Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 860-880 / Aktif Sayfa : 44
Romeo ve Juliet, Rüzgâr Gibi Geçti, Doktor Jivago gibi aşk öyküleriyle kıyaslanan Ali ve Nino, insan olma zemininde bir olmayı başarabilen iki gencin hikayesi. 1918-1920 yıllarında Bakü'de Bolşevik Devrimi'nin arifesinde Müslüman bir Azeri genci olan Ali Han Şirvanşir ile Hristiyan Gürcü kızı Nino Kipiani arasında yaşanan imkânsız aşklarını yaşatabilmek için Doğu ile Batı arasındaki sınırı kaldırmak zorundadır. 1937'de Viyana'da ilk kez yayımlandığı zaman yüzyılın aşkı olarak değerlendirilen Ali ve Nino, o
Tükendi
Son Granada hükümdarı Abdullah, atalarının ülkesinden ayrılırken, Padul dağının tepesinde durdu. Bu yüksek yerden deniz görünüyordu; bahtsız hükümdar Afrika'ya gitmek üzere oradan gemiye binecekti. Bulunduğu yerden Granada, Vega ve kenarında Ferdinand ile İsabella'nın çadırlarının yükseldiği Genil ırmağı da fark ediliyordu. Abdullah, bu güzel memlekete, sonra da Müslüman mezarlıklarını gösteren servilere bakıp ağlamaya başladı. Saray ileri gelenleri ile, bu sürgünde Abdullah'a eşlik eden annesi Ayşe Sultan
Anadolu, sevginin ve hoşgörünün ılgıt ılgıt estiği güzel yurt... Toprakları bereketli, insanı iyimser ve sevecen vatan... Daha kaç kitaba ilham olacak kim bilir? Hem eskiden hem de yeniden... Yüzyıllık bir günlükten yola çıkıyor Fırtınanın Günahı. Kadim bir devletin hastalıkla, yoklukla, acıyla, savaşla ve ne yazık ki yıkımla imtihan olduğu yılları anlatıyor. Anne babasını asrın sillesiyle yitirmiş bir Ermeni kızı, mert ve iyi kalpli bir Türk'e âşık olursa bu aşkın sonu nasıl biter? Ayrılıkla mı kavuşmayla
Sarı ışığa gömülmüş öğrenci evinde, kağıtlarına ve kahvesine sığınan Cengiz Araf, bir manik depresif hastasıdır. Kulağında dolanan hocasının sözüyle; "Ellerin panzehir olur içini kemiren virüsü atmak için..." der, ve yazdıkça yazar. Ona göre, Türkiye'nin kendi gibi gençlerinin hayatını mahveden doymamışlıktır. Cengiz Araf ise popülizmin putlarına karşı savaşıp, milli değerlerine sahip çıkmak ister. "Şehr-i Zulüm" olarak tanımladığı İstanbul'da, yaşadıkları yetmezmiş gibi, bir de yeşil gözlü Ülkü'yle tanışı
"Tüm bunları yaşayacağımı bilerek geçmişe dönsem, o asansöre yine binerim.  Hem de koşa koşa binerim... Koşa koşa..." Evlendiğiniz gece başınıza gelebilecek en saçma şey nedir? Aklınızın sınırlarını biraz zorlayın... Şöyle düşünün, balayı için gittiğiniz otelde, o otele sizin gibi gelen diğer bir çiftin damadıyla asansörde kalsanız ne yapardınız? İnanın bana, asansörün kapısı kapanırken var olan hiçbir şey, o kapı tekrar açıldığında eskisi gibi olmayacak. Bu hikâyeyi, gülmekten okuyamayacaksınız... "Bir a
Tükendi
Geniş, ferah bir odanın ortasına koyulmuş yatağın ucunda emanet gibi oturuyordum. Üzerimde beyaz bir elbise, başımda duvak vardı... Başım önümde susuyordum. Geçmişin son zerrecikleri yüreğimde uçuşmaya başladığında, içim acıyla sızlıyor sonra da geçiyordu.Ben kendimden geçiyordum, o benden geçiyordu. Bilmediğimiz bir yoldan birlikte geçiyorduk. Hayat bizden geçiyor, biz yaşamaktan vazgeçmiyorduk. Biz aşktan geçiyor, aşk bizden vazgeçmiyordu. Vakit Vuslat Vakt
Birçok kişinin hayallerinde bile sahip olamadığı hayata sahip olan Kerem, hayatındaki en büyük savaşını Hande'yi gördüğünde verir. Bu savaş, onun son savaşı olmayacaktır. Hande, hayatın koşturmacası içerisinde, her şeyden habersiz, Kerem Sarper'le yaptığı röportaj sonrasında gelişen olaylarla şaşkındır. Artık sahip olunanları yeniden kazanmaya çalışmanın, inanmanın, güvenmenin, aşkın ve masalların zamanıdır. Herkes doğduğu mevsimi severmiş, bu yüzden sevmeler de mevsim mevsimmiş.
Tükendi
Her şeye sahip olan bir adam Yusuf Turan Miralı... Bahar kokulu, kırmızı bir kadın Bir adam; yüreğinde yalnızlık ve ruhu siyahlara mahkûm...Dünyaya karşı duran ama yüreğine mağlup olan...yüzünden yitirebilir miydi eşsiz mantığını, şanını, şöhretini, dostunu?Bir kadın; İstanbul kadar kalabalık, İstanbul kadar hüzünlü ve aşk kadar kırmızı...Aza tamah eden, dili aşk şarabını hiç tatmamış, gözlerindeki ırmaklara ruhunu saklayan Hale Soydan... Her şeyin fazlasına sahip gibi görünen, siyahlara bulanmış bir adama
Tükendi
Kendisini aldatan kadını öldürmek isteyen bir adam. Aşkı için mücadele eden bir kadın. Şehirde işlenen ve ülke gündemini meşgul eden seri cinayetler.
Aşk, Leyla ile Mecnun değil Aşk; çöldür, yoldur, kayboluştur Aşk, insandaki dünyaya çelme takar Düşürür insandaki dünyayı İradeyi alır bilinci uçurur Âşıkları nesnesi yapar Öznesi kendisidir Yüklemi gurbettir, hasrettir
Bitecek korkusuyla aşktan kaçılmıyor. Romeo öldü, Titanik battı ama aşk her şeye rağmen yaşanıyor... Tarih, unutulmaz vuslatların yanı sıra, kavuşamadıkları için sonu ölümle biten, taçtan tahttan vazgeçiren aşklara da tanıklık etmiştir. Aşk efsanelerinin kahramanları hâlen gönlümüzde dolaşmaktadır. Mitoloji; tanrı ve tanrıça aşklarının yanında, tanrı ve tanrıçaların, ölümlülerle olan aşklarıyla doludur. Aşk nedir? Bu soruya verilen yüz binlerce cevap var. Aşk, bilimsel olarak da incelenmiş, insan kimyasıy
KARANLIK BİR GECE... ATEŞLİ BİR FIRTINA... PARILTILI TAŞLARIN VE SIRLARIN MERKEZİNDE YAŞANAN TUTKULU BİR AŞK... İş dünyasında otoriter kişiliğiyle tanınan Menderes Vardar, emrivakilerden haz etmez ve şüpheci yanını göstermekten çekinmezdi. Gecesini huzursuzluğa sürükleyen kadına yaklaşımı, sessiz bir meydan okumadan ibaretti. Bakışları buluşup da onu koruma içgüdüsüyle dolup taştığı anda, hayatındaki en büyük sırla sınanacağına ihtimal dahi vermezdi. Özenle yarattığı kozasından çıkıp ülkesine dönmek
Tükendi
"Şu sıralar yaşadığım hiçbir şey gerçek değil, bir şekilde gerçekleşiyor sadece, seninle olan hayat ise gerçekleşmiyor, ama hiç şüphesiz gerçek." Temmuz 1923'te, Kafka nekahet dönemini geçirmek için gittiği Baltık Denizi'nde Diamant'la tanışır ve birbirlerine aşık olurlar. Kafka kırk yaşındadır ve tüberküloz yüzünden ölmektedir, Diamant ise yirmi beş yaşındadır ve Kafka için yaşamın özü gibi görünür. Kafka, yine de Diamant'la Berlin'e taşınır. Berlin o dönemde siyasi çalkantıların yaşandığı, anti-Semitizm'
Tükendi
Aşka inanın. Ben kimim de size bu tavsiyeyi veriyorum, değil mi? Güzel soru. Ben; aşkı, aşkın işleyişini ve insanın canını nasıl acıttığını bilen biriyim. Aşkın kalpleri nasıl doldurduğunu, sonra nasıl başarısız olup tekrar boşalttığını iyi bilen biriyim. Ve gitti sandığınız tüm o güzel duyguların, bir gün nasıl geri geleceğini de çok iyi bilen biriyim. Ben aşk üzerinde çalışıyorum, aşk hakkında konuşuyorum, aşkı yaşıyorum ve aşkı soluyorum. Aşkın kapınıza dayanmasına, sizi şaşırtmasına ve hayatınızı güze
Tükendi
Seri, tehlikeli sarışın hande ve buz adam kerem'in tutkulu aşkı ile kaldığı yerden devam ediyor. Aşk bazen nefrettir ama nefretini bile seversin. "Hiç bir şeye benzemez aşkın acısı. Tepeden tırnağa ruhun değişir. Nefret köklerini sinsice kalbine salarken, intikam gülleri filizlenmeye başlar. Simsiyah güller... Dikenleri sert, acı dolu ve tehlikeli güller... Tıpkı Hande Çakır gibi; cezbedici, büyüleyici, acımasız, tehlikeli... Ruhunu aşka teslim ettiği gecenin sabahında dönüşü olmayan bir intikam büyüsüne k
Dramatik bir havaya bürünmek için Yeşilçam filmlerini getiriyorum gözümün önüne, Kadir Abinin, "Yalannn söylüyorsun!" diyen sesi kulağımda çınlıyor. Ellerimi masanın üzerine koyuyorum, gözlerimi kapatıyorum ve "Yapamayacağım," diyorum sessizce. Kerem huzursuzca kıpırdanıyor, davetliler gelecek skandalın heyecanıyla fısır fısır, aç kurtlar gibi bekliyorlar. "Ne dediniz?" diye soruyor nikâh memuru. Gözlerim hâlâ kapalıyken ayağa kalkıp bağırıyorum. "Hayır!" *** O salondan çıktıktan sonra, hayatımın normale
Tükendi
Ehmedê Xanî, Hovsep Abgarovich Orbeli'ye göre Firdevsi ve Shota Rostaveli ile birlikte Doğu'nun üç büyük şairinden biridir (1651-1707). Divandan çocuk kitaplarına, iman akidesinden astronomiye kadar pek çok alanda eserler vermiş bir büyük isim. Aşkla anlattığı aşk hikâyesine kendi aşk deneyimini katan bir âşık. Kendi metninin içinde heyecanla dolaşan bir ikinci yazar! Fransız Devrimi'nden çok önce ulusal bilince sahip bir kavram öncesi düşünür.Elinizdeki mesneviyi âdet olduğu üzere Tevrat, Kur'an ya da Arap
Tükendi
"Hep Böyle Kal birbirinden ilginç karakterlerle ve gerçekçi tasvirlerle dolu bir ilk roman." Kristin Hannah "Kristina Mcmorris sadece tutkuyu, aşkı ve romantizmi anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda muhteşem bir İkinci Dünya Savaşı panoraması da sunuyor." Lois Battle "Mcmorris romanın sonuna kadar tempoyu hiç düşürmüyor. Aşk, aldatma ve insani duyguların karmaşasına dair harikulade bir anlatı." James Micheal Pratt Liz, arkadaşları Betty ve Julia ile birlikte, askerlerin moral depolaması için düzenlenen
Tükendi
Aşk... En yüce duygu, en üst makamdır. Sahicidir, saftır. Hakiki bir aşığı yukarıya taşır, ileriye götürür. Güneşle kucaklaştırır, gökkuşağıyla dans ettirir. Geliştirir ve eksik olan ne varsa giderir. Tam ve bütün hale getirir. "Aşka Kanat Aç"... Hakiki aşkın keşfidir. Cesaretin ve özgürlüğün raksıdır. Aşk ateşiyle yanmaya hazır gönüllerin hissedebileceği, duyabileceği ve görebileceği bir hikayedir.
Tükendi
San Francisco, 1906: On beş yaşındaki Mercy Wong, erkek kardeşi Jack'i Chinatown'un sefaletinden kurtarmaya kararlıydı. Bu yüzden de St. Clare Kız Okulu'nda eğitim almayı kafaya koydu. Zengin ailelerin kızları dışında öğrenci kabul etmeyen St. Clare ulaşamayacağı kadar yükseklerde olsa da Mercy, kurnazlık ve rüşvet aracılığıyla kendini okula kabul ettirmeyi başardı. Fakat bu, işin en kolay kısmıydı. Çünkü Mercy dişini tırnağına takarak okulun öğrencileriyle başa çıkmaya uğraşırken bir felaket yaşandı. Ni
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 860-880 / Aktif Sayfa : 44