Su sessizdi, su umursamaz, yolunu bulurdu, yolunu bilirdi. Ölümsüzlük adına evren yasalarını araştıran, ölümlü simyacılar, suyun umudunu saklayanlardır, ben gibi. Sevgi, yürek çırpınmasıdır, avuçların içidir okşayan, kollarıdır hayata sarılan su gibi. Oturulan ve uyunan yer kadardır sığınılan dünya, evren kadardır sevdiklerimizin yüreğinde yer edinilen ve bulunan. Beyazdı suyun rengi. Su Gibi, bir anda her şeyini kaybettiğini sanan; ama umudunu, arzusunu kaybetmeyen güçlü bir kadının sesi. Enfes bir Türkçe.
Başlarken...
Gerçekçi şiirin sesini duymaya başladığım zaman bir şelale gibi akıyordu. Okundukça, dinledikçe bu güzel sesin şiirle örtüşen yönü ortaya çıkıyordu.
Irmaklar nehir olur, kimi göllere akar bazıları da sözünü ettiğim şelaleye karışır. Şiirleri okudukça, müziğin sesi gibi bir uyum oluşturuyordu yüreğimde. Lirik söylemin bütün duyularını gerçekçi şiir yorumu ile buluşturuyordu.
Şiirinin bu denli yoğunluğu Nazım ustadan gelen bir geleneğe bağlanıyor. Ama kökenine indiğimiz de Yunus Emre'nin, Şeyh
Toplam 2 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.