Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 62 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
ARABA SEVDASI - RECAİZADE MAHMUT EKREM Kitap sıradan bir aşk hikâyesini anlatmakla beraber, dönemin gerçeklerine de ayna tutar. Recaizade Mahmut Ekrem Bey kendisi ile ilgili bir özeleştiri de yapar satır aralarında. Çünkü kendisi de o dönemin aydınlarındandır. Bu hikâye aslen Bihruz Bey‘in Periveş Hanım’a olan aşkını anlatıyormuş gibi görünse de gerçekte o dönemin toplumu ve sosyal yapısı ile ilgili önemli eleştiriler yapmaktadır. Araba Sevdası göstermelik bir aşk hikâyesi ekseninde dönemin üst tabakasının
Recaîzade Mahmut Ekrem Külliyatı”nın ilk cildinde, üstadın mektupları, arîzaları ve yazıları yer alıyor. Bu kitaptaki metinler, Recaîzade Ekrem’i hayatının ve döneminin gerçekliği içinde karşımıza çıkarıyor. Dolayısıyla, mektuplarında, sunularında ve yazılarında üstadın edebî faaliyeti, edebiyat çevresindeki yeri, ilişkileri, psikolojisi, günlük yaşamı gibi pek çok hususta biyografisine ve edebî konumuna ciddi katkılar getirecek yeni bilgiler bulunuyor. Bu kitabın gerisindeki mesai ise yakın tarihimize ait
Tükendi
“Şehirlerde bulunduğu zaman en büyük zevki; sırmalı kıyafetler içinde, midilli veya at üzerinde, arkasında çifte çifte uşaklarla sokak sokak gezip dolaşmaktan ibaret olan bu beyin İstanbul’a geldikten sonra merakı üç şeye harcandı ki birincisi araba kullanmak; ikincisi alafranga beylerin hepsinden daha süslü gezmek; üçüncüsü de berberler, kunduracılar, terziler ve gazinolardaki ‘garson’larla Fransızca konuşmaktı.” Tanzimat dönemi şairi, tiyatro oyunu yazarı, yeni bir edebiyat anlayışının savunucusu bir ö
Araba Sevdası, Recaizade Mahmud Ekrem’in sosyal sınıfının yaşayış ve düşüncesinin ideolojik, varoluşsal, psikolojik yönlerini başarıyla yansıtan bir romandır. Araba Sevdası Osmanlı modernleşme sürecinin edebiyata en özgün yansımalarından birisidir. Modernleşmenin insan ile eşya arasındaki ilişkiyi ideolojik düzenleme mahareti anlatılmıştır. Mahmud Ekrem, araba simgesi üzerinden Osmanlı devletinin ve İstanbul’da halkın Batı kültürünü tanımaya başlayarak çıktığı modernleşme serüvenine odaklanmaktadır. Romanın
Türk Edebiyatı’nda “ilk realist” roman olarak bilinen Araba Sevdası gerek içeriği, gerekse edebî üslubuyla yazın dünyasının mutlaka okunması gereken kitapları arasında yer alır. Recaizade Mahmut Ekrem, içinde yaşadığı topluma eleştirel gözle bakmayı becerebilen bir aydın, sözcüklerle oynayabilen edebî bir cambaz, ince bir mizah anlayışına ve olağanüstü gözlem gücüne sahip bir yazardır. Araba Sevdası’nı okurken hem usta kalemin bu özelliklerine bizzat tanık olacak hem de romanın çok katmanlı yapısında keyifl
Recaîzade Mahmut Ekrem’in Araba Sevdası, 1896 yılında Servet-i Fünun dergisinde tefrika edilmiş, 1897’de de kitap olarak yayımlanmıştır. Eser, Ekrem’in romantizmden realizme geçişini göstermesi bakımından önemlidir. Bu bakımdan Araba Sevdası’nı sadece dönemin ‘alafranga züppe tipi’nin alaya alındığı mizahî bir roman olarak değil, aynı zamanda romantik sanat anlayışının hayalciliğini yeren bir eser olarak değerlendirmek gerekir.
Tükendi
Recaizade Mahmut Ekrem, edebiyatımızın yenileştirilmesi gerektiğine inanan bir sanatçıdır. Bu sebeple bütün çalışmalarını bu doğrultuda ortaya koymuş ve kendinden sonra gelen nesiller üzerinde etkili olarak onları yönlendirmiştir. Ancak onun asıl iddiaları, şiir konusundadır. Tiyatro, yazarın en iddiasız uğraşı alanı olarak görülmektedir. Afife Anjelik, daha çok devrin tiyatroya olan eğilimleri dolayısıyla yazarı tarafından bu yolda denenmiş bir çelışmadır. Eser, edebiyat tarihimizin öncü birikimleri arasın
Tükendi
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ‘yanlışlıklar komedisi’ olarak nitelediği Araba Sevdası, Türk Edebiyatı’nda önemli bir yere sahip olan Recaizade Mahmud Ekrem’in en önemli eseridir.İlk olarak 1895 yılında Servet-i Fünun Dergisi’nde, Ressam Halil Paşa’nın yaptığı resimlerle zenginleştirilmiş olarak bölümler hâlinde yayımlanmış, 1898 yılında ise kitap hâline getirilmiş bu eser, edebiyatımızın ilk realist romanı olarak kabul edilir. Recaizade Mahmud Ekrem, dönemin kendi öz değerlerinden koparak, Tanzimat’ın da etkisiyl
19. yüzyıl sonunda, Tanzimat sonrası dönemin en önemli Türkçe eserleri arasında ilk akla geleni şüphesiz Araba Sevdası’dır. Nazlı büyütülmüş, adamakıllı bir eğitim görmemiş, babası ölünce saf ve cahil annesiyle ve yüklü bir mirasla baş başa kalan paşazade Bihruz Bey’in trajikomik hikâyesi…Recaizade Mahmut Ekrem, dönemin gerek romanlarda gerekse gündelik hayatta çok sık karşılaşılan “alafranga züppe” tipini bütün gerçekliğiyle beraber bir aşk hikâyesinde resmeder. Bihruz Bey aracılığıyla dönemin bir eleştiri
Pek az Türk romanı Araba Sevdası kadar adına bağlıdır Ahmet Hamdi Tanpınar Romanın kahramanı Bihruz Bey, Avrupa eğitimiyle yetişmiş, batılı yaşam tarzını benimsemiş kişiler için kullanılan alafranga tabirinin mecazi anlamı olan "züppe" bir tiplemedir. Bihruz Bey, babasından kalan mal varlığını hesapsızca harcarken üç merakı vardır: Araba kullanmak, herkesten daha fazla süslü gezmek ve Fransızca konuşmak... Bihruz Bey, Çamlıca gezintisi sırasında gördüğü Periveş Hanım'a âşık olunca yaşamında da bazı değişikl
Türk edebiyatının "ilk realist romanı" Bihruz Bey bir vezir oğlu olduğu için daha süt emen bir bebekken hizmetçilerin, dadıların ellerine ve daha sonra da uşaklara teslim olunduğundan bu sıralarda anne babasını nadiren görürdü. Çocukluktan kurtulduktan sonra okula gitmek, çarşıda pazarda midillilerle gezmek zamanı geldiği için anasını babasını yine çokluk görmezdi. Çocukluk dünyasından gençlik âlemine geçince, beyefendi önce araba sevdasına düştü, ardından alafrangalık hastalığına yakalandı. Daha sonra bun
Tanzimat romanının ilk gerçekçi örneği sayılan Araba Sevdası, gösteriş meraklısı, hayalperest bir genç olan Bihruz Bey karakterini merkeze alır. Bütün hayatını okuduğu Fransız romantik kitaplarına uygun yaşamaya çalışan Bihruz Bey, yalnızca birkaç kez gördüğü Periveş'e tutkuyla bağlanır. Romanda Bihruz Bey'in trajikomik tutkusunun yanında, çevresindekilerle ilişkisi üzerinden Osmanlı'nın son dönem sosyal yaşamı da gözler önüne serilir. Bihruz Bey karakteri Türk romanında sıkça kullanılacak alafranga, mirasy
Recaizade Mahmut Ekremin tek romanı olan Araba Sevdası, Türk edebiyatında ilk realist roman olarak kabul edilir. Yanlış batılılaşmanın ele alındığı romanın başkahramanı, mirasyedi Bihruz Beydir. Olay örgüsü, Bihruz Beyin Çamlıca Bahçesinde gördüğü sarışın hanıma âşık olmasıyla gelişir, yanlış anlamalar ve yalanlar sonucu mizahi bir hal alır.
Tükendi
Araba Sevdası, 1895 yılında Servet-i Fünun dergisinde resimlerle süslenmiş olarak tefrika edilmiş ve bu tefrikanın resimleri de Ressam Halil Paşa tarafından yapılmıştır. Eser daha sonra kitap haline getirilmiş ve yazar tarafından 1898 yılında matbu bir kitap halinde de ve eski harflerle bastırılmıştır. Türk edebiyatının ilk realist roman örneği olan bu eserin latin harfleri ile ilk baskısı 1940 yılında yapılmıştır. Bihruz bey etrafında şekillenen bu eserden dış görünüşün insanı yanıltabileceği ve dış görünü
Beyoğlu sokaklarından Çamlıca bahçelerine Bihruz Bey'in Periveş'e duyduğu amansız aşkın rotasında bir İstanbul gezintisi... Abdülaziz devrinde geçen Araba Sevdası, tekil bir aşk hikâyesinden yola çıkmış görünse de kendisinden sonraki roman karakterlerini de derinden etkileyecek "alafranga züppe tip" Bihruz Bey aracılığıyla kültürler ve diller arasında savrulan mirasyedi bir neslin serencamını ortaya koyuyor.
"Pek az Türk romanı Araba Sevdası kadar adına bağlıdır. Kitap, bir modanın ve muayyen iktisadi şartlar etrafında hemen bir lahzada teşekkül etmiş köksüz bir kalabalığın romanıdır." Ahmet Hamdi Tanpınar Tanzimat edebiyatının birinci döneminde temelleri atılan modern edebiyatımızın duvarlarını örmeye başlayan isimlerden biri de Recaizade Mahmut Ekrem'dir. Gençleri yazmaya, yazdıklarını yayımlatmaya teşvik ederek bir neslin önünü açan üstat Recaizade'nin Araba Sevdasıromanı, Türkçede roman türünün başarılı il
"Pek az Türk romanı Araba Sevdası kadar adına bağlıdır. Kitap, bir modanın ve muayyen iktisadi şartlar etrafında hemen bir lahzada teşekkül etmiş köksüz bir kalabalığın romanıdır." Ahmet Hamdi Tanpınar Tanzimat edebiyatının birinci döneminde temelleri atılan modern edebiyatımızın duvarlarını örmeye başlayan isimlerden biri de Recaizade Mahmut Ekrem'dir. Gençleri yazmaya, yazdıklarını yayımlatmaya teşvik ederek bir neslin önünü açan üstat Recaizade'nin Araba Sevdasıromanı, Türkçede roman türünün başarılı il
Recaizade Mahmut Ekrem'in yazdığı Araba Sevdası, Tanzimat dönemi romanları içinde benzersiz bir yere sahip olup Türk edebiyatının ilk realist roman örneğidir. İlk olarak Serveti Fünun dergisinde tefrika edilen Araba Sevdası, Bihruz Bey'in Periveş Hanım'a olan trajikomik aşkını anlatırken bir yandan da Tanzimat döneminde Batı'ya özenen yaşamlara ve alafranga tiplere yönelik eleştiriler barındırıyor. Romanın kahramanı Bihruz Bey'in "hazin bir hikâye" olarak nitelendirdiği bu hikâye günümüz Türkçesiyle sizle
Küçük Saime'nin önce annesini, ardından ninesini kaybetmesiyle düştüğü derin üzüntü, babası Sadık Bey'i yeni bir evlilik yapmaya sevk eder. Saime'nin müstakbel üvey annesi Binnaz Hanım'ın geçmişinin anlatılmaya başlanması yer yer dramatik, yer yer komik yeni hikâyeleri beraberinde getirir. Saime, Osmanlı toplumundaki aile ve mahalle yaşantısına, evlilik ve ölüm ritüellerine dair canlı ve çarpıcı sahnelerin, giyim kuşam ve modayla ilgili ayrıntılı betimlemelerin yer aldığı, yazıldığı dönemi yansıtan "gerçekç
Recaizade Mahmut Ekrem'in tek romanı olan Araba Sevdası, Türk edebiyatında ilk realist roman olarak kabul edilir. Yanlış batılılaşmanın ele alındığı romanın başkahramanı, mirasyedi Bihruz Bey'dir. Olay örgüsü, Bihruz Bey'in Çamlıca Bahçesi'nde gördüğü sarışın hanıma âşık olmasıyla gelişir, yanlış anlamalar ve yalanlar sonucu mizahi bir hâl alır. Dönemin yaşam tarzını ve batılaşma merakını etkili bir biçimde yansıtan bu roman ilk günkü gibi okuyucu ile arasındaki bağı korumaya hâlâ devam etmektedir.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 62 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1