Her insanın mutlaka sakladıkları vardır. Dürüst olun! Sustukları, söyleyemedikleri, içinde sakladıkları... Yaşayamadıkları, hayalleri, kırılan düşleri... Benim de var, tıpkı senin gibi! İçimdekileri konuşarak anlatamadım, yazarak dökeceğim. Şimdiye kadar sırdı onlar, artık gün yüzüne çıkma zamanı geldi. Hem her sır nasılsa bir gün ortaya çıkar, değil mi? Sadece yerini ve zamanını bilemeyiz, o kadar! "Devam eden aşk rüzgârları, Bir mesleğe adım atarken yaşanan büyük fırtınalar, Aşılması zor dalgalar ve bun

ARKA KAPAKTAN... " Aşk, ayaklar altına alınmaz. Aşk, insanı ayakları üzerinde tutar..." Sevmek güzel de, severken boğulmak çok kötü. Biz sevilmedik. Yüzmeyi iyi bilirken, her seferinde yüzüstü bırakıldık... İçimiz yanarken, bir damla suyu dahi bize reva görenler, arkasına bile bakmadan terk ettiler. Terk etmek değil de verdikleri zararlardı asıl bizi boğan... Bakın denize, bir de bakabilirseniz bana. Biz aynıydık. Aşkı tanımadan önce ben de deniz gibiydim. Kirlendim. Bulanık sulardan çıkamadım. Her

Ne derler bilirsiniz; "Ekmeğini taştan çıkarıyor." İşte onlar için söylenmiş bir sözdür bu! Bir yazar, bir haberci, ne kadar anlatabilir ki Soma'da yaşananları? Orayı en iyi orada yaşamış birisi anlatabilirdi. Biz çok gördük ve yaşadık! Ama böyle bir acı ne gördük ne de yaşadık! Ne kadar şanslı olduğunuzu anlayın ve her seferinde şükretmeyi öğrenin. Unutmayın ki; Sonsuza kadar yaşamayacaksınız, Siz de bir gün kara toprağa gömüleceksiniz.

"İnsanlar doğru insanı arar durur âşık olmak için. Ancak kimse doğru insan olmak için uğraşmaz. Aslında her insanın geleceği alnında yazar. Ama kimse de gelecek için oynamaz. Oynadığı oyunlar hep tehlikeli ve engebelidir. Aşkın zorlu oyunlarından hep galip çıkacağını zanneder. Körebe ya da saklambaç değildir ki aşk. Onlar çocuklukta kaldı. Bu oyunun sonunda kaybetmek kötüdür. İhanete uğrarsın. Yalnız kalırsın. Hatta çoğu zaman kendini bile kaybedersin. Elinde ne mi kalır? Dönüp arkana baksana.." Aşk; Oynan