Kur’an, birçok sûrede inkârcıların peygamberlere ve müminlere yaptıkları şiddetten bahsetmektedir. İlgili âyetler incelendiğinde bu şiddetin büyük oranda psikolojik şiddet olduğu görülecektir. İnkârcılar, peygamberlerin şahsiyetlerine yönelik olarak yalancı, sihirbaz, kâhin ve mecnun gibi hakaretler ile başladıkları psikolojik şiddeti giderek arttırmışlar ve hedeflerine ulaşamayınca da fizikî şiddete başvurmuşlardır. Peygamberlere yönelik fizikî şiddet, onların yaşamları ile sınırlıyken, psikolojik şiddet b
Sonrası hep aynı. Söz yoruldu. Gülüşler, bakışlar mekanikleşti. Kendimizle kalakaldık. Soluklanmadan. Ara vermeden. Üst üste bindirerek kaygıları. Korkuları. Boş lafları. Ağzımızda çiğneyip dururken hep aynı teraneleri. Aynı sahte gülüşleri. Aynı ucuz numaraları. Bu zincirinden boşanmış kötülükler ortasında onurunu korurken buldum seni. Bilinmedik bir yerde. İsyancı bir uzaklıkta. Bu geçmişi kınalı dünyadan sıtkı sıyrılmış buldum. Acını saklı bir su gibi içine akıtırken. Sesinin aydınlığında. Gümrahlığında.
İnsan, yanılan ve yanıltan bir varlıktır. Sadece yanılmakla kalmaz, büyük bir
hakikatmiş gibi yanılgılarının peşinden koşar ve onları savunur. Özellikle "kendilikle"
ilgili yanılgıları karşısında ilâhî mesajları dahi kavrayamayacak kadar kendine kör ve
sağır hale gelebilir. Pek çok kişiyi hayrete düşürecek kadar büyük icatlar, keşifler ve
bilimsel buluşlar gerçekleştirebilen bu akıllı varlık, nasıl olmaktadır da kolayca
yanılgıya düşebilmektedir? İşte elinizdeki bu eser, Kur'ân'a göre yanılgılarımızın neler
Türkiye Cumhuriyeti, kurulduktan sonra; Bulgaristan Yunanistan, Yugoslavya, Romanya gibi Balkan ülkelerinin yanı sıra Kafkaslar, Orta Asya ülkelerinden sonraki yıllarda ise başta Irak ve Suriye olmak üzere Ortadoğu ülkelerinden gelen kitlesel göçleri kabul etmiştir.
"Türkiye'ye Uluslararası Göçler ve Türkiye'nin Göç Politikası" kitabında Osmanlı devletinden kalan sorunlara bağlı olarak başlayan göçler ve sonraki yıllarda Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada yaşanan sorunlara bağlı olarak Türkiye'ye gelen kitles
Sebîlüllah, Kur'ân'ın İslâm'a özgü bir medeniyet ve dünya görüşü oluşturmak için kullandığı anahtar kavramlardan biridir. İnsanların üzerinde yürüdükleri yollar nasıl onları hedeflerine götürüyorsa sebîlüllah da insanları Allah'ın rızasına götürmektedir. Sebîlüllah dünya ve âhiret hayatında insanlara yararlı olan, insanlığın iyi yönde gelişmesini sağlayan, geçici dünya menfaatlerini arzulanmaksızın yapılan bütün hayırlı işleri kapsamaktadır.
Kur'ân'da her ikisi de yol anlamına gelen sebîl kelimesinin çoğul
Vanka
-Anton Çehov-
Kutsal Noel Ağacı
-Fyodor Dostoyevski-
Vilayet Doktoru
-Ivan Turgenyev-
Çekiliş
-Shirley Jackson-
Koca Kanatlı İhtiyar
-Gabriel Garcia Marquez-
Clochette
-Guy De Maupassant-
Eve Dönüş
-Wılliam Saroyan-
Ölü Köpek
-Mark Schorer-
Halloween
-Isaac Asimov-
Junius Maltby
-John Steinbeck-
Ta-Na-E-Ka
-Mary Whitebird-
Düğme, Düğme
-Richard Matheson
Ben Karnı Aç Hannah Cassandra Glen
-Norma Fox Mazer-
İki Koltukta Üç Kişi
-Kevin Major-
Bir Başka Ülkede
-Ernest Hemingway-
Maelströme
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.