Türkiyede felsefe sahnesinde yıllardır niçin bir filozofumuz olmadığı ve felsefe geleneğimizin bulunmadığı konuşulur durur. Bunun sebebi, aslında hiçbir zaman geçmiş ile yüzleşilmemesidir. Geleneği anlamadan, geleceği inşa etmenin mümkün olmadığı ortadadır. Ne kadar kurtulunmak istense de, geçmiş, heyulasıyla kendini unutturmaz. Öyleyse yapılması gereken, geçmiş ile muhasebedir. Bu kitap da, geçmişin birikimini ortaya çıkarmaya yönelik bir çabadır.
Günümüz Türkiyesinde "metni anlama ve yorumlama sanatı olarak hermenötik" en gizemli kavramlardan bir tanesidir. Bu gizemi de mistifiye etme yolunda telif ya da tercüme düzeyinde yoğun bir çabanın olduğunu gözlemlemekteyiz. İşte elinizdeki çalışma da bu yöndeki girişimlere mütevazı bir katkı olmaya adaydır. Bu çalışmanın temel hedefi, metinle okur arasındaki ilişkinin mahiyetine farklı bir açıdan ışık tutabilmektir. Çağdaş felsefedeki bir çok eğilim, klasik bakış açısının tersine okur yanlısı bir görünüm ve
19`uncu yüzyılın sonlarından 20`inci yüzyılın son çeyreğine kadar olan zaman dilimi içinde akıl, bilim, rasyonellik, nesnellik vb. kavramlar gerçekliğin ölçütü olarak ön plana çıkarken; öznellik, irrasyonalite, otorite gibi kavramlar da dini temsil eder olmuştur. Öte yandan oldukça özet bir biçimde verilen bu süreç özellikle 60`lı yıllardan sonra tam tersi bir istikamet almıştır. Bu dönemde kıtasal felsefe içinde öznellik, sinizm, tarihsellik vb. kavramlar daha fazla yer edinmiş, bu gelişmeye paralel olara
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.