Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 43 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Türk milleti, 10 Kasım 1938'de kaybettiğimiz Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk için, O'na yakışır bir anıt mezar yapmıştır: Anıtkabir... O'nun ülkeyi düşman işgalinden kurtarmak için merkez yaptığı, demokrasimizin tecelligâhı olan TBMM'ni açtığı ve Kurtuluş Savaşı sonrasında da devlet yeniden yapılanırken genç Cumhuriyet'in "Başkenti" ilan ettiği Ankara'da yapıldı Anıtkabir... O zaman Rasattepe, şimdilerde Anıttepe'de... Uluslararası bir proje yarışması ile tasarım ve yapımına başlanan Anıtkabir inşaatı,
Ortadoğu'da kartlar yeniden karılırken; demografik, kültürel, siyasi her bakımdan neredeyse bin yıldır var olan Türklük yine sahipsiz, yine kendi kaderiyle baş başadır. Dünya ne Irak'taki, ne de Suriye'deki 6.5-7 milyon insanı görmüyor, seslerini duymuyor. Emperyalist ülkeler, yaptıkları hiçbir gelecek planlamasında Türkmenlerden söz etmiyorlar. Bir milletin evlatları, bin yıldır sahibi oldukları topraklarda yabancı muamelesi görüyor, adeta yok sayılıyorlar. "Güney: Türklüğün Kanayan Yarası (Irak ve Suriye
"Hayatta yegâne fahrim Türk yaratılmamdır" diyerek Türklüğü ile övünen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, baba soyu itibarıyla, hem Anadolu'nun, hem de Rumeli'nin Türkleşmesinde büyük rol oynamış bulunan "Kızıl Oğuz Yörükleri/Türkmenleri"n den; anne soyu itibarıyla da Rumeli'nin Türkleşmesinde yine etkin rol oynamış bulunan ve göçtükleri Konya/Karaman yöresinden dolayı Rumeli'de "Konyarlar" olarak anılan Yörük / Türkmenlerdendir. Dedesi Kızıl Hafız Ahmet Efendi'nin köyü "Kocacık", bu günkü Makedonya Cumhuriyeti'ni
Tükendi
"Özü sözü bir, sözüne sadık, yardımsever, vatansever, imanlı, inançlı" ve daha birçok değerle O'nu anlatabiliriz. Fakat bize göre Mehmet Akif Ersoy'u en iyi anlatacak kavram "namuslu bir adam" kavramıdır. Hayatının hiçbir döneminde, hiçbir çıkar ve menfaat gözetmeden bildiği doğrulara göre yaşamış, doğrularından, hayat felsefesini oluşturan ilkelerden ve değerlerden hiçbir zaman taviz vermemiş bir namuslu adamdır Akif... Kendisinin ve ailesinin yaşadığı bütün sıkıntıya rağmen eğilmeyen Akif'ten bahsediyoru
"Cumhuriyetin Faziletinde" isimli bu eser, birbirini kronolojik olarak takip eden 4 ciltlik "TÜRK'ÜN TARİHİ" projesinin son cildini oluşturmaktadır. Birinci Dünya Savaşı sonunda tarih sahnesinden çekilen 622 yıllık Osmanlı Devleti'nin yerine, Atatürk ve arkadaşlarının önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurduk. Tabii ki bu kolay olmadı. Vatan saydığımız elimizde kalan topraklar da işgal edilmişti. Her bakımdan küçülmüş, büzüşmüş, fakirleşmiştik. Adeta binlerce yıldır vatanlaştırdığımız Anadolu da b
Tükendi
"Kartalın Pençesinde" isimli bu eser, birbirini kronolojik olarak takip edecek olan 4 ciltlik "TÜRK'ÜN TARİHİ" projesinin ikinci cildini oluşturmaktadır. Türklerin İslamiyet'i kabul ederek yeni bir medeniyet dairesine girmeleri ve ilk Müslüman Türk devletleri ile başlayan bu eserin konusu daha çok Selçuklu devri Türk tarihidir. Özellikle yeni bir medeniyet dairesine girilmesi nedeniyle bu dönem adeta bir geçiş dönemi gibidir. Siyasi bakımdan hâkimiyet alanı yaklaşık 10 milyon kilometre kareyi bulan ve dah
Tükendi
"Hilalin Gölgesinde" isimli bu eser, birbirini kronolojik olarak takip eden olan 4 ciltlik "TÜRK'ÜN TARİHİ" projesinin üçüncü cildini oluşturmaktadır. Bu eserde Osmanlı Devleti ve dönemi anlatılmaktadır. Osmanlı ve dönemi siyasi, askeri, kültür ve medeniyet tarihi, her konunun değişim çabaları ile birlikte verilmiştir. Aynı tarihsel süreçteki Türk dünyasında yaşanan gelişmelere de ışık tutulmuştur. En geniş döneminde hâkimiyet alanı yaklaşık 24 milyon kilometre kareyi bulan ve üç kıtaya yayılmış olan Osma
Tükendi
"Asyanın Efendileri" isimli bu eser, birbirini kronolojik olarak takip edecek olan 4 ciltlik "TÜRK'ÜN TARİHİ" projesinin ilk cildini oluşturmaktadır. Bilinen tarihimizin ilk devirlerinden başlayarak Selçuklu dönemine kadarki süreç bu ilk ciltte yer almaktadır. Özellikle Orta Asya'da geçen tarihimiz bu ilk cildin konusudur. Bu dönemde kurulan Türk devletlerinin hâkimiyet kurdukları ve hâkimiyet sürdükleri coğrafi alan Orta Asya'dan başka, Hazar'ın ve Karadeniz'in Kuzeyi, Kafkaslar, Balkanlar ve Orta Avrupa'
"Atatürk ve Din", "Atatürk ve İslam" konusu toplumumuzda öteden beri hem merak konusu olmuş, hem de bazı kesimler tarafından Atatürk'ü yıpratmanın bir aracı olarak kullanılagelmiştir. Gerçek nedir? Atatürk bir devlet kurucusu kahraman olarak dine ve İslam'a nasıl bakmaktaydı? İçinden çıktığı ailenin dini-İslami kültürü ve yaşantısı nasıldı? Çocuk ve genç Mustafa'nın yetiştiği aile çevresi hangi değerler üzerine bina edilmişti? Okuduğu okullar ve kitaplar ona hangi dini-İslami değerleri kazandırmıştı? İslami
Tükendi
Misâk-ı Millî bir yönüyle Kurtuluş Savaşı'nın ve Cumhuriyet'in arka planını oluşturan bir siyasi ve hukuki belgedir. Bir Meclis kararı olduğu için meşruiyeti olan ve onu esas alan kurucu kadronun meşruiyetini de sağlayan bir belgedir. İkinci olarak, Misâk-ı Millî, "Türk çoğunluğuna dayalı bir Türk vatanının sınırlarını" çizmiştir. Bunu da dönemin uluslararası hukukuna dayanarak yapmıştır. İmparatorluğun dağılması sürecinde yeni Türk Devleti'nin hem insan hem de toprak unsurlarını gerçekçi ve insani değerl
Bir devlet adamı olarak Atatürk'ün para ve mal ile olan ilişkileri O'nu anlamamız açısından çok önemlidir. Hem ?insan Atatürk'ü" hem de ?devlet adamı Atatürk'ü" bu şekilde daha iyi tanımamız mümkün olabilir. ?Beytülmâl" devlet hazinesi demektir. Türk devlet geleneğinde çoğu zaman ?tüyü bitmemiş yetimin hakkı var" deyişiyle ifade ettiğimiz üzere devlet hazinesi, hem tarihi hem de inanç geleneklerimiz açısından çok üst bir noktada görülmüştür ve görülmektedir. Dolayısı ile devleti yöneten insanlardan, mille
Millî Mücadele ve Cumhuriyetin kurucu kadrosu içinde yer alan Mustafa Kemal Atatürk, Ali Fuat Cebesoy, Kâzım Karabekir, Refet Bele, Rauf Orbay, İsmet İnönü gibi dönemin siyasi ve askeri şahsiyetleri Osmanlı Devleti'nin son döneminde yetişmiş, bir imparatorluğun ellerinden kayıp gidişini her cephede yaşadıkları ağır travmalarla görmüş, bir büyük yangının küllerinden yeni bir Türk devleti çıkarmayı başarabilmiş tecrübeli insanlardır. Bu insanlar arasında gerek Millî Mücadele gerekse sonrasında devletin kur
Tükendi
Günümüz Türkiye'sinde hastalıklı bir tarih anlayışı ile pek çok şey çarpıtılmaktadır. Cumhuriyet ve esasları ile onu kuran iradeyi temsil eden, kurucu kahramanımız Mustafa Kemal Atatürk de bu hastalıklı zihniyetin hedefi durumuna getirilmiştir. Belgesiz veya masa başında uydurulan sahte belgelerle Atatürk ve ailesi saldırı altına alınmış, Türk milletinin önemsediği değerler bakımından Atatürk yıpratılmaya çalışılmıştır. Bu hastalıklı zihniyetin ürettiği yalanlarla mücadele edilmesi şarttır. Mücadeledeki st
Tükendi
"Herkes İçin Türk Tarihi" adını verdiğimiz bu eser, Türk Dünyasında ortak bir bilinç oluşturma hedefine yönelik olarak, dört bin yıllık bu ortak tarihi ve kütürü incelemektedir. Eser üslup olarak meslekten tarihçi olmayan aydınlara ve kamuoyuna, yani yediden yetmişe herkese hitap edecek şekilde kaleme alınmıştır. Türklüğün "Dünya Devleti" rolünü oynadığı Osmanlı İmparatorluğu dönemi, bu özelliğinden dolayı diğer konularına göre biraz geniş tutulmuş bulunmaktadır.
Tükendi
Türk milletinin yetiştirdiği en büyük insan, Mustafa Kemal Atatürkü anlamak, her şeyden önce onun yetiştiği çevreyi ve kültür ortamını iyi bilmekle mümkündür. Ülkemizde Atatürkün düşünceleri, ilkeleri ve yaptığı işler, genellikle incelenmiş olmakla beraber; onun soyu, aile tarihi ve içinden çıktığı kültürel ortam pek incelenmemiştir. Bunu fırsat bilen bazı yıkıcı, bölücü insanlar ve kuruluşlar, Atatürkü ve onun en büyük eserim diyerek âdeta kutsallaştırdığı Türkiye Cumhuriyeti Devletini karalamaktadırlar. H
Tükendi
Atatürkçü olmak şüphesizdir ki, Atatürk'ü insan olarak tanımak ve O'nun fikirlerini anlamakla mümkündür. Atatürk ve arkadaşlarının Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarken dayandıkları temel ilkeler ve esaslar bugün de önemini muhafaza etmektedir. Bu temel esaslara sahip çıkmak, Türkiye Cumhuriyeti'nin yaşatılması ve yüceltilmesi ile eş anlamlıdır. Devletimizin "kuruluş felsefesi"ni anlamak ve bu felsefeyi yaşatmak için, milletimizin üç bin yıllık bilinen tarihi içinden süzülüp gelen millî değerlerini, iç dinamikler
Devletimizin kurucusu ve "çağdaş Türkiye" idealinin bayraklaşan sembolü Mustafa Kemal Atatürk'ün gerek hayatını, gerekse düşüncelerini konu alan araştırmalar son yıllarda ciddi bir artış göstermiştir. Şüphesiz yapılan araştırmaların çokluğu, bu büyük insanın hayatı ile ilgili bilgilerin ve düşüncelerinin geniş kitlelere ulaştırılması bakımından sevindirici bir gelişmedir. Fakat Atatürk, "doğru" anlaşılıp, kitlelere "doğru" anlatılmalıdır. Bunun için de çalışmaların "doğru" ve "sağlam" kaynaklara dayandırılm
Tükendi
Türk milletinin ortak paydası olan Mustafa Kemal Atatürk, dünya liderleri arasında gerek yaşadığı dönemde gerekse ölümünden sonra hakkında en çok kitap yazılan liderlerden birisidir. Bu eserler incelendiği zaman görülmektedir ki, aramızdan ayrılışının 72nci yılını idrak ettiğimiz bugünlerde hâlâ onun biyografisinde, özellikle soyu, ailesi, öğrenim hayatı, askerî görevleri, Millî Mücadele ve devleti kuruş süreci, hastalığı ve nihayet ölümü, cenaze namazı, cenaze töreni ve defin işlemi ile ilgili olarak birta
Tükendi
Azınlıklar konusu,son yıllarda dünya kamuoyunun gündemi meşgul eden önemli konuların başında gelmektedir. Tarih içinde de önemini koruyan bu konu, zaman zaman büyük devletlerin politikaları çerçevesinde değişik şekillerde kullanılmıştır ve kullanılmaya devam etmektedir. Günümüzde özellikle gelişmekte olan ülkelerin milli güvenlik çıkarlarına tehdit eden küresel dayatmalardan birisi de küresel aktörlerin sık sık gündeme taşıdıkları azınlık hakları kavramıdır. Bu nedenle, büyük bir dünya gücü olan Osmanlı D
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 43 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2