Oyuncu Anne düşler diyarında gezintiye çıkmış diye duyduk. Ona eşlik etmek ister misiniz? Pamuktan bulutların üzerine atlamış bu sefer. Bir çöllerde, bir okyanusta görülmüş. Sevecen yağmurlar altında ıslanıp eğlenmiş, kutuplarda neşeyle titremiş. Hayal kurdukça rengârenk yapmış her yeri. En çok hayal kuranın daha çok hayal kazandığı, içi içine sığmayan bir hikâye bu… *** Biz hayal perisinin gerçek olduğuna inanıyoruz. Yumuşacık, sıcacık yatağımızda uykuya daldığımızda başlıyor her şey. Ama yalnızca uykudayk
Hayat bazen bir uyku sersemliğiyle karşılar bizi. Üstümüze bir ağırlık basar, olmayacak yerde
uyuyakalırız, tutulup kalır her yanımız. Hep özlemini çektiğimiz bir ses gelip uyandırır sonra, “Kalk,
yerine yat” der ve insan bu sesin sıcaklığına tutunur. Ve evet, herkes günün birinde yerini bulur.
Şermin Yaşar’dan sağda solda uyuyakalmaktan tutulup kalmış, günün birinde uyanıp yerini bulmuş
insanların sıradan ve bir o kadar da olağanüstü öyküleri…
“Daha hızlı koşabilirdin Dahacık.” “Daha başarılı olabilirdin Dahacık.” “Daha güzel çizebilirdin Dahacık.” “Daha mükemmel olmalısın Dahacık.” “Daha daha daha Dahacık!” Ah, zavallı Dahacık! Babası onun dünyanın en mükemmel çocuğu olmasını istiyor. Adını neden Dahacık koydu sanıyorsunuz! Her şeyi “daha” iyi yapmasını istediği için. Oysa Dahacık kendini mükemmel olmaya zorlamalı mı? Mükemmel çocuk ya da mükemmel anne baba var mıdır? Sevdiklerimizle geçirdiğimiz güzel anlar yeterince mükemmel değil midir? Sizce
“Daha hızlı koşabilirdin Dahacık.” “Daha başarılı olabilirdin Dahacık.” “Daha güzel çizebilirdin Dahacık.” “Daha mükemmel olmalısın Dahacık.” “Daha daha daha Dahacık!” Ah, zavallı Dahacık! Babası onun dünyanın en mükemmel çocuğu olmasını istiyor. Adını neden Dahacık koydu sanıyorsunuz! Her şeyi “daha” iyi yapmasını istediği için. Oysa Dahacık kendini mükemmel olmaya zorlamalı mı? Mükemmel çocuk ya da mükemmel anne baba var mıdır? Sevdiklerimizle geçirdiğimiz güzel anlar yeterince mükemmel değil midir? Sizce
“Pekicik, bana su getir!”
“Peki babacığım.”
“Pekicik odanı topla!”
“Peki anneciğim.”
“Pekicik yemeğini ye.”
“Peki anneciğim.”
Ah, zavallı Pekicik! Anne babası onu dünyanın en uslu çocuğu olarak yetiştirdi. Adını neden Pekicik
koydular sanıyorsunuz! Her şeye “Peki” demesi için. Oysa Pekicik istemediği şeyleri her zaman
yapmak zorunda mı? Kendi ihtiyaçlarının ve isteklerinin farkında değil mi? Onun da kalbinde pıt pıt
atan heyecanları ve hayalleri yok mu? Sizce?
Edebiyatımızın çok sevilen yazarı Şer
Sana, “Cingo yaramaz bir köpektir,” diyecekler. Sana, “Cingo iflah olmaz bir serseridir,” diyecekler. Sana, “Cingo kuyruklu bir beladır,” diyecekler... İNANMA! Çekemiyorlar beni, hepsi bu. İnsanlar beni kıskanıyor yaaa, çok kıskanıyorlar. Bütün gün “Cingoooooo yapmaaaa!” diye bağırmalarının asıl sebebi bu. Hepsinin benim yerimde gözü var. Biliyorum. Benim gibi silkelenerek kendilerini kurutamadıkları, benim gibi ulu orta salamadıkları, benim gibi kendi kuyruğunu yakalama oyunu oynayamadıkları için arıza çık
Dedemin Bakkalı ve Abartma Tozu kitaplarıyla her yaştan yüz binlerce çocuğun en sevdiği yazarlardan biri olan Şermin Yaşar'ın son kitabı Babaannem Geri Döndü yine bol bol ironi, kahkaha ve katıksız sevgi içeriyor.
7'den 70'e tüm okurların sayfalarında kendilerinden bir parça bulacağı Babaannem Geri Döndü, aslında son derece tonton ve şefkatli bir babaanne olan Hasibe Hesapoğlu'nun hiç beklenmedik bir şekilde çocuklarının evine yerleşme macerasını anlatıyor. Torununun ağzından dinleyecek olursak olaylar tam
Yetişkinleri anlamak çok zor! Sürekli hayattan şikâyet edip duruyorlar. Oysa durumları hiç de öyle kötü değil. Sürekli onu yapma, bunu yapma diyen bir annen baban yok. Ödevlerini yapmadın diye kızan bir öğretmenin yok. Her gün kalkıp gitmek zorunda olduğun bir okulun yok! Daha ne istiyorsun hayattan? Oh ne âlâ memleket! Bu hiç adil değil! Hayat, biz çocuklara da oh ne âlâ memleket olmalı! Ama nasıl? Çocuk edebiyatının en sevilen kalemlerinden Şermin Yaşar kahkahalarla dolu bir romanla okurlarını kucaklıyor.
Bazen hayat gizler kendini... Sımsıkı çekilmiş perdelerin ardına saklanan utangaç eviçlerinde, kapıların ardında, güneşin terk ettiği sokaklarda, o bıyıkaltı gülüşlerde, mühürlenmiş ağızlarda, yüze düşen gölgelerde, ketum yüreklerde, harflerin kıvrımlarında, kelimelerin dilsizliğinde, sonsuz susuşlarda, hiç düşülmeyen yollarda, hep beklenen aşklarda, hiç beklenmedik sonlarda gizler kendini hayat...
Ta ki bir yazar onu bulup çıkarıncaya dek.
Ta ki bir yazar onu bize anlatıncaya dek.
Şermin Yaşar'dan "yenid
Ada'nın canı sıkılıyordu. Hem de çok! Oysa evdekilerin ne çok işi vardı. Oraya buraya koşturup duruyorlardı. Ada onlara yardım etmeyi çok istedi ama kimse onu dinlemedi. Bir gün yediği mandalinaların çekirdeklerini unutunca cebinde Ada hayallerini ekti bahçeye... Çocuk edebiyatının gülümseten kalemi Şermin Yaşar doğanın cömertliğini bir çocuğun hayalleriyle harmanlıyor.
Bazıları yerinde duramaz. Önce kımıldamaya başlar, sonra kıpırdanmaya ve sonunda da
zıplamaya... İşte Bizimki de böyle biriydi! Bilsen başına neler neler geldi...
Şahin... Neredeyse hiç görmediğim babam, annemin neredeyse hiç görmediği kocası. Yıllardır muhatap olduğum "Baban nerede?" sorusuna, "işte", "evde", "memlekete gitti" gibi bir çırpıda verilebilecek cevaplar verebilmeyi çok isterdim. Babamın nerede olduğunu, nasıl bir bahtsız olduğunu kimseye izah edemedim. Kabul etmek gerekirse, masumiyetinden zaman zaman ben de çokça şüphe ettim. Kadere saygımız, tekrara göre değişiyor. Başımıza bir iş geldiğinde, bunu aksilik olarak kabul edebiliyor ve sineye çekiyoruz; b
Bir sabah uyandık ve bizim kasaba toptan delirdi.
Annem sağlıklı yaşam uğruna evi dev bir organik tarım alanına dönüştürdü.
Babaannem sevimli, minnoş pansiyonunu oteller zinciri yaptı.
Babam daha çok para kazanmak için eve uğramaz oldu.
Kuzenim ata binerken resim yapmaya, flüt üflerken piyano çalmaya başladı.
Yengem temizlikle kafayı bozdu. Kocasını pis diye evden kovdu ve çocuklarını her gün suya yatırdıktan sonra mandalla çamaşır ipine astı.
Sevgi Teyze, daha çok sevebilmek için çocuklarını koltuğa
Evvel zamana gidelim
Kalbur samanı geçelim
Yolumuz uzun ama
Kuş olup da göçelim.
Varalım dağlar diyarına
Binelim bir kuş kanadına
Menzilimiz çok ama
Konalım yedi dağa...
Çocuk edebiyatının sevilen kalemi Şermin Yaşar
Kuş Masalları ile tüm okurlarını
gönül dağlarında dolaştırıp iyiliğin, şefkatin, hoşgörünün,
sevginin ve barışın şarkısını şakımaya davet ediyor.
Çocuklar ve çocukluğuna tutunanlar
bu masallar sizin için.
Hayat ne biriktirir bizim için?
Kırık dökük aşklar, yaşanmamışlıklar, olmamışlıklar, bir çocukluk anısına teğellenmiş hüzünler, aşkın sonsuz bekleyişleri, ayrılıklar, kentler, köyler, yollar, rüzgârlar, gündoğumları, biraz keder, biraz da neşeyle çatılmış evler... Hayat bizim için saklamaya hazır olduklarımızı, bize yakışanları, ihtiyacımız olanları ve bizi büyütecekleri, bizi biz edecekleri biriktirir...
Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu gidenler için bir ağıt, kalanlar içinse bir şiir, biriktirilmiş insan ö
Sana, "Cingo yaramaz bir köpektir," diyecekler. Sana, "Cingo iflah olmaz bir serseridir," diyecekler. Sana, "Cingo kuyruklu bir beladır," diyecekler... inanma! Çekemiyorlar beni, hepsi bu. İnsanlar beni kıskanıyor yaaa, çok kıskanıyorlar. Bütün gün "Cingoooooo yapmaaaa!" diye bağırmalarının asıl sebebi bu. Hepsinin benim yerimde gözü var. Biliyorum.
Benim gibi silkelenerek kendilerini kurutamadıkları, benim gibi ulu orta salamadıkları, benim gibi kendi kuyruğunu yakalama oyunu oynayamadıkları için arıza çı
Sana, "Cingo yaramaz bir köpektir," diyecekler. Sana, "Cingo iflah olmaz bir serseridir," diyecekler. Sana, "Cingo kuyruklu bir beladır," diyecekler... İnanma! Çekemiyorlar beni, hepsi bu. İnsanlar beni kıskanıyor yaaa, çok kıskanıyorlar. Bütün gün "Cingoooooo yapmaaaa!" diye bağırmalarının asıl sebebi bu. Hepsinin benim yerimde gözü var. Biliyorum.
Benim gibi silkelenerek kendilerini kurutamadıkları, benim gibi ulu orta salamadıkları, benim gibi kendi kuyruğunu yakalama oyunu oynayamadıkları için arıza çı
Oyun Takvimi
Her Güne Bir Oyun / 2018
Şermin Yaşar
Önümüzde tam 365 gün var. 365 muhteşem gün.
Eğer, her günden sadece bir an'ı dondurup saklamam mümkün olsaydı, yani çiçek kurutur gibi kurutabilseydik eğer zamanı yada kışlık reçel hazırlar gibi eritip kavanozlayabilseydik ya da ne bileyim, işlemeli mendillere sarıp kaldırabilseydik; ben her günden, çocuklarımın güldüğünü gördüğüm o anı alıp saklamak isterdim. Birlikte oynanan bir oyundan, birlikte yapılan bir sohbetten, birlikte geçen bir zamandan sonr
Kaybetmek bizim işimizdir.
Ayrıldıktan sonra, geçmiş zaman âşıkları gibi seni kalbime gömdüm Muazzez.
Altında yatır olan araziden farkı yok şimdi.
Yeni bir aşk inşa edemiyoruz; tam başlayacak oluyoruz, senin yattığın yere denk geliyor, dozerler çalışmıyor, kepçeler kırılıyor, gelen korkup kaçıyor.
Gelirsen diye terliklerini kapının ağzına bıraktım, iki senedir ayaklarını bekliyorlar. Ayna yüzünü, bardak dudağını, ellerim saçlarını, pencere gözlerini bekliyor.
Fakat hakkını teslim edeyim; çok muhterem z
Toplam 19 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.