15 Şubat 1992
Kar sevincinin orta yerinden yokuş aşağı
kayan iki çocuk; Sevgi ve Barış.
Fındık kadar bir ümide tutunup el ele tutuşan
iki sevgili; Emek ve Emin.
Birini sevmekle birini kaybetmenin arasında
iki arkadaş; Mert ve Nida.
Aynı evde doğan birbiriyle alakası olmayan
iki kardeş; Eda ve Seda.
Aynı yollardan geçen farklı insanlardılar...
O gün aynı anda ‘kar tutulması'nın
gölgesinde kaldılar.
---
"Umut hiç yok yani," dedi.
Alaycı bir gülümseme yerleştirmek istedim
yüzüme ama yapmadım. "Bilakis umut hep
Keşke hiç büyümeseydik Tevfik.
O kartpostallar oyun olarak kalsaydı,
Sırlar şifrelenmeye ihtiyaç duymasaydı,
Anneannemin bize oynattığı oyun hiç bitmeseydi...
Haklıymışsın, büyümek zor işmiş Tevfik,
Masum kalarak büyüyebilmekse imkânsız.
Keşke yine sokaklarda koşsak, erik ağacına çıksak,
Çamurlara basarken aynı şen kahkahaları atsak.
Ah be Tevfik, keşke hiç büyümeseydik...
"Gökyüzünün en parlak yıldızıydı kardeşim..."
"Konuştular, sustum. Çünkü çok anlamlı bir şey diyecektim." Annem atmasaydı, babam tutmasaydı, amcam bir kere olsun altılıyı tuttursaydı. Barbie ve Ken'in bebek olmadığını herkes anlamış olsaydı, sırtımızı o koca çınar ağacına hiç dayamasaydık.
Zeus'la Europa'nın o mitolojik hikâyesi söze dökülmeseydi, Superman mavi taytının üstüne o kırmızı donu giymeseydi, kadın olarak evrildikçe sarkmasaydık, belki de her şey çok farklı olabilirdi. Ama olmadı...
Neyran Günüçer, mizahi ve akıcı kalemiyle, istedikleri iç
Toplam 3 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.