"Sən heç sevdin mi Həsən'im? Könlündə sevda qürbətini yaşadınmı heç? Yetmiş il sevdiyini hər gün beş dəfə dualarının içinə aldın mı? Adı Həsən olan hərkəsi ürəyinə yaxın saydın mı? Bütün Həsənlərə bir çiçəyə baxarmış kimi baxdın mı? İllərdir bax buramda daşıdığım, içimdə diyar diyar gəzdirdiyim bir sevda qürbətini, ayrılığını yaşayıram mən!"
"Arzu, iri siyah gözlerini bozkırın sonsuzluğundan alıp ayakuçlarına
düşürdüğünde yanaklarının alev alev yandığını hissetti. Sultani söğütlere
baktı, bir hüznü gördü. Lâleye dokundu, yanıp göğündü. Eli ilk defa sol
göğsüne gitti. "Ama biz kardeşiz!" dedi. Düzeltti. "Hayır! Kardeş gibi
büyüdük..." Korktu, utandı, heyecanlandı. İki kaşının arasına bir çizgi
düştü.
İçinde bir ceylan yansıması...
Yüreğinin sesini söylemeye cesaret edemedi. Güneşin başka renkleri de
varmış, bildi, anladı. "Kamber" ismi dudakları
içten ve sıcak üslubuyla okuyanı
bir anda sarıveren Anadolu'dan
güçlü tablolar,
folklorik esintiler sunuyor edebiyatımıza.
Necdet EKİCİ, hikâye üslubundaki
sürçmeyen kıvrak dili, ve ayrıntıları
yakalayan gözlem gücüyle insan
psikolojisinin derinliklerine iniyor.
YÜREĞİMDEKİ CEMRE,
milli renklerimizin kullanıldığı,kendi
kainatımızda kana çırpan, özgün bir
?kınalı türkü'dür.
Sıkılmadan, zevkle okuyacağınız bir
demet öykü...
O,hep gül mevsimini özledi fakat gecenin kanayan kalbi sessiz çığlıklara uyandı : umutsuz , yorgun,ikilemli, hırçın...
Bir gece eli, sol göğsüne uzandı.Arsız bir sevda idi yüreğinin sesi. Şafağa, hüznün yedi rengiyle baktı. Aşkı tanımladı:"Gül sancısı" dedi.
Bir damla tebessüm düştü dudaklarına,sonra çekik Asya gözlerine.Bir gülün goncalaşan ürpertisiyle baktı gökyüzüne.Yüreği bir bahar ülkesiydi.Çok geçmeden çehresine vuran gül şavkı, gözlerine düşen ince ay müjdesi, perde perde soldu.Bir bir uçup gitti iç
Çukurova denince, "sarı sıcak" gelir akla... Bir de alabildiğine uzanan gelin süzülüşlü ayçiçeği tarlaları...
Mısır, yeşil bir denizdir Çukurova topraklarında. Ovaları süsleyen pamuk tarlaları kare karedir. Gözleriniz, ak benekler serpilmiş o yeşil karelerin derinliklerinde erir. Irgatlar görürsünüz. Güneşi tepesinde saklayan, sıra sıra ırgatlar... Şalvarlı,başları poşulu, gün esmeri insanlar...
Efkârın diğer adı sıladır buralarda. Hasretin öbür yüzü gurbet... Gün olur, her tarladan yanık bir bozlak dökül
"Necdet EKİCİ'nin en önemli özelliği dramı vurucu yerinden yakalayabilmesi ve bunu çarpıcı bir biçimde işleyerek çok sağlam bir zemin üzerine oturtmasıdır.
Ekici'nin hikayelerinde güçlü gözlemler, inandırıcılık, sivrilikleri olmayan bir gerçekçilik görülür.
Tanpınar gibi aydınlığı farklı tonlarda anlatan, bir bakıma aydınlığı boyayan yazar, son yıllarda okuduğum hikayeler içerisinde gerçekten klasiğe geçecek örnekler ortaya koymuştur.
Ekici'nin son derece kıvrak kalemi, ayrıntıları yakalayan gözlem güc
Toplam 6 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.