Ayça ve Demir balkonda oturup gökyüzüne bakmayı seviyorlar. Yeryüzü'nün oldukça konuksever bir gezegen olduğunu, güneş sisteminde hayatın olduğu yegâne gezegen olduğunu biliyorlar! Ama gökyüzüne ilgi duyan diğer bütün insanlar gibi, bir uzay gemisiyle yolculuk yapıp Merkür, Venüs, Plüton ve diğerleri ile güneş sistemimizin ötesini görmeyi çok istiyorlar. İnsanlar her zaman hem bizim gezegenimizdeki hem de dünya dışındaki, uzaya ait şeylerin nasıl olduğunu keşfetmek için merak duymuştur.

Gri ve yağmurlu günlerin ardından güneş bulutların arasından göründü. Ayça ve Demir bunu mutlulukla karşılıyor. Güneş çok önemlidir! Eğer güneş olmasaydı, şimdi pencereden gördüğümüz hiçbir şey olmazdı: Ne köpekler, ne ağaçlar, ne de evler. Güneş bizim yaşam kaynağımızdır ve her şey onun sayesinde büyür. Ayça ve Demir çok meraklılar ve güneşle, Dünya'yla ilgili sorular soruyorlar. Bu yolla güneş sistemimizi ve evreni keşfetmeye başlıyorlar. Ama güneş gözlüklerini hiç unutmadan!

Şimdi gece ve ay her zamanki gibi parlamıyor. Daha kırmızımsı bir rengi var. Ayça ve Demir şaşırmış. Sanki büyülü bir gece gibi. Ama Ayça'nın annesi bunun büyüyle ilgisi olmadığını, sadece ay tutulması adı verilen bilimsel bir olay olduğunu açıkladı. Ayrıca, onlara geceleri çocuklar uyurken ve gündüz güneş parlarken, ayın yaptığı diğer şeyleri de anlattı. Ay, Dünya'nın uydusu ve her zaman çevremizde dönüyor. Biz de onu daha yakından tanımak ve öğrenmek istiyoruz!

Beril heykel yapmaya daha küçücükken sabun köpükleriyle başladı. Sonra resim yapmayı öğrendi. Şimdiyse durmadan fotoğraf çekiyor: Ailesinin, arkadaşlarının, gezdiği yerlerin, aslına bakarsanız etrafındaki her şeyin fotoğrafını! Beril başkalarının gözden kaçırdığı şeyleri fark ediyor. Şekillere, renklere, kendisinin veya arkadaşlarının hoşuna giden şeylere dikkat kesiliyor. Çektiği fotoğraflarla, herkesin her şeyi bir de onun gözleriyle görmesini istiyor.

El emeğinizle ne kadar çok şey yapabileceğinizin farkında mısınız? Peki hayal gücünüzü kullanarak bir sürü şey icat edebileceğinizi biliyor musunuz? Yeni şeyler üretmenin bin bir yolu vardır. Dikiş dikebilir, resim çizebilir, dans edebilir, dekorasyon yapabilir, öykü yazabilir veya şarkı söyleyebilirsiniz. Bunların bazılarını zaten yapıyorsunuz! O zaman, yeni şeyler üretebilmek için ihtiyacınız olan sadece, etrafınızda gördüklerinize büyük bir merakla yaklaşmak.

Masallar, öyküler, kitaplar, sözcükler ve cümleler Onur'un en sevdiği şeyler. Onur yazar olmak istiyor, bunun için çok çalışıyor. Çünkü sözcüklerin ucu bucağı yoktur, öyküler asla tükenmez ve hayal gücü daima yeni şeyler üretir. Onur sözcükleri nasıl kullanacağını iyice öğrendiğinde güzel hayalî dünyalar kurabilecek.

Can ne zaman müzik sesi duysa dans etmeyi gerçekten çok sevdiğini hissediyor. İçinden öyle dans etmek geliyor ki bir goril gibi hoplayıp zıplamaktan ve kollarını oynatmaktan kendini alamıyor. Arkadaşı Elif ise dans etmeyi hiç sevmiyor. Burcu'ysa baleyi çok seviyor çünkü bale öyküler anlatan bir dans türü. Deniz'e gelince, o hip-hopa bayılıyor. Peki siz dans etmeyi seviyor musunuz?

Demir ve Ayça kırlarda bir gezintiye çıkıyorlar. Hava güneşli, gökyüzü uçsuz bucaksız ve masmavi; ışıkla, bulutlarla ve hemen tahmin edemeyecekleri pek çok başka şeyle dolu. İnsanlar uzun zamandır, gökyüzüne ve onun derinliklerine bakıyor. Ve böylece, güneş sistemi ve evren keşfedildi. Bugün, Demir ve Ayça da gökyüzünü keşfediyorlar ve çok şanslılar çünkü Ayça'nın annesi bir gök bilimci. Onlara hayal bile edemeyecekleri pek çok bilgi aktarabilir...