Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 28 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
101 soruda az bilinen detaylar ve doğru bilinen yanlışlarla Çanakkale Yüzbinlerce kişi tarafından beğenerek okunan romanları, araştırma kitapları ve çocuklara yönelik eserleri ile Çanakkale konusunda uzman kabul edilen İsmail Bilgin'in kaleminden, ÇANAKKALE TUFANI... Payitaht İstanbul'a bu kadar yakın olan Çanakkale'de askerlerimiz sanıldığı gibi aç biilaç mı savaşmışlardı? Cephede küçük çocukların ne işi vardı? Enver Paşa sivilleri Çanakkale'ye götürüp topa mı tutturdu? Çanakkale muharebelerinde gaz k
Çanakkale Savaşları dünya tarihinin kritik aşamalarından biridir. Saldıranlar için de, savunanlar için de denilebilir ki, bir asrın kırılma noktasıdır. Aradan geçen uzun zamana rağmen etkilerini günümüzde de hissettiren bu savaş, dünya durdukça konuşulmaya hiç şüphesiz devam edecektir. İşte bu kitapta kimi zaman cepheden, kimi zaman cephe gerisinden, kimi zaman bir düşman askerinin gözünden, kimi zaman da bir annenin ağzından savaşa tanıklık edeceksiniz. Deyim yerindeyse bir milletin topyekün tüm fertleri
Tükendi
"Çanakkale sadece bir savaş değildi. O bir devrin battığı, yeni bir devrin doğduğu yerdi. O, iman ile inancın garbın çelik zırhlı duvarının delinebileceğinin ispatıydı. O, haçlı seferinin son tangosuydu. O, Osmanlı Devleti'nin tarih sahnesinden çekilirken yaptığı jübilesiydi. O, Osmanlının ölüsünün bile batıyı yenebileceğinin ispatıydı. O, Osmanlı varken Çanakkale'nin geçilmeyeceğinin ispatıydı. O, ümmet olmanın bilinciydi. O, bizdik... Her şeydik..."
1873 yılı şubatında Gelibolu yarımadasına bir seyahat düzenleyen Joseph Isella isimli mühendis, bölgenin mümbit arazisi yanında stratejik öneminin de farkına vararak birtakım projelerle Osmanlı hükümetinin kapısını çalmıştı. Asıl maksadı Çanakkale Boğazı'nın en dar mahalline metalik bir köprü inşa ederek İzmir'i İstanbul'a bağlamaktı. Yapılacak köprü ve tren hatları denizcilik, harp ve millî kazanç açısından birçok gelir sağlayacağı gibi Anadolu'nun kuzey ve batı bölgelerinin bol ürünleri bu hat vasıtasıyla
Tükendi
Çanakkale, bir savaştan çok binlerin aşkı, şahâdet şerbeti içme arzusunda olan yiğitlerin asıl yurduydu. Ay yıldızlı bayrağa kefen diye sarılmış binler, Peygamberinin (s.a.v) davasına sevdalanmış yiğit dedeler: Sizler o gün, analarımızın, bacılarımızın ve İslam coğrafyasındaki bütün Müslümanların namusu için, çileler içerisinde olmanıza rağmen şükrün selametiyle şahâdete yürüdünüz. Savaşın başlayıp yayıldığı gün, düşman çizmelerinin Müslüman beldelere girmesine engel olup analarımızın namusunu canınız paha
"Güney Afrika'da 3 yıl içinde kaybettiğimizden daha fazla asker ve subayımızı Çanakkale'ye çıkan bu taburda ilk 3 gün içinde kaybettik!" Çanakkale'ye çıkarma yapan birliklerde bulunan İngiliz muhabereci Guy Warneford Nightingale yaşadığı şoku, ailesine yazdığı mektuplarda işte bu cümlelerle ifade ediyor. Çanakkale'yi kısa sürede geçip, İstanbul üzerinden Rusya'ya yardım götürmek ve Osmanlı Devleti'nin payitahtını işgal ederek onu saf dışı bırakmak isteyen İtilaf Devletleri'nin bir daha asla unutamayacaklar
Tükendi
Askerlerimiz cihadın İttifak şartı gereğince, teşkilatlanmışlar, birlikte hareket etmişler, münferit hareketlerden kaçınmış-lardır. İhlas şartı gereğince Allah Rızasının dışında kendileri için bir menfaat gözetmeden savaşmışlardır. İttika şartı gereğince sadece Allah'tan sakınmışlar, savaştıkları insanlara karşı Allah nasıl istemişse öyle davranmışlardır. İhsan şartını da yerine getirmişlerdir. Yani her anında Allah'ın kendilerini murakebe ettiğinin bilinciyle hareket ederek, itina ile görevlerini yapmışla
Tükendi
Çanakkale Savaşlarında Osmanlı ordusu, büyük güçler karşısında var gücüyle çarpışırken geri planda neler yaşanıyordu? Savaş günlerinde başkent İstanbul'da bir yandan şehrin savunma hazırlıkları yapılırken bir yandan da sessizce şehrin tahliyesi, padişah ve hükümet erkânı gibi önemli kişilerin taşınması düşünüldü. Kusursuz işleyen ve çok gizli tutulan plan gereği ilk tedbir olarak hazine ve değerli eşyalar Anadolu içlerine taşındı. Bu sırada kara savaşlarının cereyan ettiği ve yarım milyondan fazla askerin k
Tükendi
Gidin yiğitler! Gidin... Giderken minarelerimi de götürün buradan Ya tüfek olsun Mehmet'imin elinde Ya da Ertuğrul Tabyası'nda birer havan. Birine Süleyman deyin ötekine Sinan Feda olsun vatana benden de iki can...
Tükendi
Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı Ordusu'nda görev yapan Ermeni asker ve subaylar, son zamanların hararetli tartışma konularından biri. Vatandaşı oldukları ülkedeki tüm tarihleri ihanet-sadakat sarkacına indirgenmek istenen Ermeni halkının gerçek hikâyesini anlatacak kitaplarsa son derece ender yayımlanıyor. Antep doğumlu bir doktor olan Avedis Cebeciyan'ın, Çanakkale ve Doğu cephelerinde subay olarak yaşadıklarını günü gününe kaydettiği günlüğü, tüm polemiklerin ötesinde, bir Osmanlı Ermenisinin dünyasını b
Tükendi
Klasik deyişle, Çanakkale Savaşları'nı bir cümlede özetleyebiliriz: "Ölüm-Kalım Günleri." Öyle bir zaman dilimidir ki, öncesi ve sonrası da vardır. İşte bu albümdeki fotoğraflar; tarihin en yoğun dönemine yani "Ölüm-Kalım Günleri"ne ışık tutuyor... Neden mi? Çünkü Çanakkale Savaşları; Osmanlı Devleti'nin 1. Dünya Savaşı'nda en başarılı olduğu cephedir. Savaşın en kanlı bölümü bu cephede olmuştur. Bazen uluslar var olmakla yok olmak arasındaki bıçak sırtında yaşarlar. Çabaları, mücadeleleri, inançlarının sağ
20. yüzyılın en önemli deniz ve kara savaşlarından biri olan Çanakkale Savaşı, büyük bir koalisyon ordusu ile Osmanlı arasında cereyan etmiş ve bu savaşın sonunda ünlü "Çanakkale geçilmez!" gerçeği zihinlere kazınmıştır. Bu önemli savaşı takip eden sınırlı sayıdaki gazeteciden biri olan Ellis Ashmead-Bartlett'ın, gözlemlediği bütün safhaları ayrıntılı bir şekilde anlattığı bu kitabı, savaşın üzerinden tam da 100 yıl geçtiği zamanda Türkçe olarak yayınlanmıştır. Savaşın 100. yılına tekabül eden bu neşrin, ta
Tükendi
Duydukları her an ölümü çağrıştıran bir gürültü... Bunaltıcı sıcaklar... Ciğerlere ve midelere sızan tozlar... Yetersiz su... Az zeytin, bol ekmekle idare edilmesi gereken azık... Ve salgın hastalıklar... Çanakkale'nin vebası dizanteri... Ya,"İstanbul bizim olacak"diyerek yola çıkan düşman? Ve amiralleri, "Tanrı Çanakkale'nin cezasını versin, orası hepimize mezar olacak!.." diyerek kaçan düşman? 3 Ağustos 1914'de memleketin dört bir köşesinden seferberliğe katılıp "Canını verecek, namusunu çiğnetmeyecek" T
"6. Çocukluk Bizde Kalsın Çalıştayı" kapsamında hazırlanan bu kitabın sayfalarında dolaşırken, kendinizi Çanakkale'nin sokaklarını keşfeden bir gezgin gibi hissedeceksiniz...
Tükendi
100. YIL ANISINA TARİHSEL ÖNEME SAHİP ENDER TIPKIBASIM BELGELER EŞLİĞİNDE 25 Nisan 1915'ten 9 Ocak 1916'ya dek Avustralya, Yeni Zelanda, Büyük Britanya ve Türkiye'den birlikler Gelibolu yarımadası için şiddetli bir mücadeleye girişti. İtilaf kuvvetleri Çanakkale Boğazı üzerinden Rusya'ya uzanan bir denizyolu geçidi oluşturmak ve Osmanlı'nın başkenti İstanbul'u ele geçirmek istiyordu. Daha fazla sayıda ve daha iyi teçhiz edilmiş birliklere sahip olmalarına karşın İtilaf kuvvetleri cesur ve işini bilen Türkle
Tükendi
" Çanakkale " adının her dilde - kültürde adeta mistik bir tınısı vardır. Mekânın bizi olduğu kadar ziyaretine gelen tüm yabancıları dahi sarıp sarmalayan o büyülü atmosferini bir yüzyıldır dile getirmeye çalışıyor kalemler... Nice efsaneler doğuyor bu kan çiçeklerinin açtığı topraklardan... Bu kez bir - sözüm ona - cansız ( Mydos't) İskelesi katılıyor, o kervana. 1915'e gelinceye değin şahit olduklarını aktarıyor bize... Hem de sevgi dolu yüreğiyle... Üzerine basıp geçenlerin hepsini hoşça kucaklayarak. Sa
Yıl 1915; Yer gök top sesleriyle inliyordu. Her mermi düştüğünde ölenlerin kol, bacak, el, ayak gibi parçaları havaya kalkan toprakla siperlere düşüyordu. Bir gün önce şarkı söyleyerek sipere gelen, sanki çiçek toplarmış gibi neşeli olan o çocuklar siperin bir köşesinde bir yumak gibi birbirine sarılmış tir, tir titriyorlardı. Onlar, bu savaş için çok küçüktüler. Daha süngü tutmasını bile bilmiyorlardı. Ancak, birden içlerinden biri ava,z, avaz bir marş söylemeye başladı!. Annem beni yetiştirdi bu yerl
Temmuzun ilk günlerinde heyecan doruktaydı. Muhtarın çağırdığı davul erkenden gelmişti. Köy meydanında çalıyor genci yaşlısı halay çekiyordu. Arada oyun havası çalınca Çukurova çiftetellisi oynuyorlardı. Köylüler meydanda oynayanların etrafında geniş bir halka yapmışlardı. Kadınlar ise binaların damlarına çıkarak oynayanları seyrediyorlardı. Saat 9 a doğru yukarı köyden askere gidecek gençleri uğurlamak için kalabalık bir grup davul çala çala yolda göründüler. Davullar sustu. Gelenler karşılandı. Yeniden da
Tükendi
Osmanlı Devleti'nin girdiği son savaşta; en hayatî ve kritik cephelerde, adeta ölüm kalım mücadelesinin verildiği savaş sahnelerinde ordu komutanlığı yapan Liman von Sanders, Türkiye'de en çok tanınan ve bilinen yabancı asker olmuştur. Mondros Mütarekesi'nin imzaladığı gün olan 31 Ekim 1918'de Yıldırım Orduları Komutanlığını Mustafa Kemal Paşa'ya devreden Liman Paşa, İstanbul'a dönmüş, bir müddet Türkiye'deki Alman askerlerinin vatanlarına dönüşünü organize etti. Savaştan sonra Almanya'ya dönerken Mata'da
Tarih boyunca çeşitli savaşların yaşandığı Çanakkale Denizinde bugüne kadar çeşitli nedenlerden batan ve yerleri tespit edilemeyen batıklar, Vehbi Koç Vakfı ve Ayhan Şahenk Vakfının işbirliğiyle Kolay Marine Yatçılık Genel Müdürü Selçuk Kolayın koordinasyonuyla hazırlanan Derinlerden Yansımalar:Çanakkale Savaşı Batıkları adlı kitapta gün yüzüne çıkarıldı. Kitapta; başta Çanakkale Deniz Savaşları ve Anzak Çıkarması olmak üzere Ege ve Marmara denizlerinde geçen savaşlarda batan gemilerin hikayeleri, arşiv fot
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 28 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1