Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 89 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Eylül adlı romanda olaylardan çok, kahramanların iç dünyalarının anlatımına ağırlık verilmiştir. Romanda evli bir kadın ile evlerine girip çıkan genç bir akrabası arasında yaşanan yasak aşk anlatılır. Suad bir yanda kocasına duyduğu bağlılık ile diğer yanda Necib'e karşı duyduğu aşk arasında bocalar, çırpınır durur. Necib ise bir yanda akrabası Süreyya'ya duyduğu arkadaşlık, dostluk ile diğer yanda Suad'a karşı duyduğu aşk arasında bocalar. Mehmet Rauf, Eylül adlı romanında yasak aşktan kaynaklanan imkansız
Tükendi
Mehmet Rauf' a göre romanda asıl olan yazarın hayalleri ve işlenen olay değil, yapıtın yazınsal bir dili olup olmamasıdır. Romancının olay anlatımından çok, o olayı yaşayan kişilerin ruhsal durumlarını irdelemesi gerektiğini ileri sürer.
Tükendi
Eserin kahramanlarından Suad ve Süreyya evliliklerinin üzerinden be yıl geçmesine rağmen Süreyya'nın ailesiyle birlikte oturmaktadır. Fakat evin havası, artık Süreyya'ya ya da Suad'a da sıkıcı gelmektedir. Süreyya, bir an önce bu evden ayrılıp, denize bakan sakin bir evde yaamanın, en azından yazı orada geçirmenin hayalini kurmaktadır. Suad da iyice sıradanlaan evliliklerini tekrar canlandırmak için bir değişikliğe ihtiyaçları olduğuna inanmakla birlikte, yine de halinden pek yakınmaz. Fakat, kısa bir sür
?Mehmet Rauf daha çok Eylül'le tanınır, ama Genç Kız Kalbi'nin (1925) bu ünlü yapıttan aşağı kalır yanı yoktur: Büyük taşra?büyük kent farkını sosyolojik fonuna döşeyen, genç bir kadının iç dünyasını ustalıkla işleyen romanıyla Mehmet Rauf sonraki yazar kuşaklarını hazırlayan bir yol açmıştır. Gerek Pervin, gerek Mehmet Behiç zorlama tipler değildir, hedefleri ve çelişkilerinin ortasında sahici bireyler olarak romanı sürüklerler. Yazarın dilinin canalıcı bir özelliğini hatırlatmanın sırası: Mensur şiirlerin
Tükendi
Servet-i Fünun döneminin en önemli romancılarından biri olan Mehmet Rauf'un Eylül'ü psikolojik roman türünün yazınımızdaki ilk örneğidir. Yasak bir aşkı psikolojik boyutuyla anlatır, acılar o kadar dayanılmaz bir hal alır ki, aşk ateşi daha büyük bir ateşle bitirilir..
Tükendi
Edebiyatımızın ilk psikolojik romanı kabul edilen Eylül, sembolik mânâda biyolojik olarak yaz başlarını, duygusal olarak da Eylül ayını yaşayan Necip ile Suad'ın ruhlarının derinliklerine yapılan bir yolculuktur. "Ateş gibi bir nehir akıyordu, o ruhla ruhum arasında" şeklinde özetlenebilecek romandaki aşkı, yazarının anlatımına en sadık şekilde sadeleştirdik. İstanbul'un gerçek mekânlarında geçen roman evlilik, sadakat, aile ve arkadaşlık ilişkilerine hiç zarar vermeden yaşanan ölümüne bir aşkın romanıdır.
Alfabe bilgisine sahip olan kişiler için hazırlanan bu çalışma ile okuma becerinizi artıracak, başlangıç seviyesinden ileri seviyeye kadar olan farklı metinlerle aşamalı olarak hem kelime hem de yazılış biçimleri konusundaki bilgilerinizi pekiştireceksiniz. Osmanlı Türkçesi Öğrenim Seti başlığı altında sunulan bu çözümlü metinler ile, * Seviyenize göre kitap seçebilecek, * Farsça ve Arapça kelime dağarcığınızı genişletecek, * Metnin Arap harfli kısmı ile Latin harfli kısmını aynı sayfada görerek kelimelerin
Tükendi
Mehmet Rauf'un en önemli eseri ve Türk edebiyatının ilk psikolojik romanı kabul edilen Eylül, evli bir kadınla, aynı zamanda aile dostları olan genç akrabası arasında yaşanan yasak aşkı anlatır. Romanın baş karakterlerinden biri olan Suad, roman boyunca kocasına duyduğu bağlılık ve yasak aşkı Necib'e olan karşı konulmaz arzusu arasında bocalayarak, çırpınır. Yasak aşkın diğer tarafındaki Necib, hem yakın akrabası ve arkadaşı olan Süreyya'nın karısına olan ilgisi yüzünden vicdan azabı çekmekte, hem de Suad'a
Tükendi
Bu sabah saat sekiz sularında köyün karakolunda telefon zili şiddetle çınlıyordu. Muavin bey henüz uykuda olduğundan karşıki odada bulunan nöbetçi polis efendi telefona gelerek aleti kulağına götürdü ve gür bir sesle haykırırcasına sordu: - Alo, nedir o? Telefonda doğal olmayan, bir tesirle bozulmuş titrek bir ses hemen atıldı: -Pardon efendim, orası karakol değil midir? -Evet, ne istiyorsunuz? -Merkez memuru bey orada mıdır? -Hayır, daha uykudan kalkmadı. -Aman kendisini çabuk uyandırınız. Konuşmak, kendis
Tükendi
Aradan beş ay kadar geçti. Bundan on gün evvel, Hacı Hanım beni yine çağırttı; eskimiş vücudu, bir gencin kolayca atlatabileceği zayıf bir hastalığı bile kaldıramıyordu. Ben metanetle yine tedaviye başladım. Her gün akşam üstü kendisine uğruyor ve hastalığın seyrini takip ediyordum. Nihayet, bir akşam kendisini ağırca dalmış buldum. Biraz sonra kendine geldi. Beni orada görünce, zaten her ziyaretimde şükranlara boğar, bu sefer yine "Allah senden razı olsun oğlum... Allah seni ihya etsin... " diye söylendi d
Tükendi
Salondan,bahçedekilerin kahkahaları işitilebiliyordu. Süreyya, canı sıkılanlara özgü bir tahammülsüzlükle: "Çılgın kız!" diye söylendi.Balkona açılan büyük kapıdan parmaklığa dayanmış dışarıya bakan karısı dönüp: "Bu gece hava ne güzel!" dedi. Bu Nisan gününün akşama doğru başlayan yağmuru yarım saat sonra dinmişti; yaş bir yeşilliğin üstünde şimdi altınlı incileriyle lâcivert gökyüzü titriyor; toprağın, ağaçların ıslak soluğu her şeyin içine işliyordu. Genç kadın pencerenin kenarına dayanarak bir iki uzun
Tükendi
Eylül, Mehmet Rauf'un ilk psikolojik roman olarak Türk tarihine geçen romanı. Olaylardan çok kahramanların ruh halinden bahseden kitap, 1900 yılında Servet-i Fünun dergisinde yayımlanmaya başlamış, 1901 yılında ise kitap halinde basılmıştır.
Tükendi
Edebiyatımızda, başlı başına insan ruhunun derinliklerinde olup bitenleri ele alan ilk roman, Mehmet Rauf'un Eylül'üdür. Yazar genellikle bu büyük yapıtıyla anılsa da, aslında farklı türlerde romanlar da yazmıştır. İşte, Define belki de onların en ilginci; polisiye-macera türünün bir örneğidir. Erzurum'da çalışan bir doktor olan Şakir Feyzi, bir tesadüf eseri hayatının nasıl değiştiğini anlatacak size. İstanbul'a yolu nasıl düşecek, aşkı nasıl bulacak, türlü belalardan nasıl kurtulacak? Şakir Feyzi, polisi
Tükendi
100 Temel içerisinde yer alan ve ilk türk psikolojik roman olarak kabul edilen Eylül Kitabı, Süreyya ve onun karısı Suat ve akrabaları olan Necip Beyile aralarında geçen olayları anlatmaktadır.
Tükendi
Edebiyatımızın bütün klasik değerlerini okuyucularımızla buluşturmak istiyoruz. Klasik eserler bir milletin varlık mühürleridir. Silinmesi ya da unutulması bir vatan toprağının kaybı kadar büyüktür. Kurgan Edebiyat bu bilinçle hareket etmekte ve Türk edebiyatının definelerini gün yüzüne çıkarmak amacını samimiyetle taşımaktadır. Kurgan Edebiyat bütün değerlerimizi olduğu gibi edebi mirasımızı da müzeleştirmek ya da kütüphanelerimizin görünmez raflarına terk etmemek için onu bugüne uyarlayarak büyük bir kül
Tükendi
Konusunu İstiklal Savaşından alan Halas Mehmet Raufun son romanıdır. İşgal döneminde yaşanılanları tüm çıplaklığı ile gözler önüne serer. Asker, aydın, halk arasındaki kahramanlıkları ve hainlikleri usta bir dille anlatırken, millet sevgisinin yanında aşka da yer vermiştir. Eserde, Mustafa Kemal Atatürke hitaben yazdığı mektubunu: En hakiki ve en basit anlamıyla olağanüstü bir mucize başeseri olan bu kurtuluş ve zaferi, ileriki nesillerin hafızasına nakşetmek arzusu ile kaleme aldığım bu romanın ilk sayfas
Tükendi
Evet, her şey çürüyor, her şey... İnsanlar da çürümeyecekler mi? Eylül de sanki bahara özlem duyan mahzun bir tazelik sanki üzerine çeken kışın kendini yok etmek isteyen sonbaharın aksine sonsuza kadar kalmak mücadelesi vardır. Fakat bunun için muhtaç olduğu şeylerden yoksun olduktan başka kendisinde de direnç kalmamış ve tabiat bunu anlamış gibi acı bir bezginlik ve düşünceyle, üzerine çeken yalnızlığın, matemin son acılığıyla düşünüyor Sanki ne kadar uğraşırsa uğraşsın, ne kadar direnirse dirensin, k
Tükendi
Mehmet Rauf'un 1331 (1915) tarihli Menekşe adlı romanı; hayatına anlam katacak büyük bir aşk yaşamanın hayaliyle yanıp tutuşan, aşka aşık otuzlu yaşlarında bir yazarın, Bülend'in öyküsüdür. Bülend; kendi zihninde, hayalinde kurup süslediği ve kusursuz hale getirdiği aşk tablosunda yanında duracak, uğruna hayatını feda edeceği kadını arayan hayalci, sentimental bir tiptir. Bu bakımdan Servet-i Fünun'a mensup sanatçılarda sıkça rastlanılabilecek, Ahmet Cemil'in ruh ikizi diyebileceğimiz bir kişiliğe sahiptir.
Tükendi
Türk edebiyatının ilk psikolojik romanı ve bir başyapıt olan Eylül, 1900 yılında Servet-i Fünun dergisinde tefrika edildi, bir yıl sonra da kitap olarak basıldı. Edebiyat-ı Cedidenin önde gelen isimle-rinden olan Mehmet Rauf pek çok hikâye, şiir, piyes ve roman yazsa da hep Eylülün yazarı olarak anıldı. ... Suat, evli bir kadın Necip, akrabasının ve arkadaşının karısına âşık olan bir adam Bir musibet gibi aşka düşen iki insan Süreyyaya duydukları sorumlulukla, dönemin ahlak yargılarıyla imkânsızlaşan aşk
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 89 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4