"Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım." Dünya'yı, Ay'ı, Güneş'i, hayvanları, karaları, denizleri ve daha sayamadığımız her şeyi yoktan yaratıp var eden Allah, kendisine kulluk etmesi, ekip biçmesi, evler yapması ve yeryüzünü imar etmesi için insanı yaratmayı diledi. Her şeye gücü yeten Allah, görevleri Allah'a kulluk etmek; O'nun emirlerini yerine getirmek olan meleklerine haber verdi ve buyurdu: Topraktan, insan denen bir varlık yaratıp, onu yeryüzüne halife kılacağım. Hepiniz ona secde ediniz. Melekler

Peygamberimizin çocuklara olan şefkati ve sevgisi bambaşkaydı. Bir çocuk gördüğü zaman Peygamberimizin mübarek yüzünü neşe ve sevinç kaplardı. Onu tutar, kollarının arasına alır, kucaklar, okşar, sever ve öperdi. Gördüğü ve karşılaştığı her çocuğa selâm verir, halini hatırını sorardı. Cahiliye döneminde kız çocuğu olan insanlar onu doğar doğmaz diri diri toprağa gömerek öldürürlerdi. Bu vahşice âdeti, kimileri tuhaf bir cahiliye âdetiyle, kimileri geçim sıkıntısı bahanesiyle, kimileri de servetlerinin kızla

Sahabîler; Allah Rasûlünün arkadaşları, dostları... onlar birer yıldızdırlar. Allah Rasûlü: "Ashâbım yıldızlar gibidir. Hangisine tâbi olsanız hidâyete erersiniz" buyurmuştur. Müslümanlar için birer yıldız olan bu kutlu insanların hayatlarını bilebilirsek, onlardan daha iyi yararlanabiliriz ve hayatımızı onların örnekliğinde bir düzene koyabiliriz. Sahabîler hem Peygamberimizin (s.a.v.) zamanında, hem'de O'nun vefatından sonra, İslâm'ın yükünü omuzlamış; mücadeleleri, gayretleri ve fedakârlıkları ile birer

İslâm tarihi, İslâm güneşini söndürmeye çalışan İslâm düşmanlarına karşı yiğitçe savaşmış komutanların parlak zaferleri ile doludur. Onların kimisi korkmadan düşman ordularına dalan; Hâlid'di, Ka'ka'ydı. Onların kimisi dönmemek üzere gemileri yakan Târık'dı. Onların kimisi atıyla okyanusa dalan Ukbe'ydi. Onların kimisi Kudüs aşkıyla yanan Selahattin'di. Onların kimisi savaşa beyaz kefenle çıkan Alparslan'dı. Onlar; bir gün Musa, Yusuf, diğer gün Baybars, başka gün Kuteybe idiler. Kimisi Iyaz gibi Anadolu'ya

Buluş ve icatlar, Allah'ın sanatını ve yaratışındaki azâmetini görebilmenin en önemli araçlarından biridir. Yüce Allah Kur'ân-ı Kerim'de; göklerin, yerin, dağların, bitkilerin, hayvanların, gece ile gündüzün meydana gelişinin, insanın kendi doğumunun ve diğer varlıkların üzerinde düşünmelerini ve araştırmalarını bildirmiştir. Müslümanlar; bir taraftan tefsir, hadis, fıkıh, kelâm, siyer gibi kendine özgü ilim dalları meydana getirirken, öbür taraftan da matematik, astronomi, haritacılık, coğrafya, fizik, ki