Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 4 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Tanzimat’la başlayan modernleşme giyimden günlük yaşama, askeriyeden mahalleye, sanattan kültüre, mimarîden eğlenceye zaman içinde pek çok alanda kendini gösterdi. Elbet şiir de bu etkiden nasibini aldı. Değişim her zaman yeniye ve daha iyiye doğru oluyor şeklinde algılandı. Peki, geride bırakılanda değerli bir şey kalmadı mı? Şiirde akımlar ya da dönemler, birbirini reddetmek, öncekini aşmak, “yeni” olanı söylemekle belirleyici olmuştur. İkinci Yeni’ye gelene kadar gördüğümüz bu tutum çeşitli şairler taraf
düştüm de neden su tutar hâlâ beni neden izleri göğsümde ıslak bilirim yerimi nerede duruyor ayaklarım arıtır böylece su geçerken ırmak düşüyordum bir zaman ama şimdi varmış olmalıyım bilirim artık dönüş mutlak
murat affınla geçmek bahçene nakıs ellerim göğüne çevrili bir taş çiziyor atmosferini dünyanın ben bunun altında daha ne söyleyebilirim
bir sesi olsun diye yalnızlığımın yeniden boğdum kendimi İlk Değilim Üstelik uzun yıllar emek verilmiş bir çalışmanın ürünü. Okurunun karşısına önce bir kul ve baba, sonrasında şair kimliğiyle çıkan Şafak Çelik kelimenin çağrısına ve sadeliğe inanıyor. Dünyayı omuzlardan indirirken, omuzlara çıkma hevesinde değil. Kül ve buhar arasından sesleniyor şair, vaadedileni unutana.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 4 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1