HAVADA BULUT YOKTU. DUMAN HİSSİ VEREN ESRARLI BİR SİS SARMIŞTI HER YANI. ON BEŞ ADIM ÖTESİ ZOR SEÇİLİYORDU. DERİN VE ÜRKÜTÜCÜ BİR SESSİZLİĞİN HÂKİM OLDUĞU BU ORTAM, HİÇ DE HAYRA YORULMAZDI HUŞ YOLUNDA. BELLİ Kİ DAR BOĞAZLAR, SARP YAMAÇLAR, HAİN PUSULARA GEBEYDİ. ÇOK GEÇMEDEN SİLAH SESLERİ YANKILANDI VOLKANİK DAĞLARDA. EYVAH!.. YİNE MEHMETÇİĞİN KANINA GİRMİŞTİ EŞKIYA. YİNE YÜREKLER YANMIŞ, YİNE OCAKLAR SÖNMÜŞTÜ ANADOLU'DA. * * * HATIRAT, GÜNLÜK, ARŞİV BELGELERİ, HARP RAPORLARI VE DİĞER TARİH

Havada bulut yoktu. Duman hissi veren esrarlı bir sis sarmıştı her yanı. On beş adım ötesi zor seçiliyordu. Derin ve ürkütücü bir sessizliğin hâkim olduğu bu ortam, hiç de hayra yorulmazdı Huş yolunda. Belli ki dar boğazlar, sarp yamaçlar hain pusulara gebeydi. Çok geçmeden silah sesleri yankılandı volkanik dağlarda. Eyvah! Yine Mehmetçiğin kanına girmişti eşkıya. Yine yürekler yanmış, yine ocaklar sönmüştü Anadoluda. Hatırat, günlük, arşiv belgeleri, harp raporları ve diğer tarihi kaynaklardan yararlanı