Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6
“‘Ne kadınlar sevdim zaten yoktular’ diye anlattı ‘sevgili’nin hayatta somut bir karşılığı olmadığını Attilâ İlhan. Şimdi de ‘Kimi sevsem sensin / hayret’ diyor. Yaşadığımız hayat karmaşıklaştıkça ‘mümkünsüz’ hale gelen aşklarımızı mısralara döküyor, mısralarını, ruhumuzu hafif bir meltem gibi saran, bizi derinleştiren, acıtan eşsiz bir müzikle harmanlıyor ve onlardan hayatlarımıza temelli giren, unutulmaz şiirler inşa ediyor... Onlara bakalım, dokunalım diye; onları duyalım, koklayalım, onlarla içimizin ço
“‘Ne kadınlar sevdim zaten yoktular’ diye anlattı ‘sevgili’nin hayatta somut bir karşılığı olmadığını Attilâ İlhan. Şimdi de ‘Kimi sevsem sensin / hayret’ diyor. Yaşadığımız hayat karmaşıklaştıkça ‘mümkünsüz’ hale gelen aşklarımızı mısralara döküyor, mısralarını, ruhumuzu hafif bir meltem gibi saran, bizi derinleştiren, acıtan eşsiz bir müzikle harmanlıyor ve onlardan hayatlarımıza temelli giren, unutulmaz şiirler inşa ediyor... Onlara bakalım, dokunalım diye; onları duyalım, koklayalım, onlarla içimizin ço
Rusya’da ilk kez 1900 yılında Jizn dergisinde yayımlanan Çukurda, Çehov’un edebiyatçı kimliğine, ülkesinin toplumsal ve siyasi yaşamında son derece etkili bir şahsiyet olarak üstlendiği rolü de eklediği önemli yapıtlarından biridir. Yazar, dostlarına yazdığı mektuplarda “fabrika yaşamına ve çürümüşlüğüne dair”, “köylülerin yaşamıyla ilgili” bir öykü olarak tanımladığı eserini, ülkesinin farklı bölgelerinde görev yaptığı hastanelerde edindiği izlenimlerden ve Sahalin’de bulunduğu dönemde tanık olduğu gerçek
Tükendi
Rusya’da ilk kez 1900 yılında Jizn dergisinde yayımlanan Çukurda, Çehov’un edebiyatçı kimliğine, ülkesinin toplumsal ve siyasi yaşamında son derece etkili bir şahsiyet olarak üstlendiği rolü de eklediği önemli yapıtlarından biridir. Yazar, dostlarına yazdığı mektuplarda “fabrika yaşamına ve çürümüşlüğüne dair”, “köylülerin yaşamıyla ilgili” bir öykü olarak tanımladığı eserini, ülkesinin farklı bölgelerinde görev yaptığı hastanelerde edindiği izlenimlerden ve Sahalin’de bulunduğu dönemde tanık olduğu gerçek
Bir kadının “kendime yetebilirim” noktası diye bir şey var. O noktadan sonra kapıyı kaç virgülün çaldığı sayıdan ibarettir...
Antoine De Saint- Exupêry, yaşadığı zor ve çetin deneyimlerle son derece derin bir kişilik kazanmış; hayat görüşü, bakış açısı çok zengin ve geniş bir hal almıştır. İçe bakışı çok güçlü ve ayrıntılı olduğundan, toplumda insan mutluluğunun önceliği ve temelini aşk, sevgi ve sorumluluk olarak görmüştür. İnsanın; içinde kendisinden öte, kıymetli değerleri aramasının önemini irdeler eserlerinde. Kale adlı eserinde ise bu durum daha da belirgindir. Bir Kral’ın baba nasihatlerini hatırlayarak yaptığı içsel yolcul
Hüseyin Rahmi Gürpınar 1864’te İstanbul’da doğmuş, 8 Mart 1944’te Heybeliada’da yaşamını yitirmiştir. Edebiyatımızın en önemli romancı ve hikâyecilerinin arasında yer almaktadır. Hüseyin Rahmi, resmî ya da özel olarak düzenli bir eğitim almamıştır, tamamıyla kendi kendini yetiştirmiş bir yazardır. Küçük yaşta yazmaya başlayan Hüseyin Rahmi’nin, on iki yaşında kaleme aldığı Gülbahar Hanım adlı piyesi diğer bazı kitaplarıyla birlikte Aksaray’da çıkan bir yangında yanmıştır. Üstadı saydığı Ahmed Mithat Efendi’
Tükendi
Hüseyin Rahmi Gürpınar 1864’te İstanbul’da doğmuş, 8 Mart 1944’te Heybeliada’da yaşamını yitirmiştir. Edebiyatımızın en önemli romancı ve hikâyecilerinin arasında yer almaktadır. Hüseyin Rahmi, resmî ya da özel olarak düzenli bir eğitim almamıştır, tamamıyla kendi kendini yetiştirmiş bir yazardır. Küçük yaşta yazmaya başlayan Hüseyin Rahmi’nin, on iki yaşında kaleme aldığı Gülbahar Hanım adlı piyesi diğer bazı kitaplarıyla birlikte Aksaray’da çıkan bir yangında yanmıştır. Üstadı saydığı Ahmed Mithat Efendi’
Max Beer´in usta kaleminden Hegel´in felsefesi ile diyalektiği ve Marx´ın tarih anlayışı hakkında kısa fakat son derece duru bir dille yazılmış okurların keyifle okuyacağı bir eser. Okurlara sunmaktan mutluluk duyarız.
Tükendi
“Ruh Bilimi’nin temellerini atmış Rudolf Steiner’ın kıymetli derslerinin derlendiği bu eserde ruha bilimsel bir açıdan yaklaşan antropozofi biliminin derinliklerine ineceğiz. Ruhun üç bölümü olan Sezgin Ruh, Entelektüel Ruh ve Bilinç Ruhu’nu tanırken ruhu ve Ego’yu nasıl geliştirebileceğimize dair bir öngörü edineceğiz. Ruh anlayışının batıl inançlardan arınmış bir halde ele alınmasıyla ruh ve dünya arasındaki benzerliklere, ruh ve dünyanın birbirinden nasıl etkilendiğine, duru görü denen ruhsal dünyayı gör
Tükendi
Romalı ünlü tarihçi ve devlet adamı Cornelius Tacitus’un, MS 98 yılında kaleme aldığı bu eser, Germania (Cermanya) bölgesinde yaşayan halkların, kavimlerin, kökenini anlatan etnografik bir incelemedir. Bu kavimlerin, yeme içme kültürlerini, giyim tarzlarını, gündelik yaşamlarını anlatırken dönemin coğrafi sınırlarını da belirler. Bir Romalının Romalı olmayan halklara karşı bakışını da gözler önüne seren bu eser, Tacitus’un kalemiyle tarihe ışık tutar.
Tükendi
“Bütün dertleri ve gizli akıtılan acı dolu gözyaşlarını zenginlerin vicdanına yüklemek istiyorum!” Birinci Dünya Savaşı sonrasında uluslararası komünist hareketin öncü eylemcilerinden ve en önemli şehitlerinden biri olarak kabul edilen devrimci ve teorisyen Rosa Luxemburg, korkusuzca ve kararlı bir şekilde her şeyi sorguladı. Karl Marx’ın bazı teorilerine, savaş yanlılarına, monarşiye, bürokrasiye, emperyalizme ve cinsiyetçi erkek yoldaşlarına meydan okudu, hepsine cesurca karşı çıktı. Doğumundan ölümüne, b
“Irkçılık ideolojik bir düşünce değil, aksine psikolojik bir hastalıktır.” – Malcolm X Hitap becerisi yüksek, cesur, etkileyici, mücadeleci ve inatçı bir adam değildi o sadece... Malcolm X, bir azınlık mensubu olarak haklarının peşinden koşma cesareti gösteren ve bu yolda geri adım atmadan, insani değerlere sahip çıkmak uğruna hayatını gözden çıkarabilen ilham dolu bir siyahiydi. İnsanca yaşamak için yaşamını tehlikeye atabilecek kadar davasına bağlı biri... BENİM OLAN TEK ŞEY GÜNAHLARIMDIR, Malcolm X’in mü
Hayatın anlamı nedir, neden var olmuşuz diye derinlikli ve dikkatlice düşünsek elbette Rabbimizi bulmak daha kolay olacaktır. Ancak bazen bunu anlamakta direniyoruz ya da başka sebepler yüzünden hakikati idrak edemiyoruz. Bu durumda da Rabbimiz bize, kendisini tanıtmak, bildirmek için içinde rahmetin, merhametin gizli olduğu acılar, sıkıntılar, musibetler gönderiyor. İşte bu sıkıntı ve dertler aslında bizim için bir dönüm noktasıdır. Farkına varabilirsek, varmak için çaba gösterirsek çektiğimiz bütün o acıl
“Şimdi umutlarımız ilerleyen teknolojinin, dünyanın yaralarını sarabilmesinde ve mevcut sistemlerin sürdürülebilir sistemlerle değiştirilmesinde. Bir umudumuz daha var ki o da bizleriz. Bizim içinde bulunduğumuz durumu tüm gerçekleri ile fark edip harekete geçmemiz gerekiyor. Bu şekilde kanser dahil pek çok hastalığı yenebilir, gelecek nesillere güzel bir dünya bırakabiliriz.” – Dr. Sevil Öz “Yaşamını insan ve doğanın sağlığına adayan sevgili kuzinim Dr. Sevil Öz, dünyamız ve bizler için çok faydalı bir ese
Niçin çektin aramıza bu nikabın Haram eyledin gözlerime afitabın Hasret gönül bağım mahbubene Gel ey sevgili, okşa saçlarımı merhametinle... Sevdan mürare yılgın dudaklarımda Çıktım bilinmez bir firara ıslak sokaklarda Bir tanrı yakardı cehenneminde Bir de sen yaktın ey sevgili, bakışlarında Kurşuni sabahlara uyanıyorum her gece Yüreğimde pare pare yarelerin faili Karanlık bir güneş kadar anlamsızım yokluğunda Gel ey sevgili, gel ey sevgili.
Sosyal hayatımızda hâkim olan iktisadın içinde yer alan “Rızık” konusunun pek çok faktörle ilişkisi bilinmektedir. İnananlar için şüphesiz bu faktörlerden en önemlisi dindir. Düşünce ve davranışlarıyla dünya ve ahiret mutluluğunu hedefleyen bir Müslüman, hayatını İslâm’ın iman, amel ve ahlâk alanlarında Yaratıcı Kudret’in kendisi için koyduğu helal-haram ölçüleri içerisinde devam ettirmek durumundadır. Zira İslâm’da kişinin kıymeti, her iki dünyadaki mutluluğu onun imanı, helal ve harama riayeti yani takvas
Hz. Ömer’in (ra) halifeliği döneminde Arap Yarımadası’nın doğusunda yer alan Sâsânî İmparatorluğu’na yönelik fetih hareketleri yoğun bir şekilde sürdürülmekteydi. Bu süreç içerisinde fetih hareketleri gerçekleştiren askerlere destek amacıyla garnizon olarak kurulan Basra, Müslümanların kurduğu ilk şehirler arasında yer alması nedeniyle önem arz etmekteydi. Daha önce şehir kurmaya dair bir tecrübeden yoksun
İbn Hacer; ders okuduğu hocaları, eserleri, yetiştirdiği öğrencileri, ilişki ağları, medreselerdeki görevleri ile İslâm ilim geleneğinin öne çıkan isimlerinden biridir. Dönemin birçok medresesinde dersler veren İbn Hacer’in kayda değer bir sayıda öğrencisi olmuş, böylece ilim tarihindeki izleri çok daha kalıcı ve belirgin bir nitelik kazanmıştır. Yürüttüğü fetva ve kadılık görevleri de onun konumunun sağlamlaşmasına katkı sunmuştur. Bu sayede Memlükler dönemi ulemâ sınıfı içinde çok önemli bir statü
Zamanın Kısa Tarihi, 1988 yılındaki ilk baCsİİıLmTıLnİİdan bu yana geçen yıllar içerisinde bilimsel yazın alanında bir başyapıt konumu kazandı. Kırk dile çevrildi ve dokuz milyonun üzerinde baskı yaparak dev bir uluslararası ün kazandı. Kitap o dönemde evrenin doğası hakkında öğrendiğimiz en son bilgiler göz önüne alınarak yazılmıştı, öte yandan o günden bu güne hem atom-altı dünyanın hem de büyük ölçekte evrenin gözlem teknolojilerinde olağanüstü ilerlemeler yaşandı. Bu yeni gözlemler Profesör Hawking’in k
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6