"... Peki sen aynı insan mısın?" sorusu geçti yıldırım hızıyla aklımdan. Her şeyin bıraktığım gibi kalmasını isteyen ben de o geçmişten neredeyse hiçbir iz taşımıyordum. Ne kafamın içindekilerin ne de üzerimdekilerin o geçmişe ait olduğunu iddia edebilirdim. Bir kök arayışıyla buraya gelip düş kırıklığına uğradığım için başkalarını mı suçluyordum? Benim ruhuma yabancılaşmış o geçmişe başkasını bekçi bırakmaya çalışmamdan öte bir anlamı var mıydı bunun gerçekten?
Geçmişte kalmaya direnen çocukluklar, Avrupa
Ramazan Güngör'ün mısraları; savunmasız insanın içe kapanışı, çekip gitmek arzusuyla çırpınıp gidemeyen yolcu, gözaltındaki ölü, kanatsız albatrostur... Can yelekleri korkudan yapılmış, lodos rüzgârıyla çalkalanan bir denize açılmaya hazır, güverteleri yanan bir gemidir... Sayısız öykünün bağlandığı bir kıyı iskelesi, güçlü bir yaşam felsefesinin demirlediği bir limandır. Ve sonunda fırtınalı denize yolculuk başlar... Gün Zileli
(...) sonra başları yeni okşanmış birkaç çocuk geçti kahkahalarını döke sa
Toplam 2 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.