Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 13 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Deneyim ve bilgi nasıl ve neden birbirinden ayrıldı? Deneyimin çocukluğundan bahsetmek mümkün mü? Walter Benjamin'e göre, "deneyim yoksulluğu" Birinci Dünya Savaşının sebep olduğu yıkımın bir sonucu olarak moderniteden kaynaklanmaktaydı. Benjamin'in tüm eserlerinin İtalyan editörü Giorgio Agamben'e göre ise, deneyimin yıkılması için artık bir felakete gerek yoktur: Herhangi bir modern şehirdeki günlük yaşam bunun için yeterli olacaktır. Agamben dil, çocukluk ve günlük yaşam üzerine derin ve esaslı bir a
"Tıpkı Foucault'nun sözlerinde olduğu gibi insan, 'yaşayan varlık olarak, siyasetinde kendi varoluşunu, mesele eden hayvandır' ve bunun yanı sıra insan, dilinde kendi yaşamını mesele eden yaşayan varlıktır. Aslında bu iki tanım birbirinden ayrılamaz ve temel olarak birbirine dayalıdır. Kendisini konuşan olarak keşfeden yaşayan varlığın, onun aracılığıyla sözleri için sorumlu olmaya karar verdiği ve kendisini logos'a adayarak" dile sahip yaşayan varlık" olarak kurduğu, antropojenik operatör olarak anlaşılan
Tükendi
Sanatın ölümü, sanatın eserin somut boyutuna erişememesinden kaynaklanıyorsa, o zaman çağımızda sanatın krizi, aslında, şiirin, poiesis'in krizidir. Poiesis, şiir, burada diğer sanatlar arasında bir sanat anlamına gelmez, insanın yapıp etmesinin, üretime yönelik iş görmenin adıdır. Sanatsal yapıp etme, bunun ayrıcalıklı bir örneğinden ibaret olup bugün dünya çapında gücünü teknoloji ve sanayi üretimi yoluyla sergiliyor gibidir. Burada sanatın yazgısı hakkındaki soru, bütün insani poiesis alanının, bir bütün
Daha çok siyaset teorisi alanındaki çalışmalarıyla tanıdığımız Agamben bu kez Nesir Fikri'yle Türkçede. İktidar, komünizm, adalet, barış gibi politik temalar bu kitapta da var, ama dil, hakikat, aşk, unutuş, temsil, mutluluk, ölüm ve müzik gibi daha yaşamsal ve sanatsal temaları da içine alan daha geniş bir alandayız. Agamben kitap boyunca Kafka, Melville ve Dante'den Aristoteles, Heidegger ve Benjamin'e bir dizi yazar ve düşünürle diyalog halinde geliştiriyor fikirlerini. Düşünceye teori ve deneme dışında
Tükendi
Bu irdelemenin amacı -"içinde yaşadığımız" istisna hâlinin acilliğinde- zamanımızın bu tam anlamıyla gücün gizemine yön veren kurmacayı gün ışığına çıkarmak. İktidar sandığının/lahtinin merkezinde barındırdığı şey, istisna hâlidir; ama bu, temel olarak hukukla ilişkisiz bir insan eyleminin yaşamla ilişkisiz bir normla karşı karşıya geldiği boş bir uzamdır. Bu, boş merkeziyle, makinenin etkili olmadığı anlamına gelmez; aksine, göstermeye çalıştığımız şey, kesin olarak, bu makinenin I. Dünya Savaşı'ndan baş
Tükendi
Giorgio Agamben, 20. yüzyıl düşünce dünyasında açıklığın sırrına ve insani dünya ile hayvanın dünya yoksunluğu arasındaki ayrıma en çok ışık tutan filozof Heideggerin eşliğinde, başka bir bakış açısından bakarak, yaşam kavramına eğilen kitaplardaki tutum üzerine düşünmeyi sürdürüyor. Açıklık: İnsan ve Hayvanda her defasında ve her bireyde insani ve hayvani olanı, doğayı ve tarihi, hayatı ve ölümü etkileyip insani olanı üreten, insanın insanlığıyla hayvanlığını hem birbirinden ayıran hem de birbirine yakınl
Tükendi
Kutsal İnsan, İtalyan sitüasyonizminin önde gelen isimlerinden Giorgio Agamben´in siyaset felsefesi geleneğini radikal olarak yeniden düşünmeyi gerektiren özgün analizlerine bir yenisini ekliyor. Yakın geçmişteki çalışmalarında kimlik, tekillik, cemaat kavramları üzerinde yoğunlaşan ve totaliter olmayan ama ´birey´den de hareket etmeyen bir cemaatin olabilirlik koşullarını araştıran Agamben, bu kitabında da çıplak hayat kavramından yola çıkarak eski Yunan´dan bugüne Batı siyasi düşüncesine hakim olan iktida
Tükendi
"Batının siyasal modeli Şehir değil Toplama Kampı'dır. Atina değil Auschwitz'dir." Bugüne dek Auschwitz hakkında çok şey söylendi, birçok çalışma yapıldı. Ama tarihsel bir perspektiften anlaşılır kabul edilen pek çok şey, felsefi açıdan muğlâklığını hâlâ koruyor. Yirminci yüzyılın önde gelen felsefecilerinden Giorgio Agamben'in çalışması, bugün etik adına ileri sürülen ilkelerin hiçbirinin belirleyici sınavdan, Auschvvitz'in bizi karşı karşıya bıraktığı etik sınavdan geçemediğini
Tükendi
Felsefe ve sanat çevrelerinin sabırsızlıkla beklediği kitap. Nihayet Türkçede. Çağdaş filozof Giorgio Agamben'in olgunluk eseri orijinal dilinde çevirildi. Çıplaklıklar Agamben'in kırk yılı aşkın bir sürede sabırla, incelikle inşa ettiği felsefesinin önemli yazılarını bir araya getiriyor. Çıplaklık örtüklüğün tersi, tüm örtülerin kaldırılması ise, Çıplaklıklar'ın da hakikatin üzerindeki perdeleri aralayan bir kitap olduğu söylenebilir. Şiirle felsefe arasında gidip gelen, akış halindeki dilsel bilgelikte za
Tükendi
Gelmekte olan siyasetin yeni gerçeği bu siyasetin artık devletin denetimi ya da ele geçirilmesi için bir mücadele olmayacağı ancak devlet ve devlet-olmayan (insanlık) arasında bir mücadele olacağıdır, herhangi tekillikler ve Devlet organizasyonu arasında üstesinden gelinemeyecek bir ayrışma olacaktır. Temsil edilebilir her türlü kimlikten tam anlamıyla yoksun bir varlık devlet için kesinlikle önemsiz olacaktır. Kültürümüzdeki çıplak hayatın kutsallığıyla ilgili iki yüzlü dogmanın ve insan haklarıyla ilgili
Tükendi
Paracelsus'a göre üç işaretleyen vardır: İnsan, Archeus ve yıldızlar (Astra). Kehanetleri ve alametleri mümkün kılan yıldızların işaretleri, şeylerin "gücünü ve doğaüstü erdemini" (ubernatürliche Krafft und Tugend) göstermektedir: (bu işaretlerle) toprak falı, el falı, yüz falı (fizyonomi), su falı, ateş falı, nekromansi ve astronomi gibi kehanet bilimleri ilgilenmektedir. Kehanetin ilgilendiği hermafroditler ve çift cinsiyetliler gibi canavarlar, yükselen yıldızların bıraktığı bir işaretten başka bir şey d
Zamane dispozitiflerinin bitmek bilmez çoğalışıyla koşut giden ve aynı ölçüde sınır tanımayan bir özneleştirme yöntemleri enflasyonu var. Buna bakıp da çağımızda öznellik kategorisinin sallantıda olduğu ve tutarlığını kaybettiği sanısına kapılabiliriz. Halbuki gördüğümüz bir siliniş yahut diyalektik bir aşma değil, henüz tek bir kişisel kimliğin dahi kurtulabildiği görülmemiş bu maskaralığı ayyuka çıkaran bir saçılmadır. Sanayi sonrası demokrasilerin zararsız yurttaşları (bazılarının büyük bir isabetle adl
Tükendi
En kendine özgü olanın aynı zamanda en yabancı ve en kişisel olmayan olduğu, en yakın olanın en uzak ve en denetlenemez olduğu fizyolojik yaşantımızın mahremiyetinde, belli belirsiz bir biçimde gösterdiğimiz şeydir Genius (Deha). Kendimizi Geniusun ellerine bırakmasaydık, eğer sadece Ben ve bilinçten ibaret olsaydık işememiz bile mümkün olmazdı. Bu anlamda Genius ile yaşamak, yabancı bir varlığın mahremiyetinde, onunla yakın ve samimi bir ilişki içinde yaşamak demektir, bunun anlamı sürekli olarak bilinmeye
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 13 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1