Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 74 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Türkçenin filozofu Feyza Hepçilingirler, kullanılan dilin insanın duygusal ve düşünsel dünyasının göstergesi olduğuna inanan bir yazar. Türkçe Günlükleri'nde de dili kullanırken takındığımız tavrı, özeni ya da özensizliği bu açıdan ele alıp inceliyor. Dildeki umursamazlığımızın aslında kültürümüze, dolayısıyla kim olduğumuzla ilgili çelişkilerimize uzanan bir yol olduğunu, yaygın dil özensizliğinin toplumsal, hatta bireysel bir yozlaşmanın belirtisi sayılabileceğini savunan bu denemeleri kimi zaman gülümsey
Acemilikten uzak bu ilk kitapla başlayan öykü serüveni, Hepçilingirler`in, hayata ve edebiyata bakışının temelini koruyarak nasıl geliştiğini anlamak açısından çok değerli bir belge niteliğinde. Üstelik sadece yazarının değil, Türk öykücülüğünün de aldığı yolu anlamakla ipuçları sunuyor. Hayata toplumcu gerçekçi bir açıdan bakan bu öyküler, yazarının kaba bir siyasallıktan uzak, insanı anlamayı ve anlatmayı, yaşamın kendi içindeki devingenliğini yansıtmayı amaçladığını gösteriyor öncelikle. Ancak, bir kez
İnsanın öyküsünü çizmekte en etkin olan unsurlardan biri yaşadığı yer kuşkusuz. İnsan büyük ölçüde yaşadığı toprakla, içinde yetiştiği kültürle, kullandığı dille kurar kendini. Bunun için her gidiş kendinden kopuş, kendini yeniden kurma çabasının kaçınılmazlığıdır. Her giden yeniden kurmak zorunda kalır kendini. Usta öykücü Feyza Hepçilingirler, işte Gidiyorum ile toprağından, dilinden, kendinden gitmek zorunda kalanların öykülerini dile getiriyor. Her gidişin içinde taşıdığı acıya eşlik eden o yoğun hesapl
Tükendi
Harflerimizin gizli bir dünyası olduğunu biliyor muydunuz? Pelin de uçandairesi ile gitmeseydi bu dünyayı hiç öğrenemeyecekti. Küçük yumuşak g ile arkadaş oluncaya kadar harflerden dostları olabileceğini aklının ucundan bile ge-çirmemişti çünkü. Yumuşak'ın ailesiyle siz de tanışmak istemez misiniz? Ya harfler dünyasının yöneticileriyle? Harfler ülkesinin adı neymiş? G Teyze- nin gül masalını merak etmez misiniz? L Amcanın ayakları neden çok büyükmüş? Yumuşak'ın bir derdi varmış, acaba neymiş? Yapışık ikizle
Tükendi
İlköğretim 3. sınıflara yönelik hazırlanan bu kitapta, çocukların gelişimsel özellikleri göz önünde bulundurularak, aşağıdaki niteliklerin kazandırılması amaçlanmıştır. KAZANIMLAR 1.İletişimde dinlemenin önemini fark eder. 2.Güçlü ve zayıf yönlerini fark eder. 3.Alay edilme durumlarında yapabileceklerini fark eder. 4.Doğal çevreyi korumaya karşı duyarlı olur. 5.Sağlıklı büyümek için yapılması gerekenleri fark eder. LESSONS LEARNED 1.Realizes the importance of listening in communications. 2.Und
Tükendi
Dilin Zamana Dokuduğu, usta yazar Feyza Hepçilingirler´in Türkçe Günlükleri adıyla sürdürdüğü, söyleşi tadında, canlı gözlemlerle bezenmiş, gülümsemeyi unutmayan denemelerinden oluşuyor. Yazıldığı günle sınırlı kalmayan bu denemeler, Türkçe ile kurduğu ilişkiyi taze tutmaya çalışanların her zaman başvuracakları bir kaynak. Dili yalnızca bir iletişim aracı değil, bir yaşam alanı olarak ele alanların yazılarını dikkatle izlediği Hepçilingirler, Türkçe´nin tadını, zenginliğini yitirmemesi için emek veren yaz
.. Çünkü her kadın biraz tanrıdır. Yalnız o güce, kendisini katarak, kanıyla canıyla besleyerek yaşam verme gücüne sahip olduğu için değil, yaşamın her alanında alçakgönüllü bir üretkenlikle yaratıcılığını sürdürdüğü, beslemek, büyütmek gibi tanrı niteliklerini; bunlarla övünmeyi aklına bile getirmeden taşıdığı için de.. Yıllardır görüşmediği sevdiğinin ısrarlı çağrısına uyarak ve aşkıyla birlikte bütün geçmişini yüklenerek çıktığı gece yolculuğu bir kadını nereye ulaştırır? Bir geceye kaç anı, kaç düş; bi
Tükendi
Feyza Hepçilingirler`in, kazanmaktan en çok onur duydugu ödüle, Sait Faik Hikaye Armağanı`na (1985) değer görülen kitabı ``Eski Bir Balerin``, son çeyrek yüzyılın en iyi öykü kitaplarından biri. Değişenin içinde değişmeyeni yakalamış, evrensele giden ışığı bulmuş, oya gibi bir dil ve çarpıcı bir anlatımla, insanı içinden kavrayarak anlatan öyküler bunlar.
Tükendi
Kitabın Muskası İşte size bir kitap içinde bir sürü kitap tadı... gerilimse gerilim, metafizikse metafizik, bilim-kurguysa bilim ve kurgu... her his`e her keseye uygun, her biri birbirinden merdane, evladiyelik bir sürü öykü... Hem de feyza Hepçilingirler` patentli hap gibi, ilaç gibi, okuren eğlendiriyor, sizde üretin, devam ettirin diye adeta tahrik ediyor. bu öyküler vaktiyle öküz hocaefendi ve mürütlerice defalarca okunmuş, üflenmiş olup yüzde bin randıman haydi hayırlı düşler... metüst
Tükendi
Her ne kadar eski bir deyiş kişinin aynasının yaptığı iş olduğunu söylese de, asıl aynamız kullandığımız dil. Hangi dili kullandığımız değil anadilimizi nasıl kullandığımız kişiliğimize, seçimlerimize, hayata bakışımıza ilişkin çok önemli ipuçları sunuyor. Elbette bu ipuçlarını görmek ve doğru yorumlayabilmek için anadilimizi iyi biliyor olmamız gerek. İşte böyle biri günlük yaşamımızdan siyasi liderlere varıncaya dek bulunduğumuz noktayı ve bu noktanın öncesini sonrasını yalnızca dilimize, dilimizin uğradı
Türkçeye en çok emek veren aydınlarımızdan biri olan Feyza Hepçilingirler, Türkçe Günlükleri´nin bu üçüncü cildinde, Türkçenin sorunlarını tartışmaya, günlük yaşamdaki kullanımlarına ayna tutmaya devam ediyor. Rüzgârın Göğe Savurduğu, bugünün Türkiye´sini dilimize nasıl yansıdığını dile getirirken, son yıllarda yayımlanmış çeşitli türlerdeki kitaba değiniyor; şiirlerle, öykülerle, anılarla zenginleşiyor. Türkiye´nin dört bir köşesinden seslenen Türkçe Günlükleri, dünyanın bir ucundan ötekine çeşitli renkler
Vapurlar gitti, gemiler uzaklaştı, sandallar kıyıya çekildi; vardığında hep eksikliği buldun. Yenileri geldi belki ama, sen yoktun. Sen neredeydin Allah aşkına? Bu evler, bu caddeler, bu saçın, ne zaman bunca eskidi? Ne olmuş saçına? Bu saçın? Her şey eskidi. Gökyüzü pörsüdü, deniz kırılgan, çocuklar arsız, sevgililer yaşlanmış. Güzel oldukları zamanda kimler yaşadıysa bunları, gelip geçiciliklerine onlar katlansın. İşte, bunu söylemek bir başkaldırmadır aslında, yolu berberden geçer.
Tükendi
Bunlar kadınların öyküleri... Ürkek kuşlar onlar. Kimi geleneklerin, kimi tabuların, kimileri de kendilerine koydukları yasakların baskısı altında... Evliliklerin, hatta aşkların bile üstesinden gelemediği yalnızlık... ``Çoğul bir yalnızlıktır ölüm, yaşamaksa tekil bir kalabalık,`` diyor bir öykü kişisi. Bu öyküler de o ``kalabalık`` ı anlatıyor işte.
Tükendi
..."Dün gece annen bekledi başımda," diyor. "Hepiniz uyumuştunuz. Annen geldi, orada, senin oturduğun yerde oturdu, sabaha kadar." "Ne dedi?" diyorum ben. "Bir şey söyledi mi?" Duymuyor. "Çok gençti," diyor. "Öldüğü zamanki kadar gençti," diyor. "Öldüğü zamanki kadar gençti. `kızıma iyi baktın, sağol.` dedi bana. Yalnız kalmamı istememiş, onun için gelmiş." Sesinde sitem yok. "Çok gençti, çok güzeldi," diyor yalnız. "Ölüm yaramış ona, senden bile güzeldi." Gözleri bana bakarken donuklaşıyor, yavaşça kapan
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 74 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4