Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 7 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Sosyal hizmet, birey, grup ve toplumların yaşam kalitesini arttırmak için destekleyici uygulamaları kendi içerisinde barındıran uygulama temelli bir disiplindir. Bu yüzden öncelikle savunmasız, yoksul, toplumda kendini güçsüz hisseden kesimlere hitap etmektedir. Bu gruplara yönelik sosyal devlet bağlamında sosyal eşitliği sağlayıcı mekanizmaların oluşturulması, sosyal refahın sağlanmasında da büyük öneme sahiptir.Bu kitapta öncelikle dezavantajlılığın ne olduğu, dezavantajlı / risk altındaki grupların sosya
Tükendi
Ülkemizin Doğu Anadolu Bölgesi ve özellikle de bu bölgenin kuzeydoğu illeri, Caferî nüfusun yoğun olarak bulunduğu alanları oluşturmaktadır. Azerbaycan ve Gürcistan başta olmak üzere İran'ın kuzey tarafı ile Horasan bölgesinden Anadolu topraklarına göç eden Caferîler, yüzyıllardır ülkemizdeki diğer insanlarla birlikte yaşamanın ve beraberce hareket etmenin ayrılmaz birer nişanesi olmuşlardır. Zira, bir milleti millet yapan ve onları aynı toprak ve kara parçası üzerinde bir araya getiren ortak bir din, inanç
III.-VII. , IX-XIII. yüzyıllarda Horasan ve Maverâünnehir'de dinî, itikâdî, felsefî, tasavvufî ve ilmî düzeyde varlık gösteren hareketlerden birisi de kuşkusuz Kerrâmiyye'dir. Temel esin kaynağını Ebû Hanîfe'nin Kûfe Okulu'ndan alan bu kelâmî, mezhebî ve tasavvufî yapılanma, İslâm toplumunda sadece ezilen ve ötekileştirilenlerin değil; aynı zamanda zımmî ve mevâlinin de kendisine sığınacakları muhkem bir liman olmuştur. Teolojik anlamda geliştirmiş oldukları sıcak ve yumuşak üslupla, birçok Gayr-i Müslimin
Tükendi
İslâm düşünce tarihinde üzerinde en çok tartışma ve spekülasyonların yapıldığı kavramlardan birisi olan "te'vîl", semantik açılımı ve sahip olduğu mâhiyeti gereği bütün bu "anlam" ve "yorum denemelerini" aşar niteliktedir. Zira "te'vîl", semantik ve tefsirle aynı çizgide yer almayacak kadar asil ve orijinal olduğu kadar, aynı şekilde Batı'nın enjekte etmeye çalıştığı anlambilim ve hermenötik (yorumbilim) anlayışlarına heba edilmeyecek kadar da önemli ilmî, irfanî ve ahlâkî nitelikte bir disiplindir. İslâm
İslâm dini, bir kanunlar ve manzumeler sistemidir. Genelde bütün ilâhî dinler özelde de İslâm dini, beli başlı ilke ve esaslar üzerine inşa edilmiştir. Bu ilkeler tespit edilip ana esas olarak benimsenirken rastgele veya tesadüflere dayalı olarak değil; tam aksine vahiy ve vahyin birinci derecedeki muhatabı olan Hz. Peygamber'in (s.a.v.) uygulamalarına istinaden hareket edilmiştir. Bir dinin, ilâhî bir din hüviyetine sahip olabilmesinin üç önemli kriteri bulunmaktadır: Bunlardan birincisi, Allah inancı (U
Tükendi
Mantık'ta kullanılan beş sanat türünden birisi olan ?cedel", başlı başına bir tartışma, ikna ve savunma yöntembilimidir. İslâm düşüncesinde birçok bilgin ve düşünürün önemli ölçüde başvuru kaynağı olan ?cedel", gördüğü işlevler ve sağladığı imkânlar itibariyle önemli bir referans alanı olmuştur. Zira ?cedel", İslâm bilgin ve düşünürlerine bunlar içerisinde özellikle de filozof ve kelâmcılara, kendi görüş ve düşüncelerini savunma veya karşıtlarının düşüncelerini veya iddialarını geçersiz kılma ve onlar
Tükendi
Sevgili canlar kitabımda ısrarla vurguladığım bizzat kendimin de içinde bulunduğum yaşanmış veya yaşanmakta olan kültürel ve sosyal yozlaşmanın vardığı boyutları uygun bir dille anlatmaya çalıştım. Sürçü lisan ettiysem affola. Ancak yaşadığımız toplumun kültürel ve ahlaki değerleri söz konusuysa bu durum hepimizi yakından ilgilendiren, vahim bir sorundur. İnanç değerlerinin yozlaşması tüm ahlaki değerlerin anlamını kaybetmesine götürecek bir sürecin başlama noktasıdır. Kişisel kanaatim yetiştiğim toplumun,
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 7 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1