Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 6 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
"Din, kültürle kendisini nasıl irtibatlandırır? Kültür, insanın dinini anlama ve yaşama tarzına nasıl tesir eder? Dini anlama ve uygulamada meydana gelen gelişmelerin geçerli/sahih olanları ile olmayanları birbirinden nasıl ayırt edilebilir?" gibi sorulara cevaplar arayan Prof. Dr. Recep Kılıç, din ile kültür arasında karşılıklı ilişkiyi hem teorik olarak hem de gündelik hayatımızdaki örnekleriyle açıklıyor. Bir tarafta din, içinde doğduğu kültürün temel unsurlarından etkilenirken diğer taraftan da kültürün
Hz. Peygamberin Hayatından Davranış Modelleri başlıklı bir konunun değişik şekillerde ele alınıp işlenebilme imkanı vardır. Bunun en kolay yolu; ulaşılması kolay bir Hadis ya da Siyer kitabından Peygamberimizin fiilleri, sözleri ve sözsüz tasvipleri ile ilgili rivayetleri bir araya getirmektir. Esasen son tahlilde yapılması gereken de budur. Ancak kendisini hergün, inandığı dini bir değerin tartışılmağa açıldığı bir ortamda bulan günümüz insanının içinde bulunduğu sosyo-kültürel durum söz konusu olduğunda,
Ahlak, üzerinde çok konuşulan konulardan biridir. Bununla beraber, ne olduğu hususunda zihinlerde berraklık yerine karmaşa hakimdir.Toplumdaki ahlaki bunalım, zihinlerdeki bu karmaşanın ürünüdür. Değişmeyen,herkes için aynı şeyi ifade eden ahlaki bir iyi var mıdır?Varsa, bu iyi nerede aranmalıdır?İyi olan, neye göre iyi,kötü olan,neye göre kötüdür?gibi sorulara açık seçik cevaplar vermediği sürece, ahlak bunalımını aşmak mümkün değildir. Bu çalışmada, ahlakın dini temelinin önemi araştırılmakta,dini ahlakın
İnsanın dini anlama faaliyeti, devam eden bir süreçtir. Dinin özünde zaman içinde herhangi bir değişiklik meydana gelmemesine rağmen, sosyal hayat mütemadiyen değişir. Sosyal hayatta ortaya çıkan bu değişiklik, insanın anlama kodlarına tesir eder ve dini anlama düzeyinde paralel bir değişikliğin ortaya çıkmasına yol açar. Dinde, ‘beşerî olan’ ile ‘ilâhî’ olanın sınırları kolayca çizilemez. Vahiy ve vahiyle bildirilmiş olan esaslar, ilâhî olan dinî sâbiteleri temsil ederler. Bu sâbiteleri anlayıp davranışa
Vahiy, dinin en merkezî kavramlarından birisidir. Bir dinde iman, kutsal kitap ve teoloji anlayışı, büyük ölçüde, vahiy anlayışına göre şekillenir. Dinler vahye sahip olup olmamaları açısından olduğu kadar, vahye yükledikleri anlam açısından da birlerinden ayrılırlar. Sahip olunan vahiy anlayışı, din anlayışını da şekillendirir. Nasıl bir vahiy anlayışına sahip olduğu bilinmeyen bir düşünürün, dinin temel kavramları hakkında söylediklerini tam olarak kavramak mümkün olmaz. Bundan dolayı Batı’da din veya İ
Ahlak veya ahlakı nitelik, insanın kendi dışında başka bir varlık ile girdiği ilişkide ortaya çıkar. İnsanın girdiği ilişki, ya Yaratıcı Allah ile ya da yaratılmış başka varlıklar ile olur. Her iki ilişki türünde de insan için birtakım görev ve sorumluluklar doğar. Sözünü ettiğimiz bu görev ve sorumluluklar, klasik ahlak kitaplarımızda şu şekilde sınıflandırılmıştır: İnsanın Allah'a karşı görev ve sorumlulukları İnsanın kendisine karşı görev ve sorumlulukları İnsanın başka insanlara karşı görev ve sorumlu
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 6 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1