Bir ay önce on sekiz yaşına giren Serpil Abla, Olimpiyatlarda 1500 metre finali koşacaktı.
O, köyümüzün, hatta ülkemizin gururuydu.
Herkes yarışı izlemek için köy kahvesinde toplanmıştı. Sadece bizim köyümüzdekiler mi bekliyordu bu anı? Hayır, hayır, bence bütün Türkiye bu anı bekliyordu.
Ağaçların dalları neredeyse bulutlara değecek kadar yüksekti. Kuşlar bu ağaçların dallarına yuva yapar, kendilerini güvende hissederlerdi. Böceklerin, çekirgelerin, kelebeklerin, aklınıza gelebilecek bütün hayvanların birbirleriyle arkadaş olduğu bir ormandı burası. Ormanlıkların derinliklerine gittikçe insan kendini rüyada gibi hissederdi. Bu ormanda hayvanlar, dostça güle oynaya koşturur, çeşit çeşit oyunlar oynarlar, birbirleriyle şakalaşırlardı. Bu ormanın adı mutlu meşe ormanıydı.
Bir zamanlar çeşitli ağaçların birlikte oluşturdukları güzel mi güzel bir orman vardı. Bu ormanın ismi Gizemli Orman'dı. Gizemli Ormanda yalnızca ağaçlar yoktu elbet. Ayı, kurt, çakal, domuz, dağ keçisi, örümcek, salyangoz, sümüklü böcek, tilki gibi birçok hayvan da yaşardı. Rengârenk çiçekler o kadar güzel kokardı ki daha ormana girmeden bu koku hissedilebilirdi. İşin tuhafı buradaki hayvanlar ve ağaçlar birbirleriyle konuşabilmekteydiler.
Toplam 3 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.