Bu kitap tarihe bırakılmış bir belge, bir tanıklıktır. 12 Eylül döneminde Ankara DAL veya İstanbul Gayrettepe'den geçen herkes Süleyman Toklu efsanesini duymuştur. Sebahattin Selim Erhan her çeşit işkencecinin/sorgucunun pes ettiği bu inanılmaz süreci kaleme alırken, olayı bize bir kahramanlık hikayesi olarak sunmuyor. Her şeyden önce bu benzersiz süreci bütün ayrıntıları ile hikayeleştirirken olayın her iki tarafını da anlamaya/anlamlandırmaya/anlatmaya çalışıyor. Ayrıca bu sürece giden yolu, bu direncin
"Sabah... Hava soğuk... Selo erken kalkar. Hüseyin de uyanmıştır. Eğitim Fakültesi'nde okuyan geleceğin genç öğretmenlerinin güvenliklerini alma sırası onlardadır. () Her gün, gece gündüz koşturmak onları epey yormaktadır. Buna her sabah altı, altı buçukta kalkmak da eklenince yorgunluk iyice artmaktadır. () Gelenler iyice kalabalıklaşır... Hiçbirinde tedirginlik yoktur, kızlı erkekli gruplar halinde sohbet ederlerken, 'Çoğunun bizden haberi bile yok' diye düşünür Selo. 'Umarım bu arkadaşlar ileride iyi bir
Cuma günü geldi. Sabah gardiyanlarda bir telaş, gazeteciler gelecek diye. "Bize gelecekler mi?" dediğimizde, "Sizin için geliyorlar" dediler. 29 Haziran 1989 günü kalabalık sayıda gazeteci, tek televizyon kanalı olan TRT'nin kameramanı, Adalet Bakanı Müsteşarı ve Eskişehir Başsavcısı gelmişti. Biz de demir parmaklıklı, zincirle bağlanmış kapıya yığılmış vaziyette duruyoruz. Hep bir ağızdan soru soruyorlar, soruların hepsi manşetlik ve magazinlik. "Durun bir dakika!" dedim, "Sorularınızın hepsine yanıt verec
Toplam 3 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.