Dinimizde kıssaların konumuna baktığımızda; insanların hidayete ulaşması, imanlarının artması ve dünyaya mânâ gözüyle bakmasını sağlamakta önemli bir vesile olduğunu görürüz. Bu nedenledir ki; Yüce Rabbimiz (c.c.) Kur'an'ın pek çok yerinde kıssalardan bahsederek insanların ibret almasını murat etmiştir. Hakeza Efendimiz (s.a.v.) de birçok hadisinde daha önceki kavimlerin kıssalarını anlatarak ümmetinin imanına derinlik kazandırmayı ümit etmiştir. Biz ise bu kitapla kıssa mirasını devam ettirerek imanlarımız

"Her peygambere insanların onların benzerlerine iman ettiği birtakım mucizeler verilmiştir. Bana ise ancak Allah'ın vahyettiği şey (Kur'an) mucize olarak- verilmiştir. Bu nedenle kıyamet gününde kendisine en çok tâbi olunan peygamber olmayı ümit ederim." (Hadis-i Şerif) Allah Teâlâ'nın kelâmının ne kadar yüce ve değerli olduğunu en iyi anlatacak kişi, O'nu en iyi anlamış olan kişidir. O zat da hiç şüphesiz son peygamber olan Hz. Muhammed'dir (s.a.). İmam-ı Buhari, "Sahih"inde Allah Resulünün (s.a.) Kur'an

- Cebrâil (as) ile Hasbihal adlı eser vahiy meleği olan, Allah'ın (cc) bizatihi gökyüzünde emin olarak vasfettiği Cebrâil (as) ile kâinatın medâr-ı iftiharı Efendimiz (sas) arasında geçen diyaloglardan oluşan bir eserdir.

Bu çalışmamızda; Rabbimizin yarın ahirette biz kullarıyla neleri konuşacağını açıklamak istedik. Kişi bu diyalogların yaşanacağını bilirse hayatındaki her gu?nu? daha dikkatli yaşamaya, insanlarla iyi geçinmeye, zamanını israf etmemeye, ibadetlerine özen göstermeye gayret eder. Böylece huzur-u ilahide en azından ?Rabbim! Elimden gelen ancak bu kadar oldu" diyerek Rabbinin sonsuz rahmetine sığınır. Rabbimiz kullarına çok değer vermiştir. Onları du?nyada iken peygambersiz ve kitapsız bırakmamış, rızıklarını k

Elinizdeki kitap dünyada alanında müstakil olarak yazılmış ilk ve tek eserdir. Allah (c.c) mümin kadın ve erkek kullarına cennette gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiçbir beşerin aklına gelmeyen nimetler hazırlamıştır. Bu nimetlerden biri de aklın idrak etmekte bile aciz kalacağı güzellikleri bulunan vefalı, sadık ve gözleri eşlerinden başkasını görmeyen, şehevi olarak doyumsuz olan hurilerdir. Rabbimiz (Azze ve Celle) bu dünyada iken imanını korumuş, itaatkâr, iffetli, dürüst ve erdemli kişile

Maddi açıdan sıkıntı çekiyorsan bunu da bir bela olarak görme! Çünkü malın insan için hayır mı şer mi getireceğini bilemezsin. Nice insanlar vardır ki, zengin olmadan önce gayet güzel bir hayat yaşarken zengin olduktan sonra yoldan çıkmış, ailesini terk etmiş, gurur ve kibre kapılarak tevazünün engin sahilinden uzaklaşarak kibrin fırtınalı dalgaları arasında helak olup gitmiştir. Sen zengin olduğunda Hz. Süleyman, Hz. İbrahim gibi zenginliğin hakkını verebileceğine inanıyor musun? Peki, sen bu kadar şaşalı

Ebû Hüreyre (R.A.) rivâyet etmiştir: Yedi bölük insan vardır ki, Allah onları hiçbir gölgenin bulunmadığı günde (kıyamet gününde), arşın gölgesinde gölgelendirir. O yedi bölük şunlardır: 1. Âdil devlet başkanı, 2. Allaha ibâdet ederek büyüyen genç, 3. Kalbi mescidlere bağlı kimse, 4- Allah için birbirini seven ve bu sevgi ile buluşup ayrılan kişi, 5- Güzel bir kadın tarafından çağrıldığı halde Ben Allahtan korkarım diyerek bu teklifi reddeden kimse, 6- Sağ elinin verdiği sadakayı, sol eli bilmeyecek kadar

Günümüzde ilmin ve teknolojinin hızla geliştiği zaman diliminde insanları İslâma davet ederken klasik usullerin dışında, aklî ve ilmî deliller de sunmak gerekir ki insanların inancı kuvvetlensin, inanmayanlar da iman dairesine girsin. İçinde bulunduğumuz ahir zamanda insanlar bir şeye inanırken en ince ayrıntısına kadar olayları bilmek ister. Bu mütevazı çalışmada günümüz insanının aklına gelen ve cevaplarını bulmakta zorlandıkları meselelerden birkaçı sunularak kişilerin şüphelerinin gitmesi, Allahın (cell

Cehennem Ehlinin İtirafları Size, (bu azap ile) korkutucu bir peygamber gelmemiş miydi, diye sorarlar. Onlar şöyle cevap verirler: Evet, doğrusu bize, (bu azap ile) korkutan bir peygamber gelmişti; fakat biz (onu) yalan sayarak, Allahın bir şey gönderdiği yok. Siz olsa olsa büyük bir sapıklık içindesiniz! demiştik. Şayet kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, (şimdi) şu alevli cehennemin mahkûmları arasında olmazdık! diye de ilave ederler. Böylece günahlarını itiraf ederler. Artık (Allahın rahmetind