Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 27 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Ezan Emr-i bülendsin ey Ezan-ı Muhammedi. Kafi değl sadana Cihan-ı Muhammedi. Sultan Selim-i Evvel'i ram etmeyip ecel, Fethetmeliydi alemi Şan-ı Muhammedi. Gök nura garkolur nice yüzbin minareden Şehbal açınca Ruh-u Revan-ı Muhammedi Ervah cümleten görür Allah-ü Ekber'İ Akseyleyince arşa Lisan-ı Muhammedi -Yahya Kemal Beyatlı 26 Ağustos 1922 Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi, Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi, Ta ki, yükselen ezanlarla müeyyed namın Galib et, çünkü bu son ordusudur İslam'ın.
Tükendi
Hayat yaşanıp gidiyor. Her gün insanlar arasında önemli-önemsiz, küçük-büyük, trajik-komik sayısız olaylar cereyan ediyor ve sayısız insan, hayat tasarımları kurguluyor. Tarihsel akış içinde olup biten ve dü'şünûlen her şey, ilâhi kamera tarafından en küçük ayrıntısı bile atlanmadan levh-i mahfüzda kayda geçiyor. Diğer taraftan insanlar da kayıt tutmaya meraklı. Olayların fotoğrafı çekiliyor, gazete haberi oluyor, sesli görüntülü basında yansımasını buluyor, hatıra kayıtlarına, günlüklere geçiyor, hafızalar
Tükendi
"Bugün ülkemizin ve diğer İslam ülkelerinin temel sorunlarından biri, asıl evimiz olan İslam'ın sahih kaynaklarından uzaklaştırılıp, birlik, bütünlük, sahicilik, samimilik, hakikilik mahiyeti yok edilip yıkılarak yerine köle ruhlu ve vazifeli şeflere bağlılık merkezli, parçalı, dağınık ve karşıtlıklar üzerine inşa edilmiş uyduruk tarikat ve cemaat gecekonduları tarafından işgal edilmesidir. Bugün İslamcı görünümlü birçok cemaat ve tarikat oluşumu, siyasi İslamcı ve terörist İslamcı yapılar, özellikle İsrai
Tükendi
Türk edebiyatı dünya edebiyatları içinde en zengin olanlarından biridir. Bizim edebiyatımız, şekil ve madde değil, büyük ölçüde gönül edebiyatıdır. Bu eserde seçtiğim bazı edebî metinler üzerinden Türk edebiyatının sahih içeriğine, bizi yansıtan boyutuna, Türk'ü Türk yapan temel değerlere vurgu yaptım.
Bu kitapta kutlu Millî Mücadelemiz döneminde İstiklal Marşımızın her mısraının anlamına uygun, gerçekten yaşanmış olaylar değişik kaynaklardan derlendi ve her mısraın altına konuldu. Böylece Mehmet Akif'in İstiklal Marşını masa başında değil, bizzat yaşadığı, gördüğü gerçek olayların, gerçek savaşın içinde yazdığını anlamış oluyoruz.
Bu eserde Tanzimat'tan günümüze kadarki süreçte seçilen bazı önemli Türk romanı metinleri, bilimsel bir inceleme ve tahlil yönetimine bağlı kalınarak çözümlendi. Edebî metinler çözümlenmeye, yorumlanmaya, incelenmeye bağlı olarak daha iyi anlaşılabilir metinlerdir. O bakımdan Türk romanının zenginliğini, derinliğini, özel ve özgün yapısını sergilemeye, Türk kültür tarihinin bir boyutu olan Türk romanını anlamaya ve anlamlandırmaya çalıştım.
Tanzimat Dönemi Türk edebiyatı, kabaca 1860-1896 yılları arasında ortaya konan Türk edebiyatının genel adıdır. 1860 yılında ilk özel Türk gazetesi olan Tercüman-ı Ahval yayın hayatına atıldı. Yeni Türk edebiyatı ürünleri bu gazetede görünmeye başladı. 1896 yılında Servet-i Fünun dergisinde bazı yazar ve şairlerin farklı tarzda bir edebiyat yapmaya başlamasıyla Tanzimat Dönemi Türk edebiyatı sona ermiştir. Bu eserde Tanzimat Dönemi'nde ortaya konan Türk edebiyatı faaliyetleri bir bütünlük içinde tanıtıldı.
Tükendi
İkinci Abdülhamit Dönemi'nde başlıca 3 farklı edebiyat anlayışı vardır: 1. Servet-i Fünun akımı, 2. Mutavassitîn (Ilımlılar), 3. Divan edebiyatı anlayışını sürdürenler. Bunların içinde en önemli ve en kuvvetli olan edebiyat damarı Servet-i Fünun akımıdır. Bu eserde İkinci Abdülhamit Dönemi'nde ortaya konan Türk edebiyatı faaliyetleri bir bütünlük içinde tanıtıldı
Tükendi
Türk Beyi olmak, büyük bir meziyet, onurlu bir yükümlülük, ağır bir yüktür. Türk Beyi olmak, Allah'tan başka kimsenin önünde eğilmemek, özgür ruhlu Türk Milleti'ni temsil edebilme şerefine talip olmak demektir. Türk Beyi, sadece Allah'ına, vicdanına ve milletine hesap verir. Bu üç temel unsurun dışında ne Amerika'ya, ne Avrupa Birliği'ne, ne Rusya'ya, ne Çin'e, ne İran'a, ne şuna ne buna; kimseye, hiçbir devlete, hiçbir odağa, kişiye ve ideolojiye hesap vermez, boyunda eğmez. Türk Beyi, her anla
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahvâl ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyet kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! "Türk'üm, doğruyum, çalışkanım. İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir. Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım Türk varlığına armağan olsun! Ne mutlu Türküm diyene!"
Tükendi
Türkiye'de Ermeni sorunu yoktur. Türkiye'de, Atatürk'ün bu vatanı çok büyük çoğunluğuyla Müslüman Türklerin yaşadığı bir ülke hâline getirmesinin sindirilememesi ve Türk vatanının kilise ve misyoner açılımlarıyla tekrar Müslüman ve Türk olmayanlar tarafından doldurularak Türk'ün boğulmak istenmesi sorunu vardır. Türkiye'de Kürt sorunu, şu sorunu, bu sorunu yoktur. Türkiye'de Türk'ün kimlik ve kişiliğinin iğdiş edilmesi, Türk'e Türk düşmanlığı propagandası yapılması, Türk'e kendi eliyle kendi idam ferman
İnsan duyan, düşünen, heyecanlanan, etkilenen ve tepki veren bir varlık. İstiyor ki iç dünyasında kabaran bu birikimi, başkalarını da etkileyecek, titretecek, heyecanlandıracak anlamlı, çarpıcı, ahenkli ifadelere kavuşsun. İç zenginliklerini hemcinsleriyle paylaşsın. Onlarla ruhsal durum ortaklığı yaşasın. Sözü az olsun, öz olsun. Okununca ya da dinlenince hoş duygular uyandırsın, hüzünlendirsin, coştursun, sevindirsin, gönendirsin, ağlatsın, düşündürsün. Bütün bu ihtiyaçlarını karşılamak üzere de 'şiir' de
Tükendi
Bu çalışmamızda Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı'nın en seçkin 30 şiirini, daha önceleri Şiir Çözümleme Yöntemi adıyla kitaplaştırdığım kuramsal bilgilerin ışığında, belli bir tahlil yönteminin içinden keşfe çıktım. Türkçemizin en güzel çiçekleri arasında yer alan bu metinlerin barındırdığı zenginlik ve güzellikleri görünür kılma gayreti içinde oldum. Bu metinlerden dikkatli bir kazı sonucu elde ettiğim manalar toplamını ve estetik hazzı sizinle paylaşmak istedim.
Tahsin Nahifin şiirlerinin muhtevasını aşk, kadın, tabiat, gece, ruh hassasiyeti ve güzellik duygusu gibi konular oluşturmaktadır. Bunlar, hemen hemen bütünüyle ferdî konulardır. Ancak şair az da olsa sosyal konuları da işlemiştir. Bazı edebiyat tarihçilerinin onun şiirini değerlendirirken "tamamiyle ferdî konulan işleyen şiirleri" yolunda devam eden yargıları doğru değildir. Mesela Rûh-ı Bî-Kayd adlı kitabına almayan ama Resimli Kitap dergisinde yayımlanan "10 Temmuzu Takdis Edelim" adlı şiirinde İkinci M
Tükendi
Türkiye'nin ve Türk milletinin bugün en önemli sorunlarından biri, Atatürk'ün ifadesiyle "dahilî ve haricî bedhâhların" (Türkiye'nin kötülüğünü isteyen iç ve dış düşmanlar) çabalarıyla yüzyıllara dayanan bir millet oluşumumuzun aşındırılmaya ve çözülmeye çalışılmasıdır. Bugün itibariyle Türkiye sınırları içinde yaşayan insanlar, yüzyıllar boyu süren bir birliktelik süreci içinde milletleş-mişler ve "Türk milleti" dediğimiz yapıyı oluşturmuşlardır. Fakat "Türk milleti" adını verdiğimiz bu organik sosyal topl
Tükendi
Müslüman Türk milleti olarak bizim tabii, yerli, millî, İslamî bir dünyamız vardı. Gelenekli zamanlarımızın kendi değerlerimizle ördüğümüz bize özgü güzellikler, mutluluklar, huzur dolu, uyumlu, ahenkli bir âlemimizdi o. O dünyayı tamamen biz inşa etmiştik. Bağımsız irademizin ürünüydü o güzellikler, iyilikler dünyası. Ferdî ve millî hayatımızı, insanlararası ticarî, kültürel, toplumsal ilişkilerimizi, törenlerimizi, geleneklerimizi, üretim araç ve ilişkilerimizi, yeme içme, giyinme, dinlenme, seyahat şek
Ulu rüzgarlar esmedikçe Yaşamak uyumak gibi. Kişi ne zaman dinç Dalgalanırsa bayrak bayrak gibi. Ne var şu dünyada ekmekten daha aziz Sürdüğün tarlalara sevginle serpildik Ekmek olmak için önce Buğday olmak gibi. Silinir sözlüklerden sen hatıra geldikçe Cılız sözler: Usanmak yorulmak durmak gibi. Kuvvettir yaptıkların her yeni yetişene Bir ışık kaynak gibi. En yakınlar zamanla fersahlarca uzak gibi Bir sen varsın kalacak bir sen ölümsüz Daha da yakınsın daha da sıcak. Bıraktığın toprak gibi.
Akıncılar Bin atlı, akınlarda çocuklar gibi şendik; Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik! Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle! Bir yaz günü geçtik Tuna'dan kafilelerle... Şimşek gibi bir semte atıldık yedi koldan, Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan. Bir gün dolu dizgin boşanan atlarımızla Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla... Cennette bu gün gülleri açmış görürüz de Hala o kızıl hatıra titrer gözümüzde! Bin atlı, akınlarda çocuklar gibi şendik; Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu y
Bir Tepeden Rüya gibi bir akşamı seyretmeye geldin Çok benzettiğin memleketin her tepesinde Baktım: Konuşurken daha bir kere güzeldin İstanbul'u duydum daha bir kere sesinde Irkın seni iklimine benzer yaratırken Kaç fetha koşan tuğlar ufuklarla yarışmış Tarihini aksettirebilsin diye çehren Kaç fatihin altın kanı mermerle karışmış. - Yahya Kemal Beyatlı-
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 27 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1