Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 19 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Lise sıralarından beri hiç ayrılmayan, hayallerine ulaşmak için her şeyi yapan üç başarılı kadın. Zerrin, Deniz ve Rojda. Biri zengin bir ailenin tek kızı, diğeri anne babasını çok küçük yaşta kaybetmiş ama hayata hep olumlu tarafından bakmaya çalışan bir kız çocuğu, diğeriyse Doğulu bir ailenin kalıpları yıkmaya çalışan, ezilen kadınların sesi olmak için yanıp tutuşan kızı. Biri alanında uzman bir işkadınına, diğeri başarılı bir psikiyatra, diğeriyse güçlü bir avukata dönüşüyor. Bu üç kadın daha küçük yaşl
Tükendi
Çocukluğu üvey annesinin zorbalıklarına katlanarak geçen Tutku'nun yıllar sonra bulduğu huzur bir gün ağabeyinin verdiği haberle sarsılır. Ağabeyinin borçlarına karşılık Savaş adında karanlık bir adamla evlenmesi gerekmektedir. Gerekli sözler verilmiş, tüm ayarlamalar yapılmıştır. Üstelik Tutku'ya haber verme gereği duyulmadan... Çok öfkelenen Tutku son bir özgür tatil için Bodrum'a gider ve orada bir adamla tanışır. Sinirli ama çok yakışıklı bir adam. Onunla sohbet ettikçe, vakit geçirdikçe o kadar da köt
Hayatın getirdiği her kayıpla biraz daha derinlere ve karanlıklara çekilen Kumsal'ın bulduğu tek çıkış yolu, çok mutlu hissettiği yere kısa bir süreliğine tekrar gitmekti. Bahamalar'da şimdi geçmişiyle vedalaşacaktı. İçinde durmaksızın esen fırtınalara bir de gerçek anlamda yakalandığı fırtına eşlik etmişti. Ancak bu sefer o teknenin içinde yalnız değildi. Yaşadıkları her an yeni başlangıçlara, yıkımın ardındaki ayağa kalkışa gebeydi. Birbiriyle kesişen hayatlar, fırtınanın içinde canlanan umutlar, okyanus
Annesinin soğuk bir İstanbul akşamında kimsesiz çocuklar yurdunun kapısına bıraktığı küçük bir bebek: Nisan. Ailesiyle çıktıkları bir yolculukta trafik kazası nedeniyle tüm ailesini yitiren küçük bir çocuk: Devrim. Hayat onları yıllar sonra aynı evde buluşturuyor. Nisan kendine kurduğu yeni hayatta terk edilmişliğini unutmaya çalışırken Devrim geçmişin bıraktığı vicdan azabının izlerini silmeye uğraşıyor. Küçükken başlayan atışmaları, kavgaları, zamanla derin bir bağa evriliyor. Çok farklı ülkelerde yaşam
Tükendi
Bana doğru biraz daha eğildi. Bunun üzerine ben de kendimi iyice geriye doğru çektim. Sanki bizimle yıllardır tanışıyormuş gibi daha bu sabah Yeşim'le konuştuğumuz soruyu sordu. "Evet kızlar, söyleyin bakalım, bana neden bakıyorsunuz?" Nazlı arkadaşına yardım etmek için onun kulağa biraz sıradışı gelen isteğini gönülsüz de olsa kabul ettiğinde hayatının değişeceğini hiç düşünmemişti. Sadece bir hafta diye anlaştığı arkadaşına verdiği sözü tutabilmek için 8:15 vapurunda bir adamı gözetlemek ne kadar zor ol
"Buradan giderken yirmi beş yaşında, hayalleri olan bir delikanlıyken artık otuz iki yaşında, hayattan zevk almasını beceremeyen, sevdiklerimden uzakta yaşadığım her yıl yüreğimde var olan sevgiyi yitiren bir adamdım. Ne hayallerim vardı artık ne de yaşama isteğim. Yıllarca peşimi bırakmayan pişmanlıklarım, ne yaparsam yapayım susturamadığım vicdanım ve unutamadığım anılarım da benimleydi. Buradan giden adamla, şimdi dönen adam arasında dağlar kadar fark vardı." Hayalleri yıkılan ve gelecekten bir beklenti
"Yarım kalan sevinçlerim vardı benim. Yarım kalan mutluluklarım. Daha tohum halindeyken, filiz bile verememişken solmuş umutlarım vardı. Hep bir yanım eksikti. Hiç tamamlanmamıştım şimdiye kadar. Hep yarım kalmıştım. İlk defa dün akşam kendimi tamamlanmış hissetmiştim, oysaki bu bir yanılsamaydı. Yankı gitmişti. O pırıl pırıl parlayan güneş sanki önünde koyu bir bulut varmış gibi tüm güzelliğini ve ışığını kaybetmişti." Henüz beş yaşındayken kaybettiği anne ve babasının ardından büyük bir yalnızlığa gömüle
"Zaman herkese göre farklı geçer. Kimilerine günler hiç geçmez hele ki kavuşmak istediğin biri varsa ya da olmasını beklediğin bir olay... O zaman sanki yerinde çakılı kalır. Benim için de öyleydi. Kavuşmak istediğim iki kişi vardı hayatımda: Biri benim yüzümden toprağın altında yatıyordu. Ona kavuşmam için ölmem gerekiyordu. Diğeri de her gece hasretiyle küçücük giysilerine sarıldığım oğlum Haluk'tu. Onun için hayatta kalmam gerekiyordu. Bense Araf'ta kalmıştım. Ne ölebiliyordum ne de yaşayabiliyordum. Son
Sen Benim Kaderimsin; saf aşkın, aşkla titreyen birbirine sadık iki kalbin ve bekleyişin hikâyesi... İnatçı, hırçın ve dikbaşlıydı Zeynep. Bu haliyle dikenleri her zaman hazır bekleyen bir kirpiyi andırıyordu. Selçuk, onu ilk gördüğünde, o daha ufacık bir bebekti. Minik elleriyle parmağını sıkı sıkı tutan ve ona gülümseyen bu bebeği, ilk görüşte sevdi. Onlar didişe didişe büyüdüler, birlikte oynadılar ve sonunda kalplerinde büyüyen sevgiye karşı koyamadılar. "İçimde bir şeyler kıpırdanmaya başladı. Kalbim
"Bu bir veda değil Demir, sadece hoşça kal." Hayat onu en sevdiklerinin yokluğuyla sınadığında, Demir acısının ve öfkesinin ardına gizlenmeyi seçti. Bu kaçış, onu İngiltere kırsalında münzevi bir yaşama esir etti; ta ki rengârenk şemsiyeli ve kırmızı yağmurluklu genç bir kız hayatına girene kadar. Hazan, kırmızı saçları ve yosun rengi gözleriyle Demir'in kalıplarının dışında, yüzüne hiçbir hüznün gölgesini düşürmeyen, neşeli ve hayat dolu, genç bir kızdı. Babasının ölümünün ardından mecburen sürüklendiği
Tükendi
İçinde intikamdan başka bir duygu yeşermeyen, yirmi iki yıl boyunca acısını intikamla sarmış, alacağı intikamın hayaliyle büyümüş, yüzü ve ruhu yaralı bir adam ve intikamın ateş hattında kaldığından habersiz, o yaralı ruha âşık genç bir kız... Ege ile Aslı... Ege, ailesinin intikamını almak için son adımı atıp Amerika'dan İstanbul'a geldiğinde, tek amacı hayatını ondan alan baba ve kıza, ona ve ailesine yaşattıklarının bedelini ödetmekti. Hesaba katmadığı şey ise aşkın her zaman o kusursuz sanılan planlar
Geçmişi, nedenini hatırlayamadığı bir kimsesizlikle şekillenen Ömer, yıllarca uzaklaştırıldığı eve çağırıldığında kendini nikâh masasında bulur. Ama genç adamın ne burada kalmaya ne de çocuk yaştaki karısıyla evliliğe devam etmeye niyeti vardır. Balım, annesinin ölümünden sonra kendini zorla, hiç tanımadığı bir adamla evlendirilirken bulur. Genç kız, bundan sonra onu kolay bir hayatın beklemediğini biliyordur. Tıpkı onu bu konakta, daha bir günlük evliyken bırakıp giden kocasını kolay kolay affetmeyeceğini
Koltukta oturmuş, biraz önce sevdiğim adamın söylediği kelimeleri doğru anlayıp anlamadığımı düşünüyordum. Karşımda gözünü kırpmadan bana bakıyordu. O gözlerde hiçbir duygu yakalayamadım. Biraz acıma vardı belki ama sevgi hiç yoktu. Bu bir rüya olmalıydı. Evet, biraz sonra uyanacak ve oh çok şükür rüyaymış diyecektim. Çünkü bu, rüyadan başka bir şey olamazdı. Böyle şeyler ancak rüyalarımızda başımıza gelebilirdi. Gerçek hayatta bunun olması mümkün değildi. Üstelik biz daha yeni evliydik. İki yıllık evlilik
Sen Benim Nefesimsin; aşkın, aile olmanın ve fedakarlığın hikayesi. Güzel bir kadın, yakışıklı bir adam ve sevimli bir çocuk... Bu aile, dışarıdan bakıldığında mutlulukla çerçevelenmiş bir fotoğraf karesini andırıyordu. Oysa Sinan ve Cansu'yu bir arada tutan paylaştıkları büyük sırdı. Ve aşk onları hiç beklemedikleri bir anda yakalayacaktı. Aralarında ansızın filizlenen aşk, paylaştıkları bu büyük sırra rağmen dolu dizgin yaşanabilecek miydi? Hayatta kendilerinden önce düşünmeleri gereken insanlar varken,
Şımarık ve güzel prenses Alize ile görgü kurallarından habersiz, kaba saba ama bir o kadar yakışıklı tamirci Serkan'ın aşkına şahit olmaya hazır mısınız? "Alize yarı açık penceresinden arabasını tamir eden adama bakıyordu. Bu adam tamirciden çok motosiklet kullanan yakışıklı züppelere benziyordu. Kirli atletinin içinde bile kendisini gösteren kasları dikkat çekiciydi. Dağınık siyah saçları, hafif sakallı kemikli yüzü ve bu yüze çok yakışan kemerli burnuyla değme mankene taş çıkartacak kadar yakışıklıydı. E
Hiç beklemediğiniz anda önünüzde açılıveren bir kapı, aşkın hayatınız boyunca kaçtığınız acılar ve sevinçlerle döşeli yollarında sizi yürümeye zorlayabilir. O gün geldiğinde yaşayacaklarınıza hazır mısınız? Emir, kapının açılma sesine doğru döndüğünde odadan vuran ışığın önünde dikilen Melek'i gördü. Omuzlarına dökülen kırmızı saçları arkadan vuran ışığın altında ateş gibi parlıyordu. Hiçbir şey söylemeden öylece bakakaldı bir süre. Sonunda sadece ?Uyanmışsın,' diyebildi. Sanki uyandığını anlamamış gibi...
Sen Benim Kaderimsin; bitmeyen bir aşkın, sevdiğinin gözlerinin içine bakıp, titreyen bir yüreğin, sabrın ve sadakatin hikâyesi... İnatçı, hırçın ve dikbaşlıydı Zeynep. Öyle her erkeğin çekebileceği bir kız değildi. Kendi de bunun farkında olduğu için "Evlenmeyeceğim!" derdi. Çapkın, serseri ve yakışıklıydı Selçuk. Zeynep'i ilk kez gördüğünde, o daha ufacık bir bebekti. Parmağını tutan ve ona gülümseyen bu bebeği, ilk görüşte sevdi. Onlar didişe didişe birlikte büyüdüler, birlikte oynadılar ve zamanı ge
Tükendi
Acının intikamla yoğrulduğu yirmi iki yıl boyunca sabreden ve bu intikamın kasırgasında herkesi ezip geçen, yüzü ve ruhu yaralı bir adam..,İntikamın en can alıcı noktasında, ateş hattında kalan ve bu intikamın bir parçası olduğunu bilmeden adama âşık olan genç bir kız... Tüm ailenin ölümüne neden olan birini affedebilir misin? Yüreğindeki kin ve nefret tohumlarını, aşkın gücüyle ezebilir misin? Yaralı bir ruhun intikamı mı, yoksa tertemiz bir aşkın kudreti mi? Ya da bu savaşta yeni acılara gebe olaylar mı?
Tükendi
Birlikte büyüdüğü, ilk aşkı ile evlenerek mutlu sonu yakaladığına inanan genç bir kızdı Elif... Peşinden hiç ayrılmadığı, ?bir gün mutlaka seninle evleneceğim' dediği, biricik aşkı ile evlenerek mutlu olacağına inanan genç bir erkekti Toprak... Sadece romanlardaki evliliklerin mutlu sonu oluyordu. Oysa daha evliliklerinin üzerinden iki yıl geçmeden Toprak gitmek istiyordu. Elif'i arkasında bıraktığında gerçekten mutlu olabilecek miydi? Bunu bilmiyordu, ama bildiği tek şey artık Elif ile de mutlu değildi. El
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 19 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1