Dünya yırtılmış kâğıt sesleriyle, tuhaf gıcırtılarla ve dinmek bilmeyen uğultularla dolu. Biz onda yerini arayan taş gibi yuvarlanmaya yaşamak diyoruz. Ondan kopup yine ona düşmeye, bu düşüşün hızına, aldığımız berelere razıyız. Dünyanın kulağımıza dolan sesiyle, içimizi çizen gıcırtısıyla, başımızı ağrıtan ağır uğultusuyla arkadaşız. Kâğıt bizim çünkü, gıcırtı da uğultu da bizden. Yalnız bilmiyor bulamayacağını yerini arayan taş.
Mert Balaban, ikinci öykü kitabı Müjdemi İsterim ile okura yeni sesler, ba
Mert Balaban, kadife dokunuşlarla yırtıyor yalnızlığımızı ve hayatlarımıza kara mizahla dokunuyor. Mutsuzluktan dibe vuranları anlatırken kahkaha attırmıyor, gülümsetiyor hüzünle. Oyunbazlıkla dokunuyor hayatın köşelerine çarpanlara. Öyküleriyle, tuhaf bir biçimde sarıyor okuyanı.
"Dışarıda tüm bunlar olurken, her şey biraz daha yaşlanırken gitgide, çürürken sanki, leş kokarken etraf, kediler köpekler yavrularını doğururken inleyerek, insanlar dört duvar arasında sevişip geleceğin katillerinin, o katilleri
Toplam 2 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.