Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 181 kayıt bulunmuştur Gösterilen 140-160 / Aktif Sayfa : 8
Bu kitaptaki metinler, disiplinlerarası bir anlayış ve heyecan verici araştırma soruları eşliğinde 2010-2011 yılları arasında düzenlenen İSAM konuşmalarından oluşmaktadır. Metin Kunt 16. yüzyıl Osmanlı siyasasında saltanat ve hükümet ayrışmasını, Beşir Ayvazoğlu İstanbul kültürü ve estetiğini, Hedda Reindl-Kiel Osmanlı yöneticilerinin hayat tarzını, lüks tüketimini ve hediyeleşme usullerini incelemektedir. Martha Mundy 17-18. yüzyıl Osmanlı hukuk dünyasında siyaset ve ahlâkın kesişme veya buluşma noktaların
Bu Kitapta, tarihi arka planı bakımından Alevilik, göçebe Türk oymaklarının İslam'ı benimsemeye baladığı 10. yüzyıldan günümüze kadar devam eden uzun bir süreci kapsar. Asya'nın bozkırlarında başlayan bu süreç Anadolu'ya, oradan Balkanlar'a kadar uzanmış, Selçuklu ve Osmanlı'dan sonra modern Türkiye'nin kuruluşu ile devam etmiştir.
Hz. Peygamber, son vahyi insanlığa ulaştırırken Allah'ın kelamının inananların hayatına nasıl aktarılması gerektiğini somut ve uygulamalı biçimde göstermiştir. Elinizdeki kitapta onun "sünnet" adı verilen hayat modelinin yanı sıra sünnet kavramının yüzyıllar boyunca üzerine oturtulduğu kuramsal çerçeve tanıtılmaktadır. Ayırca bu çalışmada, on beş asır öncesinin şartlarında yaşanan hayat modelinin, evrensel bir dil ve söylemle daima yeniden üretilişini sağlayan yöntem ve süreçler hakkında bilgi verilmektedir
Tükendi
1035 yılında küçük bir göçebe topluluk hâlinde Ceyhun nehrini geçerek Horasan'a giren Selçuklular, 1040'ta Gazneliler'e karşı kazandıkları zaferin ardından İran coğrafyasında güçlü bir devlet kurdular. Kısa sürede büyük bir imparatorluğa dönüşen bu devlet, Çin sınırlarından İstanbul önlerine, Aral gölü ve Kafkaslar'dan Kızıldeniz ve Mısır'a kadar geniş bir coğrafyaya hâkim oldu. Selçuklular, devrin önemli siyasî hadiselerinin yanında Yakındoğu'nun etnik, dinî ve kültürel yapısının yeniden şekillenmesinde de
Tükendi
Tefsire Giriş başlıklı bu eser, esasen bir taraftan geçmişten bugüne Kur'an tefsiriyle ilgili bireysel faaliyetlere, diğer taraftan da günümüzde Kur'an'ın nasıl anlaşılması gerektiğine dair bilgi vermeyi amaçlamaktadır.
Tükendi
Abdülkadir-i Geylânî, Hz. Peygamber'den tevarüsen gelen, kendi ifadesiyle "zâhir ve bâtın fıkhını" tahsil, zatında tahakkuk ve ameli ile âşikâr kılmakla İslâm dünyasında geniş bir coğrafyaya yayılmış "irfan" ve "yol"un pîridir. Günümüze kadar kesintisiz bir silsile ile devam eden Kadirî yolunun pîri ve tarikatlar üstü bir şahsiyet olarak şöhretinin sırrını, Fethu'r-rabbânî'deki şu güzel sözlerinden anlıyoruz: "Dilsizliği alışkanlık edin, şöhretsizlik elbiseni kuşan, insanlardan kaçmak yegâne hedefin olsun.
Tükendi
Müslüman alimlerin Hıristiyanlığa reddiye olarak yazdığı eserler arasında önemli bir yere sahip olan İzharü'l-Hak, 1854 'te misyoner Pfader ile yaptığı ilmi tartışmayla ün kazanan Rahmetullah el-Hindi tarafından kaleme alınmıştır. Sultan Abdülaziz'in arzusu üzerine yazılan eserde Ahd-i Atik ve Ahd-i Cedid'i teşkil eden kitapların durumu, Tevrat ve İncil'in tahrifi, Musevi ve Hıristiyan şeriatlarında neshin mevcudiyeti, akli delillerle ve Hz. İsa'nın sözleriyle teslisin mümkün olamayacağı, Kur'an'ın Allah ke
Tükendi
Selâhaddin Eyyûbî gibi büyük bir kahraman, örnek bir devlet adamı tarafından kurulan Eyyûbî Devleti, kısa ömürlü olmasına rağmen İslâm ve dünya tarihinde önemli rol oynamıştır. Bu devletle Ortadoğu'da kuvvetli bir siyasî birlik ortaya çıkmış, bunun sonucu olarak 1187 yılında Kudüs ve Haçlılar'ın işgalindeki birçok yer geri alınmış, daha sonra yapılan Haçlı seferleri başarısızlığa uğratılmıştır. Yine bu siyasî birliğin devamı olan Memlükler zamanında 1260 yılında Moğollar'a büyük bir darbe vurulmuş, doğudaki
Tükendi
Sem'î Efendi, XVI. yüzyil ilim ve kültür hayatında tasavvufî eserlerden yapmış oldugu Türkçe tercüme ve şerhlerle ismini duyurmuş mutasavvif bir âlimdir. Bu kitap Sem'î Efendi'nin şahsiyetini ve onun Mevlânâ'nın Mesnevî'si üzerine kaleme aldıgı şerhi tanıtarak Mesnevî'nin şerh geleneğindeki yerini tesbit etmeyi hedeflemektedir.
Tükendi
Genel Osmanlı tarihi çizgisinde Fâtih Sultan Mehmed'den sonra klasik devlet formunun yerleşmesinde kendisinden sonra gelen üç padişah döneminin önemli bir yeri vardır. Fâtih'in devleti dönüştürmeye yönelik hızlı atılımlarının yavaslatılıp yeni bir soluk alındığı, bir ölçüde "Doğu rönesansının" yaşandığı II. Bayezid dönemi;"Yavuz" lakaplı I. Selim'in Doğu siyaseti ile Osmanlı Devleti'nin kazandığı yeni dinî misyon ve onun ardından daha sonra "Kanûnî" unvanıyla anılacak olan I. Süleyman'ın Orta Avrupa'ya ve A
Tükendi
Mehmed Zihni Efendi, Arapça ve din ilimlerindeki vukufiyeti ile temeyyüz etmiş son dönem Osmanlı alimlerinden biridir. O, hayatı boyunca ilim öğrenmek ve öğretmekle meşgul olmuş, içinde yaşadığı toplumun ilim ve kültür seviyesinin yükselmesine katkıda bulunmuştur. Yazdığı eserler kendisinden yıllar sonra bile vazgeçilmez kaynaklar olmaya devam etmiştir. Mehmet Zihni Efendi, Galatasaray Mekteb-i Sultanisi ve Mekteb-i Mülkiyye-i Şahane gibi Osmanlı Devleti'nin önemli okullarında Arapça, fıkıh ve kelam öğretme
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 181 kayıt bulunmuştur Gösterilen 140-160 / Aktif Sayfa : 8