Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 14 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Bu kitabın birinci hedefi insanımızda, faizle işleyen kurumlarla hiçbir şekilde ilişkiye girmeme bilincini oluşturmaktır. İnsanımızda faize karşı mücadele şuurunu meydana getirmek bu çalışmanın ikinci hedefidir. İnanıyoruz ki modern haçlılar ekonomileri çöktüğü zaman geri çekileceklerdir. Çünkü Hz. Peygamber zamanında Müslümanlar Hayber'de bunu denediler ve o günün İslam düşmanlarını bu yolla dize getirdiler. O halde bütün Müslümanlar, emperyalistler tarafından üretilen malları ellerinden geldiği kadar boy
Babalar ne araba bırakır, ne ev, ne de başka bir miras. Evlada sadece değer kavramları bırakır. Merhum babamız bize bir Zenbil bıraktı.Bu Zenbilname'nin içine, yaşanmış hikâyeler, değişik konular, atasözleri, deyim ve terimler, kıssalar ve derin mesajlar konulmuştur. O kadar farklı şeyleri konulmuş ki bu Name'yi merakla okuruz inşallah. Herkese hitap eden bu Zenbilname ders veren ibretlik meseleleri barındırıyor.Mesela; Yaşlı bedevi, çölde ağır ağır ilerliyordu devesinin sırtında. Uzaktan bir karaltı gördü
Tükendi
Bu ümmetin içinden iki adam çıktı. Allah bunları İslam davasına hizmetkâr kıldı. Biri iman ve İslam yolunda hayatını şehadetle sonlandırırken diğeri seksen iki yıllık ömrünü iman ve İslam davasına harcadı. Bu uğurda hep hareket içinde oldu. Her iki dava adamının hayatında büyük ibretler vardır. Her ikisi de Allah'ın yardımına mazhar olmuşlardır. Her Müslüman davetçi bu iki büyük şahsın hayatından önemli dersler elde edebilir. Yeter ki hayatlarını anlayarak ve davalarına olan bağlılıklarını güzel şekilde k
Bütün bir hayatı İslam'ın toplumda yücelmesine adayan Ebu'd-Derdâ insanlarla ilişkilerinde geride güzel hatıralar bıraktı. O ve benzerleri Hz. Peygamber (s.a.v)'den öğrendiklerini ve onunla yaşadıkları hatıraları çevrelerine bulunan insanlara anlatmayı bir vazife bildiler. Dımaşk'a yerleşmiş olan ve burada yirmi yıl kadar yaşayan Ebu'd-Derdâ, Sûriye bölgesine hicret etmiş sahâbîler arasında insanlarla ilişkilerine dair hakkında en fazla bilgi bulunan sahâbî oldu. O, ahiret yolculuğuna çıkarken geride davet
"Osmanlı sömürgeci değildi. Onların sömürgeci olduğunu söylemek tarihi saptırmak demektir. Bizler Osmanlı tarihinin derinliğine inanıyoruz ve bunu görüyoruz." (Tunuslu tarihçi Prof. Dr. Abdulcelil et-Temimi) "Osmanlı devletinin son döneminde gerek İslami isimlerin arkasında gizlenerek topluma entegre olmuş gibi görünen dö¬nmeler, gerekse açık bir şekilde dinlerine bağlı olarak faaliyet gös¬teren Yahudiler'in etkileri arttı. Bunlar hedeflerine ulaşabilmek ve amaçlarını gerçekleştirebilmek için çaba harcıyor
Mısır'da Hasan el-Benna, Türkiye'de Bediüzzaman Said Nursi, Pakistan'da Ebu'l-A'la el-Mevdudi gibi şahsiyetler, Müslüman milletlere yapılanları gördüler ve ümmetin uyanışa geçmesi için durmadan çalışılması gerektiğini haykırdılar. Fakat modern Haçlılar, her fırsatta onları engellemeye, seslerini kısmaya çalıştılar. Haçlılar başarılı olamadılar. İslam adına mücadele veren dava ve fikir adamları ümmetin uyanışına vesile oldular. Yazdıkları ve yaşadıklarıyla ümmetin ruhunda bir şahlanış meydana getirdiler. Bug
Sahabe Resulullah'ın kendilerine emanet ettiği Kur'an-ı Kerim'i insanlıkla buluşturan ilk İslam nesli olmuştur. Bu nesil içinden, büyük işler başaran bulundukları coğrafyalarda ciddi tesirler gerçekleştiren ve devirler açan nice şahsiyetler vardır.Bu şahsiyetlerden bazılarının hayat hikayeleri günyüzüne çıkarıldığı halde bazılarının şan ve şerefle dolu olan hayat hikayeleri üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen kaleme alınmamış ve haklarındaki malumat derli toplu bir şekilde ortaya çıkarılmamış ve tarihinin
Tükendi
Kardeş halkların beklediği olmuştu. Ben sebebini anlamaya çalışıyordum. Bir de ne göreyim: İlk okul ikinci sınıf öğrencisi küçük Murat elindeki tebeşirle tahtaya Kürtçe olarak "Em biran e/Biz kardeşiz" yazmıştı. Çok duygulandım. Ne deselerdi bana? "Türkler de Kürt kardeşlerinin dilini öğrenmeye başlamış." Küçük Murat'a yukarıdaki ifadeyi tahtaya yazdıran yaşlı öğretmen Ali amca, "Artık biz de Kürt kardeşlerimizin dilini öğreneceğiz" diyordu. Ali amca buna sevinmişti. ?Kürt kardeşlerimiz" diyordu. Kürtçe diy
Dünyaya hızla yaklaştık. Atmosfere önce kardeşim girdi. Arkasından da ben... Göktaşının etrafında kıvılcımlar oluştuğunu görebiliyordum. Sıcaklık giderek arttı. Göktaşının gerisinde kuyruğa benzer bir ateş küresi oluşmuştu. Sonunda ateş bizim çevremizi de sarmaya başladı. İkimiz de ölmek üzereydik...
Tükendi
Sahâbe İslâmın kurucu neslidir. Kurânın ik talebeleridirler. Resûlullah (s.a.v)in etrafında İslama hizmeti öncelemiş, bu uğurda canıyla malıyla mücadele etmiş müstesna şahsiyetlerdir. Allah (c.c.) onları üstün gayretlerinden dolayı övmüş, Resûlullah (s.a.v) de onları cennetle müjdelemiştir. Onlar, Allah için kardeş olmuş, Allah için yaşamış ve Allah için ölmüşlerdir. Nefislerine zor geleni tercih eden büyük insanlar olmuşlardır. Kurânın hakikatleri ve Resûlullah (s.a.v)in söyedikleri sözkonusu olunca orada
Hz. Peygamber (s.a.v)'in Suriye topraklarının fethedileceğini müjdelemek suretiyle ashabına, bölgeye yerleşmesi yönünde işarette bulunmuş olması konumuz açısından büyük önem taşımaktadır. Bazı rivayetlerde Hz. Peygamber (s.a.v)'in, ashabından bazılarıyla ilgili müşahhas örnekler verdiği de görülmektedir. Şam'ın fethedileceğini müjdelyen Hz. Peygamber (s.a.v), önce Şam'a, sonra Irak yönüyle yüzünü dönmüş ve bölgelerin sakinlerinin kalplerinde İslam'ın yer etmesi için Allah'a dua etmişti. Bir defasında, "Şam'
Bu üç sahâbî, hayatlarıyla büyük bir tesir icra etmiştir. Onlar bir taraftan İslâmı öğretirlerken diğer taraftan toplumsal hayatın merkezinde yer alarak Kurânın ilkelerine muhalif gördükleri hal ve hareketleri ortadan kaldırarak toplumun ıslahı yönünde çaba sarf etmişlerdir. Bu hususta bazen idarecilerle karşı karşıya gelip gerektiğinde vaz ve nasihat, gerektiğinde sert şekilde eleştirmekten geri durmadılar. Her birinin ayrı ayrı şehirlere yerleşmesi halife Hz. Ömerin emri üzerine gerçekleşmişti. Bu güzide
AK Parti hükümetinin Kürtçe sahasında yaptığı bu açılım Türkiye tarihinde bir devrimdir. Zira kurulan Cumhuriyet, ulus eksenli bir şekle büründürülmüş ve Türkçe dışında kalan diller görmezlikten gelinmiş, bununla da kalınmamış Kürtçe konuşanlar suçlu kabul edilmişti. Türkiye tarihinde sol partilerden böylesine büyük bir girişimi beklemek elbetteki mümkün değildi. Demokrat Parti, ANAP ve DYP gibi partilerin böyle bir dertleri olmadı. MHP ve benzeri milliyetçi partiler de işin başından beri bu tür girişimlere
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 14 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1