Cehaleti yendiğimiz zaman, özgür olacağız. Kimseyi kırmayacak bilmişliğimiz. Aşkın o eşsiz tabiatında sevmeyi anlayacağız. Mutluluğa teğet geçmeden varacağız. Cehaleti yendiğimiz zaman, gür duyulacağız. Sessiz kalmayacak dilimizde lisanımız. Umudu yıpratmayacak umumi tavrımız. Haksızlığa, sükûnet demeden, konuşacağız. Cehaleti yendiğimiz an, özgür olacağız. Yozlaşmayacak sözlerdeki birliğimiz. En yalın hal ile kelimeleri kucaklayacağız. Aymazlığa kapılmadan huzur bulacağız.

Ulus-inşa süreçleri tarihe, toplumu bir arada tutacak yeni değerlerin üretilmesi gibi misyon yükler. 'Öteki'nin kurban edilmesi pahasına 'biz' duygusu yaratmayı amaçlayan bu değerlerin yaygınlaştırma ve meşrulaştırma aracı da elbette ki tarih eğitimidir. Elinizdeki kitap, kimi zaman görmezden gelinerek kimi zaman da artık politikleşmiş tarihsel tartışmaların içerisinde sadece rakamlara indirgenerek konu edinilen "öteki"yle empati kurarak onu anlama çabasıdır. Böyle bir çabayı gerekli kılan durum, ötekinin i