Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 20 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Alp Er Tunga/Efrasiyap, Türklerin “dünyayı yönetme ülküsü”nün bayrağı ve simgesidir. O, Türklüğün Turan hayalinin başlangıç noktası ve temel felsefesidir. Tarih boyunca Turan hayali ile yaşayanların ilk ve gerçek hakanıdır. Bu Turan hakanı ile ilgili bilgiler; destanlarda, efsanelerde ve eski yazılı kaynaklarda yer almış, çok az bir kısmı günümüze kadar ulaşabilmiştir. Alp Er Tunga; Türk tarihini başarı, şan ve şeref ile süsleyen Oğuz Kağan, Bilge Kağan, Sultan Alparslan, Fatih Sultan Mehmet ve Gazi Mustafa
Tükendi
Destanların kendisine mahsus özellikleri vardır. Onlar, bir milletin hayatta kalmayı sürdürebilmesi veya yok olmak ile yüz yüze gelmesi ya da çok büyük güçlerle mücadelelerini anlatır. Bunları anlatırken mensubu olduğu milletin tarihini, kültürünü ve dilini önceki nesillerden sonraki nesillere taşır. Bozkurt Destanı ve Ergenekon Destanı, çok kısa metinlerine rağmen, bu bahsettiğimiz unsurların hepsini birden bünyesinde bulunduran ilgi çekici iki Türk destanıdır. Bozkurt Destanı ve Ergenekon Destanı aslında
Türk milletinin pek çok ortak değeri bulunmaktadır. Dil birliği, tarih birliği, kültür birliği Türk milletinin en önemli ortak değerlerindendir. Dil birliği, tarih birliği, kültür birliğinin en önemli belgelerinin başında Oğuzname adlı eser gelmektedir. Oğuzname, insanoğlunun yaratıldığı günden itibaren bütün Türklerin uzak tarihini, atalarını, nesillerini, toplum yapısını, özellikle devlet yapısını, dilini, hukukunu, geleneklerini ve yaşayış tarzını anlatan eserdir. Dolayısıyla Oğuzname, Oğuz Türklerinin k
Tükendi
Destanlar, bir milletin tarihindeki çok derin ve mühim olaylar için yazılır veya söylenir.Türk milleti varlık yokluk mücadelesi verdiği olayları destanlarına taşımıştır. Bununla birlikte mensubu bulunduğu dinin önemli kişilerini ve olaylarını da destanlaştırmıştır. Bunlardan biri de Müseyyeb Gazi Destanı'dır. Destan, 680 yılında meydana gelen Kerbela Olayı'ndan sonraki gelişmeleri konu edinmektedir. Hazret-i Hüseyin şehit edildiğinde, sağ kalan sayılı kişilerden olan İmam Zeynelabidin zindana atılmıştır.
Islamiyeti ilk kabul eden Türk Hakanı Satuk Buğra Han ve onun Islamiyeti nasıl, hangi şartlarda kabul ettiği ve Kâşgar merkezli kurduğu ilk Türk-Islam devleti hakkındaki bilgiler son derece sınırlıdır. O, 12 yaşında Islamiyeti benimseyip öğrenmiş, Hak din için mücadeleler vermiş, 25 yaşında Karahanlı Devleti'nin tahtına çıkmıştır. Satuk Buğra Han, 955'te Tanrı'ya yürümüştür. Onun sağlığında yüz binlerce Türk, Islamiyeti kabul etmiştir. Bu süreç, daha sonraki yıllarda Tezkire-i Ebû'n Nasr Samanî, Tezkire-i S
Prof. Dr. Necati Demir'in hazırladığı Dede Korkut Destanı isimli bu çalışma, pek çok yeni bilgi içermektedir. Köktürk Yazıtları'ndan önce yazılan Ulu Han Ata Bitiği, Berlin Kraliyet Kütüphanesi'nde bulunan Kitab-ı Oğuzname-i Türkî, Reşideddin Oğuznamesi, Cem Sultan'a sunulmak üzere Bayatî tarafından yazılmış Câm-ı Cem-âyin adlı eserde yer alan Dede Korkut'la ilgili bölümler ve Oğuzname'nin Kazan nüshasında yer alan Dede Korkut'la ilgili üç bölüm ilk kez bu çalışmada bir araya getirilmiştir. Ayrıca tek y
Çocuğunuz parkta veya okulunun bahçesinde en son ne zaman oyun oynadı? "Beş taş"ı duydu mu mesela? "Aç kapıyı bezirgânbaşı" dedi mi hiç? "Birdirbir" oyununu oynadı mı veya "ayakkabı saklamaca"yı? Onları en son ne zaman yönlendirdik bu oyunları oynamaya? Çocuklarımızın ekran başından kalkıp tekrar parklarda, bahçelerde oyun oynamaya başlamaları için hazırladık bu kitabı. Prof. Dr. Necati Demir'in yıllardır Anadolu'yu karış karış dolaşarak derlediği binlerce çocuk oyunundan bir seçki bu kitap. Anadolu'dan
Tükendi
Oğuz Kağan Töresi, Oğuz Kağan'ın farklı Oğuzname nüshalarında yer alan vasiyetleri, öğütleri, tavsiyeleri; Oğuz Kağan'ın söylediği düşünülen özlü sözler bir araya getirilerek oluşturulmuştur. Aslında bu vasiyetler, öğütler, tavsiyeler; Oğuz Kağan'ın söylediği düşünülen özlü sözler Türk toplumunun binlerce yıllık yazılı olmayan anayasası gibidir. Bir araya getirilen bu sözlerin pek çoğu hala Türk toplumunun her kesiminde canlılığını korumaktadır. Bu çalışma ile tecrübelere dayalı olarak yapılması ve yapılmam
Batılı misyonerler yüzyıllar boyunca bu bölgede araştırma yapmışlar, değişmeyecek gerçekleri şaşılacak duruma getirmişler, arkasından gelenler ise, bir öncekileri delil göstererek, konuları içinden çıkılamaz biçime sokmuşlardır. Yanlışları düzeltmesi gereken Türk bilim adamlarının çoğu ise yabancıların dümen suyuna girmişlerdir. Bu bölge ile ilgili çalışmalar; yanlışın doğru, doğrunun da genel yanlış kabul edildiği bir bataklığa saplanmıştır. Trabzon ve çevresi konusunda araştırma yapan batılı bilim adamlar
Tükendi
Anadolu'da oluşan Türk destanlar zincirinin ikinci halkası Dânişmend Gazi Destanı'dır. Dânişmend Gazi Destanı, Anadolu destan zincirinde Battal Gazi Destanı ile Saltuk Gazi Destanı arasındadır. 8. yüzyılda Anadolu'daki Müslümanlaşma ve Türkleşme serüvenini anlatan Battal Gazi Destanı'ndan sonra, Dânişmend Gazi Destanı'nda da aynı mücadelenin 11-15. yüzyıllar arasındaki kısmı anlatılır. Bu dönem Anadolu'sunda yaşanan olaylar Dânişmend Gazi'nin efsanevî kişiliğiyle birleştirilir. Dânişmend Gazi Destanı tip, m
Kültürümüzün çok uzun bir geçmişi ve muazzam bir derinliği bulunmaktadır. Dolayısıyla kültürümüz çok büyük bir zenginliğe ve köklü bir yapıya sahiptir. Türk kültürü, her sahada önemli ve nitelikli insan yetiştirmek bakımından dünyada eşi olmayan bir kültürdür. Türk tarihinde alp ve bilgenin çok olması bundandır. Bununla birlikte binlerce yıllık Türk kültürü, yeni zamanların yıkıcı tesirleri karşısında bugün maalesef pek çok kültür unsurunu kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Prof. Dr. Necati Demir, kült
Ninni çaldım beşiğine Devlet konsun eşiğine Bilirim ne çok düşün var Çiçek çiçek öpüşün var Bir gül gibi gülüşün var Uyu ninni uyu ninni Uyuyacak yavrum ninni Büyüyecek yavrum ninni Ninni benim yavruma ninni Ninni, hemen her milletin edebiyatı içinde ve değişik adlarla bilinen bir kültürel ögedir. Fakat ninni söyleme ve yerli yerinde kullanma bakımından Türk milletinin bambaşka bir yerde olduğunu söylemek gerekir. Sanatkâr ruhlu Türk annelerinin doğaçlama olarak söylediği binlerce orijinal ninni; s
Tükendi
Ulu Han Ata Bitiği diğer adı ile Ulu Han Ata Kitabı, Türklerin ilk babasının yani Türk ırkına mensup ilk kişi olan Ulu Ay Ata'nın ve ilk Türk kadını ve annesi Ulu Ay Ana'nın yaradılışını anlatmaktadır. Özellikle Türklüğün kökeni ve Türklerin dünya üzerinde yaşamaya başlaması ile ilgili bilgiler, herkesin ilgisini çekebilecek özelliklere sahip olup eşine az rastlanır cinstendir. Eserde; Türkler, Oğuz Kağan, Dede Korkut, Ulu Kara Dağ, Ulu Ay Ata, Ulu Ay Ana, Altın Han, Gümüş Han, Türk Yemini, Çocuk Arslan Hik
Oğuz Kağan Destanı üzerine çok önemli bilim adamları, hiç tartışmasız, ciddi çalışmalar yapmıştır. Ancak Türk kültürünün en kıymetli hazinelerinden biri olan destanın, bütün nüshalarının değerlendirildiği ve ortaya koyulduğu, eksiksiz bir metin biçimi mevcut değildi. Prof. Dr. Necati Demir'in büyük bir titizlikle yayına hazırladığı bu çalışmada pek çok nüsha birleştirilmiş ve tam bir metin elde edilmeye çalışılmıştır. Oğuz Kağan Destanı diğer adıyla Oğuz-name, gerçek ?Türk Kimliği" kitabıdır. Günümüz yazarl
Oğuzname, insanoğlunun yaratıldığı günden itibaren bütün Türklerin uzak tarihini, atalarını, nesillerini, toplum yapısını, özellikle devlet yapısını, dilini, hukukunu, geleneklerini ve yaşayış tarzını daha çok rivayetlere dayanarak anlatan eserdir. Dolayısıyla Oğuzname, özellikle, Oğuz Türklerinin kimlik belgesidir. Bu çalışma; Kazan Fenler Akademisine bağlı G. İbrahimov adına Dil, Edebiyat ve Sanat Enstitüsünün Elyazmalar ve Tekstoloji Mirashanesinde yer alan Oğuzname'ye dayanmaktadır. Kazan'da bulunması
Mani; Genellikle birinci, ikinci ve dördüncü dizeleri uyaklı olan, daha çok hecenin yedili ölçüsüyle söylenen halk şiiri dir. Bu kitapta bulunan manilerin bazıları; radyo ve araba yolu da dahil hiçbir dış etkinin olmadığı, çocukluk yıllarında köyünde, derlenmiştir. Bu çalışmada 28 yıl boyunca Türkiyenin büyük bir bölümünden derlenerek oluşturulan Türk Manileri Arşive mizden 4068 adet maniye yer verilmiştir. Manilere bakıldığında; Türk insanının sosyal, ekonomik, kültürel yapısının çok güzel bir biçimde
Tükendi
Bu çalışmada 2 yıl boyunca Türkiye'nin hemen her ilinden derlenerek oluşturulan "Türk Ninnileri Arşiv"imizden 1651 ninniye yer verilmiştir. Türkçenin çok güzel ve sade kullanıldığı türlerden biris de Türk annelerinin çocuklrına; ahenkle, ezgiyle, çoğunlukla da duygu yüklü olareak söylediği ninnilerdir. Türk kültürünün bütün alanlarında olduğu gibi ninniler de ikinci plana itilmiş, birkaç ferdi çalışma hariç görmezden gelinmiştir. Bu da Türk milletini, hazine sandığı üzerinde oturan sadakacı durumuna düşür
Tükendi
Destanlar, milletlerin geçmiş yaşayışlarının aynası olmakla birlikte aynı zamanda edebi mahsul ve tarihi belge niteliği taşırlar. Geçmiş zaman içinde yaşanan olayları genel hatlarıyla destanlarla öğrenebiliriz. Destanlar varlık yokluk mücadelesinin çarpıcı bir şekilde anlatıldığı; destan kahramanlarının üstün cesaret ve zekalarıyla zor durumların üstesinden nasıl geldiğinin etkili bir üslupla anlatıldığı sözlü ürünlerdir. Tarihi, kahraman ve kahramanlıklarla dolu Türk milletinin zengin destan hazinesinin
Bir milletin yönelimlerini, tepkilerini, korkularını, istek ve beklentilerini, direnç ve karşı koyuşlarını tanımanın en kestirme yolu o milletin destanlarını okumak ve bilmektir. Çünkü destanlar oluşum sürecine bütün bir halkın katıldığı yüzyıllarca süren uzun bir oluşum evresinden geçerek ortaya çıkar. Milletin her ferdi kulaktan kulağa aktararak destanın oluşumuna düşleri, hayalleri ve beklentileriyle katkıda bulunur. Bu yüzden destanlar milletlerin ortak ürünleridir ve bunun için her hâliyle milleti yans
Sıfâtü´l-Haremeyn, Abdülaziz bin Mahmud el-İsfahanî {Hayatî) tarafından H. 927/M. 1521´de Çağatay Türkçes i ile kaleme alınmış 1356 beyitlik bir mesnevidir. Konusu Mekke ve Medine´deki kutsal mekân ve topraklardır. Tasvir edilen mekânların on dokuz tanesi minyatür biçiminde resmedilmiş ve eserin içerisine yer yer serpiştirilmiştir. Sıfâtü11-Haremeyn, devrin Osmanlı Padişahı Kanunî Sultan Süleyman´a sunulmuştur. Eser, bizzat padişaha sunulacağı için hem şekil hem de içerik bakımından mükemmel denecek kada
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 20 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1