Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Devrik bir cümle gibi hayat; ne öznesinin yeri belli, ne yükleminin... Asl olan bir duaya bir ömür verebilmek, asl olan ruhun ruhunda bir dua için ölebilmek. Kitap, akla yağan yağmurdur; yağış almayan bir tarlanın ürün vermesi mümkün mü? Gözler yalan söylemez lakin bazı gözler için yalan söylenebilir. Ruhumdaki el izi kalu beladan kalma; bu yüzden yeminim var, sonsuza ve aşka... Mahşere dek sürecek olsa da orucum, iftarım olacağını bilmek güzel. Can, cana karışınca gözlerin ve ruhun yaşadığı hâlin ismi
Tükendi
Mehmet Nuri Parmaksız "Süveyda'ya Mektuplar" serisinde Tanzimat sonrası süreçte oldukça rağbette olan mensur şiir tarzına yeni bir şekil veriyor. Bu metinlere kurgusal olarak geleneksel anlamda ne hikâye, ne deneme, ne inceleme, ne mektup diyebiliriz. Ama bu türlerin hepsinin bir sentezi olarak bakabiliriz. Kolay okunan, yormayan, yumuşak üsluplu bu metinlerle Parmaksız, geleneksel ifade türlerinin dışında yeni bir tür denemesi ortaya koyuyor. Bunlara şimdilik herhâlde "deneysel sohbet" demek gerekir. Zira
Tükendi
"Mehmet Nuri Parmaksız, Kelebek Ömrü kitabında topladığı şiirlerinde bir büyük terkibe ulaşabilme başarısının sahibidir. Divan şiiri ile modern şiiri, halk şiiri ile klasik şiiri, ilahî aşkla beşerî aşkı, Osmanlı Türkçesi ile Türkiye Türkçesini, havas hassasiyeti ile avam duyarlığını, gelenekle moderni bu kadar başarıyla birleştirebilen, aralarındaki farkları ortadan kaldırarak tam bir bileşim içinde kaynaştırabilen ender şairlerden biridir. Türk şiirini kendi bütünlüğü içinde süzülmüş bir usare hâlinde yen
Tükendi
En zor olan aşkı yaşıyordu Galib Vuslatı mahşere ertelerken yüreğinde kopan aşk tufanına zincir vurmak Her nefeste biraz daha anlıyordu ki Galib vuslatı hiç de kolay olmayacak. Hasret, insan gerçekten âşıksa güzel olandı. Hasret, herkesin ateşinde yanabileceği bir şey değildi ki Belki de yürek sürekli yanıp tutuşunca kemale eriyor; aşk ancak o zaman aşk oluyordu. Dokunmadan küle, konuşmadan bülbüle dönmek gibi bir şey Belki nefisler kanar altından köşke kasra, Aşkınla ereceğim sonsuzluk denen asra. Mahşer
Tükendi
Aşkın kıyametini yaşamak ölmekmiş bir daha ölmemek üzere. Gözlerin alev, gönlün yanardağı, aklın deliliği yaşadığı demdeyim. Ben şimdi her kalbin yaşamak isteyip de korktuğu aşkın kıyametindeyim. Duyuyorum sesinizi, nasıl olur diyorsunuz? Biliyorum yaşadığım hâlin hâlini ve kalbimde açan hilâli kıskanıyorsunuz. Herkese nasip olmayacak bir aşkın salıncağında sallanıyor ruhum şimdi. Vakitlerden dünyanın tüm ömrüne denk bir ikindi vakti. Saatlerdeki yelkovan ve akrebin yerine, hicran ve vuslat geçmiş ve de san
Tükendi
Öyle bir sevdadır ki bu, ne yere sığar ne göğe Onun içindir ki, sevda demişler, aşk demişler ismine Senin aşkınla şad olan gönlüm, sensizliğe mahkûm olsa da Mahşer'e kadar, içinde bulunduğum ahvalden müşteki değilim zerre kadar. Bilirim. Gül gibidir, miski amber gibidir aşk. Tıpkı Yusuf'a benzer. Kokusunu almaya ise ancak bir Yakup ister Sevgiliye söyleyin her şeyi alıp gelsin, Gönül tahtımı ona elimle vereceğim. Bakışlarıyla beni durmadan yakıp delsin Aşkıyla o sonsuza, mahşere ereceğim. Esrar Dede'den
Mehmet Nuri Parmaksız şiirlerinde bir büyük terkibe ulaşabilme başarısının sahibidir. Divan şiiri ile modern şiiri halk şiiri ile klasik şiiri ilahi aşkla beşeri aşkı Osmanlı Türkçesi ile Türkiye Türkçesini havas hassasiyeti ile avam duyarlığını gelenekle moderni bu kadar başarıyla birleştirebilen aralarındaki farkları ortadan kaldırarak tam bir bileşim içinde kaynaştırabilen ender şairlerden biridir. Günümüz Türk şiirinin genel hastalıklarından biri olan duygusuzluk ya da yüzeysel duygululuk açmazına düşme
Tükendi
Mehmet Nuri Parmaksız, şiir, kültür ve edebiyata dair bütün birikimini; Şiir'den Post-Modernizm'e, Gönül'den Türk Edebiyatında Mektup Geleneği'ne, İmge'den-Mevlânâ'ya kadar çeşitli konulardaki denemelerini sizlerle paylaşıyor. Geçmiş ve biz. Kültür deryâsı içinde akıntıya karşı kürek çekmeye çalışan san'atçı. İki yüzyılı aşan bir "batılılaşma" filminin oyuncuları olan şâir ve yazarlar. Geleneğe karşı çıkanlar bâzen onu yıkmaya ve baskı altın almaya çalışanlar; ne yaparlarsa yapsınlar ondan ve etkilerinden k
Tükendi
İnsanoğlu yaşadığı müddetçe etrafında vuk'u bulan hadiselerden etkilenmiştir. Onu derinden etkileyen en acı olay, ölümdür. İnsanlar, tarihin başlangıcından itibaren ölüm karşısındaki hislerini çoğunlukla yazdıkları şiirlerle dile getirmeye çalışmışlardır. Ölüm olayı, her insanın kaderinde olan bir hadisedir; bu nedenle, ölümü konu alarak yazılan eserlerin çokça ilgi görmesi ve okunması normaldir. Başlangıçtan bu yana, Türk edebiyatı içinde ölen insanlarımızın arkasından yazılan ve ölen kişinin özelliklerin
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1