Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 10 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Adnan Adıvar bir makalesinde "üniversite tarihlerinin, düşüncenin gelişiminin de tarihi olduğunu" ifade eder. Bizde Darülfünun, Tanzimat'tan sonra üç başarısız atılım sonucunda ancak 1900 yılında açılabilmiştir. Her ne kadar Tıbbiye, Mülkiye, Hukuk gibi o zamana kadar birbirinden bağımsız olarak faaliyette olan yüksek okullar var ise de bunlar belirli bir anlayış dahilinde üniversite haline gelememişti. Bunun için tarihçi Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu adlı meşhur eserinde İstanbul Darülfünunu'nu
Tükendi
Bu eser, her ne kadar Gazâlî gibi sarsılmaz bir ilim dağını anlatıyorsa da, bu bağa giren okuyucu tarihe ün salmış İbn-i Sînâ gibi filozofları, Hallâc-ı Mansûr ve Sühreverdî gibi tasavvuf yolunda can vermiş büyükleri de ziyaret edecektir. Ve burada tasavvufun dereceleriyle beraber Abdülkadir Geylani, Ahmed er-Rufâî, Muhyiddin Arabî, Sâdî-i Şirazî, Ferîdüddin Attâr ve Celaleddin Rumî misali büyüklerle, Ömer Hayyam gibi çok renkli ve tartışmalı kimselerle de tanışacaktır. Sonra bunların karşısında yer almış o
Bu eser, Mehmet Ali Aynî'nin İlahiyat Fakültesi'nde verdiği Tasavvuf Tarihi derslerinin notlarından meydana gelmiştir. 1924 yılında yayımlanan eserin girişinde "Bir tasavvuf tarihi yazmaktaki güçlükleri tecrübemle biliyorum. Fakat böyle bir tarihi okutmak vazifesi üstüme yüklenmiş olduğu için, şimdilik yalnız üniversite öğrencilerine mahsus olmak üzere, anlattıklarım bir kitap şeklinde toplandı." demektedir. Temel tasavvufî eserler arasında kabul edilen ve kendisinden sonra yazılmış birçok esere kaynaklık
Tükendi
"Felsefe tarihinin konusu insan aklının cismani ve ruhani âlemin durumundan haberdar olmak üzere çeşitli dönemlerde vuku bulan çalışmalar ve girişimlerden ibarettir. Bu şekilde birbirini takip eden büyük görüşlerin tarihi demektir. Hakikaten fikirler değişiyor; önce doğuyor, zayıf ve karışık bir şekilde ifade ediliyor, sonra genişleyerek ikbal devresine erişiyorlar. Daha sonra ihtiyarlayıp kuvvetten daha ziyade düşüyorlar ve akıbet ortadan kalkıyorlar. Esaret fikri, âlemi sayılarla izah fikri, insanla
Tükendi
Mehmed Ali Aynî'nin Fransızca olarak kaleme aldığı, 1938'de Paris'te yayımlanan İslâmın Büyük Velisi Abdülkadir Geylânî isimli biyografisi ilk defa Türkçe olarak yayımlanmaktadır. Geylânî'nin öğretisi 850 yıldır zihin ve ruh dünyamızı aydınlatmaktadır. Onun sadece şu sözlerine bile kalbimizi raptetmeye ve davranışlarımızın en temel kaidesi yapmaya ne kadar da ihtiyacımız var... "... İnsanlar, biricik velinimetimiz olan Allah'ı ve mahlûkatı üzerindeki egemenlik haklarını unutarak aciz insanlara başvururlar.
Tükendi
Sadeleştirilmiş Başlık: Şüphecilik, Kötümserlik, Tanrıtanımazlık Nedir? - Tevfik Fikret'in "Târîh-i Kadîm"ine Bir Cevap "Bu reddiyeyi bir rica üzerine yazıyorum. Tevfik Fikret'in Târîh-i Kadîm'ini okuyan gençler ruhen zehirleniyorlarmış. Bu sebeple o tarihin mahiyetini açıklığa kavuşturmak gençliğin fikrî selamet ve masumiyetini muhafaza için zorunlu imiş. Aslında bu manzumeyi yayınlandığı vakit ben de görmüştüm. Fakat ona böyle bir reddiye yazmak hatırıma gelmemişti. Çünkü öyle isyankârca tecavüzlere Tevf
Tükendi
Bir aşk kütüğü yakılıp Anadolu'ya bırakıldı"... Anadolu toprağının macerasını, Hacı Bayram için söylenmiş bu sözden daha güzel ne anlatabilir. Yüzyıllardır Horasan'dan başlayarak büyüye büyüye gelen o ateş-i aşkı Mevlâna, Yunus, Hacı Bektaş ve elinizdeki eserin konusu Hacı Bayram ve niceleri büyüte büyüte Anadolu toprağını hem ısıttılar hem de ışıttılar. Tanpınar'ın ifadesiyle ?bu toprağın içinde yetişen saf bir köylü çocuğu... muhacir bir kuş gibi..." insanlara ?çok başka bir hakikatin sırrını açtı." Bu ha
Tükendi
Hayat, insan için bir yanıyla ömür dediğimiz bir süreç, bir yanıyla da algı, tutum, davranış ve zihniyet dünyasının birbirine eşlik ederek insanın kendisi tarafından an be an inşa edilen değerler sistemi. Hayat bu yönüyle insan için hem bir problem hem de kendini gerçekleştireceği, varoluşunu anlamlar dünyasına katacağı bir lütuf, bir ödül ve imkân. İnsan isterse onu, özünü ortaya koyacağı verimli bir toprak, kalbine sığdıracağı gökyüzü, tecrübelerinin ateşi, düşüncelerini ve eylemlerini arıtacağı berrak bi
Şeyh-i Ekber'i Niçin Severim? bütün zamanların en özgün, çığır açıcı ve görkemli düşünürlerinden ve gönül erlerinden Muhyiddin-i Arabî'nin tefekkür dünyasına ve anlamlar evrenine sevgi dolu bir giriş. Mehmed Ali Aynî batı düşüncesinin önemli düşünürleri ile karşılaştırdığı "Şeyh-i Ekber" düşüncesini genel başlıklar altında toplayarak adeta Muhyiddin-i Arabî'nin tefekkür dünyasına esaslı bir giriş yapıyor. "Muhyiddin etti ihya-i din..." diyen Niyazi Mısrî'nin çok önceden gördüğü gibi O, "Muhyiddin" olup, in
Tükendi
Bütün hayatı müddetince geride eser bırakmaya büyük önem veren Mehmed Ali Aynînin daha çok dinî, felsefî ve tasavvufî alanlarda yayınlanmış birçok kitabı; gazete ve dergilerde kalmış birçok makalesi vardır. Milliyetçilik adlı eseri ise Mehmed Ali Aynînin son kitabıdır. Yazar bu çalışmasında din ve millet kelimelerinin gelişimini tüm yönleriyle ele alarak, Avrupada ortaya çıkıp daha sonra da tüm dünyayı etkisi altına almış olan milliyetçilik düşüncesinin tarihsel köklerini bulmaya çalışıyor. Bu paralelde ırk
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 10 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1