Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
İyi niyetli olmayan bazı kişilerin, Atatürk'ü, istediği gibi tanımlayarak, İslam dinini karalamak ve aleyhte propaganda yaparak Atatürk'ü arzu ettiği yerde oturtmaktadır. Ya da Atatürk paralelinde görünerek, Atatürk'ü dine karşıymış gibi gösteren bazı kimseler var ki uygun gördükleri hurafelerin, İslam dinine girmesini sağlamak isteyenler de bir gerçektir. Gerek Atatürk lehine din aleyhtarlığı yapan, gerekse din lehine Atatürk aleyhtarlığı yapan grupların, İslam dini konusunda zihinlerde karışıklıklar meyda
Tükendi
'Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevi, hususi ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler için bu aşkım malumdur. Bence bir millette şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla mümkündür. Ben, şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde m
Tükendi
Atatürk daha önce de bazı rahatsızlıklar geçirmiştir. Ancak onu esas sarsan, sonunda onu ölüme kadar götürecek olan bir karaciğer rahatsızlığı olan "siroz"dur. Ama sirozun başlangıcını doktorlar 1936 yılına kadar götürürler. Çünkü halsizlik ve yorgunluk Atatürk'te o yıllarda görülmeye başlar. Hastalığın gerçek belirtileri 1937'de ortaya çıkar. Gittikçe sıklaşan burun kanamalarını, vücutta kaşıntılar izler. Ne var ki, bu kaşıntılar değişik nedenlere bağlanır, hatta 1937 sonbaharında karıncaların bastığı Çank
Tükendi
Şükrü Kaya anlatıyor: 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaların birinde, masada idik. Pek çok memleket meselesinin istişare edilmesinin ardından, Paşa'ya ara sıra aklıma gelen, ama bir türlü sormaya fırsat bulamadığım şu soruyu yönelttim: Paşam, İstiklal Savaşı'nda Başkomutan sıfatıyla muhaberelerde verdiğiniz emirler bir yerde toplanmış mıdır? Verdiği yanıt şu oldu: Bir gün Kurtuluş Savaşı'nın, Milli Mücadele' nin askeri tarihini ayzacaklar, belki de benim Başkomutan sıfatıyla verdiğim bir yazılı ve imzalı
Tükendi
Mustafa Kemal Paşa'nın liderliğinde başlayan Millî Mücadele hareketinin temel amacı, tarih içindeki ömrünü tamamlayarak I. Dünya Savaşı sonunda yıkılan ve her taraftan işgale uğrayıp, Batı sömürgeciliğinin iştahına konu teşkil eden Osmanlı Devleti'nin enkazı ve yıkıntılarından Türk olan kısımları kurtarıp özünde Avrupa modeline uygun bağımsız bir Türk millî devleti kurmaktı. Millî Mücadele döneminde Misak-ı Millî'de ifadesini bulan bu temel amaç, sınırlı ve gerçekçi, ama haklılığı inkâr edilemeyecek bir he
Tükendi
Türk milleti, tarihi boyunca büyük komutanlar, hükümdarlar ve liderler yetiştirmiş bir millettir. Kuşku yok ki bu kahramanlar zincirinin son halkası, düştüğü yerde yok olması beklenen, düşmanlarının çeşitli saldırıları karşısında bunalan ve bitişine kesin gözüyle bakılan Türk milletinin başına geçip onu Kurtuluş'a götüren Mustafa Kemal Atatürk'tür. Ordu yorgun, millet yoksul ve kimi yöneticileri ihanet içinde iken, ?Kurtuluş mecburidirve mümkündür" diyen Mustafa Kemal'in katıldığı savaşalar, kazandığı zafe
Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve istiklal fikrinin layemut abidesidir, Bu eseeri vucüda getiren bir milletin evladı, bir ordunun başkumandanı olduğumdan ilelebet mesut ve bahtiyarım.' Sayın dinleyiciler, gerçek bir destanın kanla ve ateşle yazılmış milli mücadele destanının bazı sayfalarını okuyarak Erzurum'dan Sivas'a ordan Ankara'ya Büyük Millet Meclisine geldik ve savaş alanlarından geçerek İzmir'e ulaştık' İzmir, Mustafa Kemal Paşa'nın askeri hedefiydi. Bağımsız bir Türk devletini yeniden tarih sah
Tükendi
Cumhuriyet'in ilk yıllarında hiçbir alanda sanayi kuruluşu yoktu. Kurtuluş Savaşı biter bitmez ilk iş olarak İzmir'de toplanan Türkiye İktisat Kongresi'nde millî sanayinin kurulabilmesi için, sanayi alanında önemli kararlar aldı. Bu kararlar doğrultusunda çeşitli illerimizde pamuklu dokuma fabrikaları, kâğıt fabrikaları, seramik ve cam fabrikası gibi önemli işletmeler kurulmuş ve ağır sanayinin ilk temelleri atılmıştır. Atatürk, Kurtuluş Mücadelesi sonrasında kazanılan siyasi başarının devamı olarak her ala
Atatürk, Mersin'e yaptığı seyahatlerden birinde, şehirde gördüğü büyük binaları işaret ederek sormuş: -Bu köşk kimin? -Kirkor'un... -Ya şu koca bina? -Yargo'nun -Ya şu? -Salomon'un... Atatürk biraz sinirlenerek sormuş: -Onlar bu binaları yaparken siz nerede idiniz? Toplananların arkalarında bir köylünün sesi duyulur: -Biz mi nerede idik? Biz Yemen'de, Tuna Boyları'nda, Sakarya'da savaşıyorduk paşam... Atatürk bu anısını naklederken: ?Hayatımda cevap veremediğim tek insan bu ak sakallı ihtiyar olmuştur", der
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1