"Biz ezelden aşinayız birbirimize...
Nasıl olur da tanış olmayız
Gönül penceresinden bakan sevdiğimize!"
Siz hiç aşkın gözüne baktınız mı?
Kalabalık bir yolda bir arkadaşımla yürüyordum.
Birden karşıdan gelen herkes ona selam vermeye başladı.
"Bu nasıl bir iş? Bu kadar insan onu tanıyamaz ki!" diye düşündüm.
İşte bu kitap bu merakla başladı.
Sonunda ben de aşkın gözüne baktım ve AŞİNA oldum.
Faruk Dilaver Biyografi:
Faruk Dilaver, 1946 yılında Samsun'un Vezirköprü ilçesinde doğmuştur. İlkokulu Vezirköprü'de
Bu eserimizde siz değerli okuyucularımıza yaratılışımızın gayesini, niçin yaşadığımızı, yaşarken maddî mânevî nelere dikkat etmemiz gerektiğini ölümün çürüyüp toprakta yok olmak olmadığını, aksine ölümün doğmak ve kurtuluş olduğunu ve yüce Yaradan’a kavuşmak olduğunu yaşamanın gayesinin Yaradan’ı bilmek, O’nu tüm hayatımız boyunca aşk ile arayıp bulmak olduğunu ilâhî aşkın ve vuslatın önemini, nefsimizle mücâdele ederek olgunlaşıp arınmanın detaylarını sevgi anlayış ve sabrın mutluluğumuza yaptığı katkı
Sevgili okuyucularım, farklı zamanlarda yetmiş bir kardeşime muhtelif mektuplar yazdım. Bu mektupların, siz değerli okuyucularıma da yararlı olacağını düşünerek bir kitap halinde yayımlanmasını uygun gördüm.
Kitabın tamamını okumadıkça, yazdığım mektuplarla ne anlatmaya çalıştığımı anlamak mümkün değildir. Çünkü farklı mektuplardaki aynı konular birbirini tamamlayarak bir bütün oluşturmaktadır.
Umarım, mektuplarımızdan maddi ve manevi hayatınıza ışık tutacak güzel mesajlar alırsınız.
Biz ezelden aşinayız birbirimize...
Nasıl olur da tanış olmayız
Gönül penceresinden bakan sevdiğimize!"
Siz hiç aşkın gözüne baktınız mı?
Kalabalık bir yolda bir arkadaşımla yürüyordum. Birden karşıdan gelen herkes ona selam vermeye başladı.
Bu nasıl bir iş? Bu kadar insan onu tanıyamaz ki!" diye düşündüm.
İşte bu kitap bu merakla başladı.
Sonunda ben de aşkın gözüne baktım ve AŞİNA oldum.
Bu kitabımızın birinci bölümünde, ehlibeyt inancını ve felsefesini en iyi şekilde temsil ederek, bunu günümüze kadar ulaştıran, ariflerin kutbu Hünkâr Hacı Bektaş Veli ve eserleri anlatılmaktadır.
Hacı Bektaş Veli'yi anlamak, ülkemizde kardeşlik ve barışa hizmet etmek açısından çok önemlidir.
Kitabımızın ikinci bölümünde ise peygamberimizin hanedanı olan ehlibeytten söz etmekteyiz. Ehlibeytin babası, Hz. Muhammed Mustafa'dır. Hanedanı ise, damadı Hz. Ali, kızı Hz. Fatıma ve evlatları Hz. Hasan ile Hz. Hüsey
Dünyada ve ahirette mutlu olmak istiyorsan,
yaşantındaki her olayda mevcut olan tek gerçek "Hayat Işığı"dır.
Onu bul, onu izle.
Hayat ışığı, hakikatin ta kendisidir.
Hayat ışığı imanın, ibadetin, yaşamanın, ölmenin ve
sonrasının tek gerçeğidir.
Onu gören, onu izleyen hüsrana uğramaz.
Dileğin, hayatın gerçeğini yaşamaksa hayat ışığını izle.
Sana burada acısıyla tatlısıyla 68 yıllık bir tecrübeyle
yapıyorum bu tavsiyeleri.
Bu tavsiyelerden istifade ederek hayatın gerçeğine er, huzurlu ve kolay yaşa.
Evlilikte mutluluk; isabetli eş seçimi, eşlerin iyi geçinmesi ve güzel çocuk yetiştirmekle mümkündür.
Ailede birlik ve beraberlik, ancak bu şekilde sağlanır.
Yüce Yaradan'ımız, birbirine anlayışlı davranarak güzel geçinen ve topluma yararlı evlat yetiştiren insanlardan razı olur.
Bugün aile birliğinde en büyük sorun ise boşanmalardır. Maalesef, istatistiklere göre, günümüzde evliliklerden çok, boşanmalar oluyor. Bu boşanmalar aileleri yakıp yıkıyor, çocukları perişan ediyor.
Aileyi boşanmaktan korumak için,
Ey insanoğlu! Dur, bir düşün!
Neden, niçin yaratıldı Âdem?
Dünya hayatının aslı, hakikati nedir?
Ölüm, yok olup gitmek midir? Yoksa ruhun bedeni terk ederek, yeni bir hayata göz açıp doğması mıdır?
İbadetlerin gerçek amacı nedir? Neden namaz kılıyor, niçin oruç tutuyoruz?
Rabb'ini biliyor musun? Kendini bilmeyen O'nu bilemez. Öyleyse, kendini bilmenin yolu nedir?
Nefsin terbiyesi ve ruhun arınması nasıl olur?
Her şeyin bir hakikati vardır. Hakikatlerin hakikatini bilmek, Hakk'ı bulmakla mümkündür.
Bak, Yunu
Çocukluğumdan beri şunu yapsam, bunu da yapsam; şöyle olsam, böyle de olsam derken, güç de olsa ideallerimin bir kısmına eriştikten sonra meşguliyet uykusuna dalmış gidiyordum. Bir gün, bir trafik kazası beni ölümle karşı karşıya getirerek bu uykudan uyanmama sebep oldu. Bu uyanışla birlikte aklıma şu sorular geldi: Ölüp, yok olmaksa sonumuz, neden yaratıldık? Niçin yaşıyoruz? Yaşamanın ne anlamı var? Akıbetimiz ne olacak? Bu soruların cevabını ararken, Yüce Yaratıcımızın bizi bilinmek için yarattı
Yunus Emre, şiirlerini asırlar önce öz Türkçe ile söylemiş ve günümüze kadar öylece gelmiştir. Maalesef konuşulan Türkçemiz, nesilden nesile büyük değişikliğe uğrayarak, Yunus Emre'nin kullandığı öz Türkçe'den oldukça uzaklaşmıştır.
Bu nedenle, günümüz insanı ve özellikle gençler, bu şiirleri okuyup anlamakta güçlük çekmektedir. Oysa ki, bu şiirlerin çok iyi okunup anlaşılması, ülkemiz insanına ve tüm insanlığa, bilinmeyen gerçeklerin anlatılması yönünde büyük katkıda bulunacaktır. Çünkü Yunus Emre hayatı
Aşk, insanın yaradılış gayesidir. İnsanoğlu aşk için, aşktan yaratılmıştır.
Sevmekten ve sevilmekten nasibini alamayanlar, yemiş içmiş ama, yaşamamıştır.
Yaşamak için sevmeli ve sevilmeli, sevmek için yaşamalıdır.
Aşk, menfaatsiz ve çıkarsız sevginin yükselerek kutsallaşmasıdır.
Aşk, ateştir. Sevenler bu ateşte yanmalıdır.
Aşk, ıstıraptır. Sevenler bu ıstırabın tadı ile mest olup, kanmalıdır.
Ne mutlu sevenlere, ne mutlu sevmekte ısrarlı olup vefalı kalanlara...
Ey kalbimizde olan nur, GEL!
Didinmelerimin ve arzumun sonu, GEL.!
Hayatımızın senin elinde olduğunu biliyorsun.
Hayatı kullarına sıkıntı yapma, GEL!
Ey aşk! Ey maşuk!
Manaları aş ve inadı bırak da GEL!
Ey Hüdhüdlerin sahibi olan Süleyman!
Lütfedip de bizi aramak üzere GEL!
Ey sevmede birinci gelen kişi!
Aşkın hakikati seni geçip bilinci aldı, GEL!
Ruhlar senin kaybolmandan ötürü inleyip feryat etmedeler,
miadını doldur da GEL!
Ayıpları ört, iyilikleri saç, cömert olanların âdeti böyledir, GEL!.
Farsç
"Yunus Emre'den anladığımız aşktır bizim. Bu gerçeği gören, gerçek mutluluğa ermek isteyen Yunus'a dost olur. Ailelerin ve ülkemizin birlik ve beraberliği için çalışır.
Yunus, aşk ile yandı, pişti, hamlıktan kurtuldu. Onun dergâhı, âlem oldu. Yunus Emre, öküzünü kaybeden çiftçinin gönlünü yapmak için öküzle beraber boyunduruğa girip tarlayı sürdü. Boyunduruğa girip gerçek özgürlüğü buldu.
İnsanları sevip, kurtuluşuna vesile olmak için gayret edelim. En kolayı; anlamak, izlemek, yaşamak. Yunus Emre, dosttur.
Toplam 13 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.