihidir ve bu düşünceye hizmet eden Türkçülerin çalışmaları ve eserleri hakkında önemli bilgiler içermektedir. Türklerin tarifinden, milliyet fikrinin Türkler arasında yayılmasına; Batı Türklerinin Avrupa ile münasebetlerinden, Batı Türklerinde Türkçülüğün devrelerine; siyasî Türkçülerden, Türkçülükte te
Tükendi
Türk fikir hayatının en önemli simalarından Yusuf Akçura'nın ilk basımı 1924 yılında yapılmış olan Siyaset ve İktisat kitabı; yazarın 20. Yüzyıl başında cereyan eden ve her biri Türk tarihinin önemli kırılma noktalarına tekabül eden olaylar hakkında Türk Ocakları'nda vermiş olduğu konferansları ve yazmış olduğu makaleleri kendi sağlığında bir araya getirdiği önemli eserlerinden biri. Yusuf Akçura, Türk milliyetçiliğinin siyasî, iktisadî ve fikrî yönlerini detaylı bir şekilde tartışarak bilhassa Anadolu'da c
Türkiye Cumhuriyeti'nin başta Büyük Millet Meclisi Hükümeti namıyla, sonra hakiki adıyla kurulması, Türk milliyetçiliği açısından Türkçülük idealinin gerçekleşmesi demektir. Çoğu Türkçülerin belki hayatlarında gerçekleşeceğini ümit bile edemedikleri ideal, bir Türk dehasının kudretiyle bir gerçek olmuştu, millî Türk devleti kurulmuştu. Türk milliyetçiliğinin nasıl başladığını ve nasıl yayıldığını, elimizden geldiği kadar tarafsızca göstermeye çalıştığımız bu kitaptan anlaşılmıştır ki, yaşamakta olduğumuz za
Tükendi
İlk baskısı 1940 yılında yapılan Osmanlı Devleti'nin Dağılma Devri, Türk Tarihinin Anahatları serisi içinde kuruluş, imparatorluk, inhitat ve inkıraz başlıkları altında dört fasıl halinde ele alınması planlanan Osmanlı tarihinin Yusuf Akçura'ya ısmarlanan kısmıdır. Eser, Akçura tarafından neşredilmek üzere hazırlanmaya başlamış; fakat kendisinin vakitsiz ölümüyle yarım kalmıştır. Yine de bu haliyle, III. Selim döneminin çözülüş ve idarî meseleleri ile bunlara yönelik ıslahat girişimleri, Fransız İhtilâli'ni
Türkçülüğün kurucularından kabul edilen Yusuf Akçura'nın yazıları arasında yer alan ve Türk milliyetçiliğine ait literatür içinde klasikleşen "Üç Tarz-ı Siyaset" başlıklı makalesinin yankıları günümüzde de devam etmektedir. Üç Tarz-ı Siyaset'i bu kadar önemli kılan ve tartışma yaratan husus, yazının Osmanlılık, Türkçülük ve İslamcılık fikirlerinin Osmanlı aydınları tarafından henüz tam olarak idrak edilemediği bir dönemde çıkması, yani çağının ilerisinde olması ile ilgilidir. Üç Tarz-ı Siyaset üç ana başlı
Tükendi
Yusuf Akçura bir ideolog olarak ve özellikle Türkçülük fikirleriyle Osmanlı'nın son zamanlarının ve Cumhuriyet devrinin en önemli simalarındandır. Paris'ten Rusya'ya döndükten sonra kaleme aldığı Üç Tarz-ı Siyâset isimli makalesiyle; devrin önemli siyâsî akımları olan Osmanlıcılık, İslâmcılık ve Türkçülüğü irdelemiş, bu akımların iyi ve kötü yanlarını ortaya koyarak ne kadar uygulanabilir oldukları hususundaki fikirleriyle de literatürde başat bir tartışma açmıştır. Akisleri bugünün Türkiye'sinde hâlen de
Tükendi
Üç Tarz-ı Siyaset'in yazarı olan Yusuf Akçura, 1913'te, Suriye ve Filistin'de bir seyahat yaparak Beyrut, Yafa, Telaviv ve Kudüs şehirlerini dolaşır. Ve izlenimlerini, mektuplar halinde, Orenburg'da yayımlanmakta olan Vakit gazetesinde neşreder. Mektuplar; O dönemdeki Türk-Arap ilişkileri; Arap ihtilal hareketi, Arap milliyetçiliği ve Arap milliyetçilerinin faaliyet ve istekleri; Amerika, Rusya, Almanya, İngiltere, Fransa, Macaristan gibi ülkelerin bölge üzerindeki emelleri ve o yöndeki faaliyetleri; Si
Yusuf Akçura'nın fazla bilinmeyen eserlerinden biri olan Damolla Âlimcan el-Barudî, hem Akçura külliyatının hem de "Türkistan Aydınlanması Kitaplığı"nın bir parçası olarak kabul edilebilir. Kazanlı bir eğitimci, mükemmel bir medrese tahsili almış, eski kültüre vâkıf yenilik taraftarı aydın bir din adamı olan Âlimcan Barudî, Yusuf Akçura'nın, Paris'teki eğitimini tamamlayıp Kazan'a döndüğü sıralarda dinî reform hareketlerine ilgi duyarak Kuzey Türklüğünde bunun karşılığını aradığı bir dönemde, kurduğu modern
Ankara Hukuk Mektebi profesörü Yusuf Akçura, ufuk açıcı Tarih-i Siyasî derslerinin 1929-1930-1931 yıllarında okuttuğu 4., 5. ve 6. tedris senelerine ait ders notlarında, Avrupa tarihinin temel meselelerini, millî tarih yazıcılığının ve bilimsel – metodlu bir düşüncenin perspektifinden ele almayı sürdürmüştür. Bu ciltte, 1830 İhtilalleri'nden, Avrupa meşrutî idarelerinin gelişimine, 19. asrın sonlarına doğru yükselen müstemleke siyasetlerinden çeşitli iktisadî ve millî meselelere, Balkan kavimlerinin istikla
Bu kitap, Yusuf Akçura tarafından verilmiş iki konferansın metinlerinden oluşmaktadır. "Müverrih Leon Cahun ve Muallim Barthold'a Göre Cengiz Han" başlığını taşıyan ilk konferans, Türk Derneği'nde verilmiş ve Türk Yurdu dergisinin ilk sayısından başlayarak 11 sayı boyunca tefrika edilmiştir. Bu metni takiben, Ebuzziya Tevfik'in Tatarları aşağılayan bir yazısına cevaben Altın Armağan adlı risâlede yer alan "Türk ve Tatar Birdir, Türkler Medeniyete Hizmet Etmiştir" başlıklı konferans metni gelmektedir. Bu iki
Devletlerarası siyasette düşen bir devlet başka bir devletin acıma duygusunu değil iştahını kabartır. İnsan insanın kurdu olduğu gibi devlette devletin kurdudur. ?Osmanlı Devleti'nin Dağılma Devri" azametli ve görkemli bir imparatorluğun, çağın gereksinimlerine ayak uyduramayarak sömürgeci ülkelerin nasıl hedefleri haline geldiği ve içeride çıkan ayaklanma, isyanlarla birlikte merkezi otoritenin nasıl zayıfladığını gözler önüne sermesi açısından oldukça çarpıcı bir eserdir. XVIII. Yüzyıl sonlarında, henüz a
Yusuf Akçura'nın Sürgünden İstanbul'a Dârülhilâfet Mektupları kitabındaki makaleler Tercüman ve Vakit gazetesi ile Şura dergisinde 1908-1912 yılları arasında neşredilmiştir. Akçura bu makalelerinde, II. Meşrutiyet ön­cesi Avrupa ve Rusya'nın siyasî durumu ile Osmanlı Devleti'nin dışarıdan görünüşünü incelemiş, Meşrutiyet'in ilanından son­ra sürgüne gönderildiği için uzun yıllar ayrı kaldığı İstanbul'a gelerek dönemin hadiselerini çok canlı olarak resmetmiştir. Makaleleri okurken I. Dünya Savaşı öncesinde Av
Beyler, tarih mütalaasında, insanı müteselli eden bir nokta işte budur: Beşeriyet kimin olduğuna aklımız ermeyen kavi ve muktedir bir el tarafında yavaş olsa da zikzaklar yapsa da gerilemelerle karışık bulunsa da her halde ilerlemektedir. Amma beşeriyetin bu terakki ve tekamülü siyanen olmuyor; hatta bir kısım beşeriyetin terakkîsi, diğer bir kısmın tedennîsi ile ancak hâsıl olabiliyor; bu da bir vakıadır. Bu seneki derslerimizde, ulüm-ı tabiiyeden, siyaset sahasında intikal etmiş olan Darvin Kanunundan ba
Tükendi
Yusuf Akçura elinizdeki kitapta, Türkçülük akımının gelişmesini, fikri oluşumuna etki eden faktörleri tarihi gelişimi içinde değerlendirmektedir. Cemil Meriç'in "Kâmus namustur" sözü ile dile getirdiği düşüncenin önemini, Türk dilinin yabancı kelimelerden arındırılarak bütün Türk diyarlarında rahatlıkla konuşulup anlaşılabilecek sade bir dil oluşturulabilmesi için, ortak bir lugat oluşturulmasının değerine vurgu yapılan eserde, dil konusunda yapılan hizmetler dile getirilmektedir. Türkçülük, Y
Üç Tarz-ı Siyaset, Yusuf Akçura'nın Osmanlı Devleti'nin temel devlet politikası olarak Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülüğü kıyaslayarak incelediği eseridir. Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu siyasi çıkmazda izlenmesi gerekli siyasi yöntemleri sorgulamıştır. Eserde bu politikaları analiz etmiş, bu üç siyasi akımın iyi ve kötü yönlerini ortaya koymaya çalışmıştır. Ayrıca Yusuf Akçura, bu eseriyle Türkçülüğü sistematik olarak ilk kez ortaya koymuştur. Bu nedenle eser, Türkçülük akımının manifestosu olara
Tükendi
Yusuf Akçura, Türkçülüğün Tarihi başlığıyla sunduğumuz bu çalışmasında millet ve milliyet kavramlarının hem Türkler arasında hem de Batı'daki tarihî seyrini siyasî ve toplumsal boyutlarıyla ele almaktadır. Akçura eserine cevabı çetin bir soruyla başlar: "Türk Milliyeti fikri, Türkler arasına ne zaman ve nerede girdi?" Bu soruya layıkıyla cevap verebilmek için de Yusuf Akçura Türkler ve milliyet tabirlerinden ne anladığını ayrıntılı bir şekilde tartışmaktadır. Dönemin önemli yerli ve yabancı etnografik, filo
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 35 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1