Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 28 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
"Kör Baykuş üzerine konuşmaktan asla bıkmayacağım." –Henry Miller Modern İran edebiyatının belki de en önemli yazarı olan Sadık Hidayet bir yanda İran kültürünün köklerine, diğer yanda ise modern insanın varoluşsal sorunlarına varan geniş bir perspektife sahipti. Yazarın bu geniş perspektifi hem şah hem de molla iktidarının gözüne batıp dışlanmasındaki etkenlerden biriydi. Hidayet, yasaklı başyapıtı Kör Baykuş'ta gizemli sevgilisinin kaybından sonra umutsuzluğun pençesine düşen genç bir adamı hikâyesinin
"Yirminci yüzyılın düşlemsel edebiyatında bir başyapıt" Sürrealizmin öncülerinden Philippe Soupault, Modern İran Edebiyatının kurucularından Sadık Hidayet'in 1936'da Bombay'da yayımladığı başyapıtı, "Kör Baykuş" için bu nitelemeyi kullanır. Gerçeküstücülüğün babası André Breton'un "Başyapıt diye bir şey varsa o da budur" sözleriyle nitelediği bu kült roman karmaşık bir yapı ve anlam ağının üzerine kurulmuştur. ".....bir servi ağacı ve altında Hintli Yogiler gibi çömelerek oturmuş, kamburlaştırdığı om
Tükendi
Daha ilk cümlesiyle okurunu etkisi altına alan, sona erdiğinde insanı allak bullak eden bir roman Kör Baykuş. İsimsiz bir ressamın hayatını zindana çeviren kâbuslarını, bir baykuşu andıran gölgesine (dolaylı yoldan okura) anlatma çabası, bir noktadan sonra gerçekle sanrının birbirine karıştığı itiraflar ve sayıklamalar halini alır. Doğrusal ilerlemeyip kendini düzensiz bir biçimde tekrar eden ve her seferinde daha da derinleşen bu itiraf ve sayıklamalar, aslında, ilk satırından itibaren "ölüm"e methiyedir.
İran Edebiyatının en güçlü ismi Sâdık Hidâyet'in dünyada en çok ilgi gören eseri Kör Baykuş, anlatımı ve hikayesiyle sizi de etkisi altına alacak. Bu kısa romanda, çaresiz bir aşkın pençesinde kendini kaybeden karakterin, zaman ve mekân, hayal ve gerçek arasında gidip gelen trajik öyküsünü okuyacaksınız. İlk kez 1936 yılında Hindistan'da yayımlanan, yaşam ve ölümü çarpıcı bir şekilde ele alan bu eseri Uğur Gülsün'ün yetkin çevirisiyle sunuyoruz.
Sâdık Hidâyet: Necatigil´in dilimize kazandırdığı başyapıtı Kör Baykuş´ta, Diri Gömülen ve Üç Damla Kan´da Kafka gibi modernlerin izinde gerçeküstücü bir yazar; Vejetaryenliğin Yararları´nda vejetaryenliği, Hayyam´ın Terâneleri´nde Ömer Hayyam´ı ve rubailerini bütün boyutlarıyla inceleyen bir araştırmacı; Hacı Aga´da ise gerçekçi bir taşlama yazarı... Öteki kitapları gibi Mehmet Kanar´ın çevirisiyle sunduğumuz Aylak Köpek, Sâdık Hidâyet´in yaşam ve toplum görüşünün İkinci Dünya Savaşı´nın getirdiği yıkımla
Sadık Hidayet´i başyapıt Kör Baykuş´ta ve Diri Gömülen´de Kafka gibi modernlerin izinde gerçeküstü bir yazar olarak tanıdık; Vejetaryanlığın Yazarları vejetaryen olmakla kalmayan, bir yandan da bu konuyu inceleyip araştıran kimliğini gördük. Hacı Ağa´da ise gerçekçi bir taşlama yazılarıyla karşılaşıyoruz. Hidayet bu romanında 1940´lı yılların İran´ında sermaye çevrelerinin ve dini çıkarlarına alet etmekten çekinmeyen yüzsüz politikacıların ipliğini pazara çıkarıyor. Hacı Ağa´nın kahramanları, "kuyruk salla
Kör Baykuş, uyku ve uyanıklık halinde geçen iki bölümden oluşmaktadır. Ancak rüyanın gerçekten ayırt edilmesi ne kadar zorsa, gerçek de gerçek olamayacak kadar ilginçtir. Ölümün peşinden ayrılmayan, epey ince fikirli bir yazardır Sâdık Hidayet; yirminci yüzyıl İran edebiyatına yön veren isimdir. Kör Baykuş'ta kurguladığı anlatıcı, hayalle gerçek arasında, dünle bugün arasında gidip gelir; hayat ve gerçekler karşısında yenik düşen insanın hikâyesini bugüne nakleder. Birinci şahsın ağzından anlatılan hikâye,
Tükendi
Modern İran edebiyatının kurucularından Sadık Hidayet'in 1936'da Bombay'da yayımladığı başyapıtı, kendi deyişiyle "özenle hesaplanmış, net, bilinçli etkilerle dolu" ve "her sayfası bir partisyon gibi düzenlenmiş" Kör Baykuş (Buf-i Kur), öteki yapıtları gibi, pek çokdile çevrildi, pek çok ülkede pek çok yazarı etkiledi. Kör Baykuş, 1977'de Behçet Necatigil'in unutulmaz çevirisiyle Varlık Yayınları'ndan çıkmıştı. Philippe Soupault ve Andre Breton gibi önemli edebiyatçıların övgüsünü kazanan bu kült romanı, yi
Sadık Hidayet'in modern İran edebiyatının eşsiz verimlerinden sayılan ro- manı Kör Baykuş, kendisinin ve temsil ettiği aydınların fikrî manada bağlı oldukları toplumdan kopukluklarını ele aldığı bir eserdir. Hidayet, romanda, İran halk edebiyatından beslenerek, buradan aldığı materyalleri modern edebiyat ile birleştirip yoksulluk, umutsuzluk, karanlık ve kendi zamanına dek kimsenin konuşmaya cesaret edemediği konulara değinmiştir. Kör Baykuş, sarmal konulardan oluşmaktadır ve sürrealist bir biçemde kale- m
Bu konunun benim "ölümün" resim tarzıyla özel bir münasebeti vardı. Ölüye bakarak resim yapmak. Aslında ben ölülerin ressamıydım. Fakat gözler, onun kapalı gözleri! Acaba onları tekrar görmeli miydim? Acaba düşüncemde, beynimde yeterince canlanmamışlar mıydı? Sabaha kadar onun yüzüne bakarak kaç resim yaptım, bilmiyorum. Ama hiçbiri istediğim gibi olmuyordu. Çizdiklerimi yırtıyordum. Ne bu işten yoruluyor ne zamanın akışını hissediyordum.
Tükendi
Sâdık Hidâyet, insanın doğal ve sağlıklı besininin bitkilerden ibaret olduğunu anlatmaya çalıştığı bu kitabında midelerimizi hayvan mezarlığı yapmamamız konusunda uyarmaya çalışıyor bizleri.
Bir kalemdan ressamının mektubudur bu satırlar; gölgesiyle dertleşmeye çabalar… Yalnızdır, yorgundur, herkesten ve her şeyden uzaktadır. Sevdalıdır ama karısına mı kalemdanlar üzerine çizdiği latife mi? Yoksa ikisi de aynı kişi mi? Nefret eder ama karısının âşıklarından mı amcasından mı? Ya da belki hepsi tek bir kişi… Kim kimdir bilemez, ne gerçektir ne hayaldir akıl sır erdiremez. Emin olduğu tek şey içine düştüğü ızdırap kuyusudur, oradan da bir türlü kurtulamaz. Esaslı sanatçılar da böyledir işt
Kör Baykuş hayalle gerçeğin, aydınlıkla karanlığın, umutla umutsuzluğun iç içe geçtiği eşsiz bir edebi yolculuk... İran edebiyatını uluslararası edebiyatın bir parçası haline getiren ve "Doğu'nun Kafka'sı" olarak kabul edilen Sâdık Hidâyet'in, Kör Baykuş'u tek kelimeyle "benzersiz" bir metin: Zihni yavaş yavaş parçalanan, benliğini kaybeden kahramanıyla; neyin gerçek, neyin hayal olduğunun anlaşılamamasıyla; geçmişin ve şimdinin iç içe geçmesiyle; afyon dumanları arasında değişen, dönüşen atmosferiyle; mel
Tükendi
Sâdık Hidâyet´in (1903-1951) öyküleri, hem onun kendi yapıtına hem de modern İran edebiyatına giriş için mükemmel birer anahtar niteliği taşır. Özellikle ilk öykü kitabı Diri Gömülen (Zinde be-gür, 1930), bu büyük yazarın-başyapıtı Kör Baykuş´ta (Çeviren: Behçet Necatigil, YKY, 2001) iyice geliştireceği -temel izleklerini haber veren ve Kafka, Poe, Rilke gibi modernlerle buluşma noktalarını göz önüne seren bunaltıcı atmosferiyle öne çıkar. 1995´te Mehmet Kanar´ın çevirisiyle ve yayınevimizin ilk Sadık Hiday
"Onun izini kaybedeli üç ay bile değil, tam iki ay dört gün oldu, ama büyülü gözlerinin, o gözlerdeki öldürücü kıvılcımların hatırası hep aklımda kaldı. Hayır, onun ismini asla dillendirmeyeceğim. Çünkü o, uçacakmış gibi duran, ince, sisli endamıyla ve peşi sıra hayatımın yavaş yavaş yanıp eridiği şaşkın, parlak iri gözleriyle, artık bu sefil, vahşi dünyaya ait olamaz. Hayır, onun adını dünyevi şeylerle kirletmemeli. Onunla ayrı düştükten sonradır ki insan kalabalığından, ahmak ve mutluların meclislerinden
Tükendi
İran gibi hem bize çok yakın hem de çok uzak bir ülkeden çıktığı yetmiyormuş gibi yaşamı ve yapıtlarıyla da çok ötemizde yer alan Sadık Hidayetten bir kitap daha. Sadık Hidâyetin Türkçedeki serüveni öykü, deneme, oyun, gezi yazısı, folklor incelemesi gibi değişik alanlarda yazdıklarından ve mektuplarından tipik örnekler içeren Hidâyetnameyle sürüyor.
"Başkalarıyla benim aramda korkunç bir uçurum var, anladım," der Sadık Hidayet yazdıklarında... Doğu'nun mistik atmosferi satır aralarında gösterir kendini. İran Tarihi'ne olan merakı onu araştırmalara yöneltir... Kaynakları okuyabilmek için Pehlevi dilini öğrenir, araştırmaları için gittiği Hindistan'da. Aynı dönemde Kör Baykuş'u kaleme alır ve yayınlatır. Hemen sonrasında ülkesinde yasaklanır. Sadık Hidayet'i daha iyi anlamak için Kör Baykuş iyi bir başlangıç sayılır. Diğer yazdıklarıyla bir arada değerl
Tükendi
Modern İran edebiyatının büyük ustası Sadık Hidayet'in Yararları, vejetaryenliği kişisel bir seçim olmaktan öte, bir dünya görüşü olarak ele alıyor. "İnsan kan döküyor, zulüm tohumu ekiyor. O halde sonuçta savaş, acı, yıkım ve toplu kıyım biçecek. İnsanlık ilerlemeyecek, huzur bulmayacak; mutluluk, özgürlük ve barış yüzü görmeyecek etobur olduğu sürece." Vejetaryenliğin Yararları, Mehmet Kanar tarafından Farsça aslından dilimize çevrildi. İnsanın vejetaryen olmasını güçlendiren kanıtlar sanıldığından daha
Tükendi
Sadık Hidayet'in Kör Baykuş'ta kullandığı genel melankolik hava kendisinin yaşadıklarının bir yansımasıdır. Hidayet'in farklı arayışları, siyasi yapıya uyum gösterememesi, kendisini bir odada hava gazıyla intihara götüren geleceğe karamsar bakışı Kör Baykuş'a da sirayet etmiştir. Bu bakımdan romandaki birçok unsur otobiyografik bir ögedir. İran'ın son dönemdeki en büyük yazarlarından olan Sadık Hidayet, bu romanında modern hayatın varoluş sıkıntılarına bir odada hastalıklı, zaman dışı bir zamanda yaşayan b
Tükendi
İran edebiyatında modernizmin öncüsü Sadık Hidayet´ten, Kafka´nınki gibi karanlık, karabasanlı öyküler... Hidayet, 1930´lu yıllarda, ülke için pembe tablolar çizen yönetime, İran halkının yaşantısını keskin bir gerçekçilikle yansıtarak yanıt veriyor. Şiddetin ve tutkunun iç içe geçtiği bu öyküler fakirlik, hastalık, batıl inançlar, cincilik, kumalık "siga" düzeni, ikiyüzlülük, mistik hayata ve inzivaya kaçış, hayal kırıklıkları, kadının mal muamelesi görmesi gibi İran toplumunda kol gezen sorunlara birer ay
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 28 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1